Zenginliğin üstündeyiz!
Haber kaynakları, birkaç gün önce Gölcük ile ilgili ‘Kesin korunacak hassas alan’ ilan edildiğini bildirdiler. Haberin...
Haber kaynakları, birkaç gün önce Gölcük ile ilgili ‘Kesin korunacak hassas alan’ ilan edildiğini bildirdiler.
Haberin alt başlığında da şu ifadelere yer verildi: “İzmir’in Ödemiş ilçesinde bulunan, sıcak havalarda serinlemek isteyenlerin uğrak yeri ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Gölcük Gölü’ne yapılacak çalışmalarla cazibe merkezi olması bekleniyor.”
Peki, ‘Kesin korunacak hassas alan’ ne demek?
Tabii hemen internete saldırdım. Açıklama şöyle:
“Kesin korunacak hassas alanlar veya nitelikli doğal koruma alanlarını etkileyen, bu koruma bölgeleri ile bütünlük gösteren, korumaya katkı sağlayacak, doğal ve kültürel bakımdan uyumlu düşük yoğunlukta faaliyetler, turizm ve yerleşimlere izin veren alanlardır.”
Peki bundan ne anlamamız gerekiyor?
Biliyorsunuz, bölgemizin hem tarihi bir geçmişi hem de doğal güzellikleri var.
Örneğin antik dönemdeki adı Hypaipa, halk arasında bilinen adı Datbey, en son adı Günlüce olan Ödemiş’in kuzeyindeki köyün eski Lidyalılara kadar giden bir geçmişi var. Öte yandan Türkönü köyünün kuzeydoğusundaki eski adı Neikaia olan yerleşim yerinin tarihi de antik döneme kadar uzanıyor. Birgi, beylikler döneminin ihtişamlı başkentlerinden biri. Tarihi ve doğal yapısı ile korunan Türkiye’deki az bulunan kentlerden biri.
Bu tarihi kalıntılar, bakanlık ya da bir üniversiteden ilgi bekliyor. Özellikle Neikaia ile ilgili ciddi iddialar var. Ödemişli arkeolog Prof Dr. Veli Sevin, burada Hıristiyanlık dünyasını etkileyebilecek kalıntıların bulunabileceğini söylüyor.
Bu tarihi yerleşim yeri bu iki kentle kalmıyor, Uzundere ile Köfündere arasındaki Organize Sanayi Bölgesi’nin kuzeyinde kalan bölge ile Kiraz’da da en az 2000 yıllık yerleşim yerleri var.
Gölcük ve Bozdağ da doğal güzellikleri ile bilinen iki merkez.
Bölgemizin üç önemli zenginliği: Turizm, tarım ve doğa…
Bana kalırsa ‘Kesin korunacak hassas alan’ bölgesi, daha da genişletilmeli.
Hepimiz, pandemi döneminde şehirlerden kırsala olan göçü gördük.
Nasıl ki şehirlerimizde acil toplanma merkezleri ilan ediliyor…
Ödemiş ve çevresinin de bu alanın içine alınması gerektiğine inanıyorum.
Biliyorsunuz, zaten bu alanın denize çıkan batısı hariç üç tarafı dağlarla çevrili.
Yani dağlar bile bu alanın korunması için kenetlenmişken…
Büyük bir zenginliğin üstündeyiz ama…
Hadi bakalım…