Zehir gemisinin son durağı Aliağa

Yeni İzmir Gazetesi’nden Berivan Kaya’nın haberine göre, Libya'da uzun süre kimyasal atık depolamak için kullanılan Sloug...

Yeni İzmir Gazetesi’nden Berivan Kaya’nın haberine göre, Libya’da uzun süre kimyasal atık depolamak için kullanılan Sloug isimli tanker gemisi Aliağa’ya getirildi. İçinde 6 bin ton kimyasal barındırdığı iddia edilen gemi Aliağa’yı ve Ege Bölgesi’ni tehdit ediyor.  Türkiye 6 Şubat günü meydana gelen depremlerin ardından yaraları sarmaya çalışırken getirildiği ortaya çıkan gemi Basel Sözleşmesi’ne aykırı olarak Türkiye’ye sokuldu. Geminin söküldüğü iddiaları İzmir’de panik havası yaratırken kimyasalların denize döküldüğü ileri sürüldü.

TÜRKİYE GEMİ SÖKÜMDE LİDER!

Gemi söküm sektörüne ilişkin bilgiler veren Çevre Mühendisi Helil İnay Kınay, “Gemi Söküm Sektörü, söküm işlemine tabii tutulan gemilerin tamamının tehlikeli atık olduğu, özel koşullarda yürütülmesi gereken çevresel riskleri ve maliyetleri yüksek bir sektör. Avrupa’da gelişmiş ülkelerde gerçekleştirilmeyen gemi sökümü Pakistan, Bangladeş, Hindistan gibi ülkelerde yürütülüyor. Türkiye’de bu ülkeler ile birlikte olduğu sektörde lider konumda olduğunu gururla belirtiyor. Ülkemizde sökülen gemiler içerisinde askeri gemiler, tankerler, petrol rafinerileri gibi tehlikeli ve toksik atıklar içeren, tehlikeli maddeler ve atıkların bertarafı ve koruma önlemlerinin yüksek olduğu gemiler var. Sektörün gereklilikleri, maliyetleri ve gemi söküm işlemini gerçekleştiren ülkelerdeki hukuk, denetim, iş güvenliği, iş gücü maliyetler gibi koşullara baktığımızda bu liderliğin sorgulanması gerektiği ortada” dedi.

Haber

“TEHLİKELİ ATIK DEPOSU”

Aliağa Bölgesinde yaşanan kirliliğe değinen Helil İnay Kınay, “Çevresel kapasitesini çoktan doldurmuş olan bölgede devam eden çevresel kirlilik ve riski yüksek sektörler bu durumu daha da kötüleştiriyor. Gemi Söküm sektörü ile birlikte yurtdışından söküm için getirilen gemiler ile ilgili ulusal ve uluslararası mevzuata, bilimsel teknik kriterlere göre yürütülmesi gereken süreçlerin sektördeki denetimsizlik, iş kazaları, ülkeye girişi yasak olan atıkların getirildiği örnekler vb. basına kamuoyuna da yansıyan örnekler ve mücadelelerde yaşadık.  Otopan, Kuıto, Ethan Gemileri, geçtiğimiz yıl yürütülen Sao Pauolo mücadelesi bu örneklerden bazıları.  Bugün Libya’da tehlikeli atık deposu olarak kullanıldığı, 30 yıl denizde bekletildiği, Mısır, Hindistan gibi ülkelerde sökümünün çevre örgütleri tepkileri nedeni ile yapılmadığı, sökümü kabul edilmeyen geminin usulsüz bilgi belgelerle Aliağa’ya getirildiği iddiaları; Gemi Söküm Sektöründe yaşanan örnekler göz önünde bulundurulduğunda karanlık bir tablo yaratıyor” ifadelerine yer verdi.

“ÜLKEMİZ ÇÖPLÜK OLDU”              

Kamusal denetim ve yönetimden sorumlu ilgili kurumların gerekli inceleme ve araştırmaları yaparak kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiğine dikkat çeken Helil İnay Kınay, “Bu noktada atık ithalatı, gemi söküm sektörü gibi son derece riskli ve gelen atığın içeriğine dair çok daha kontrollü ve denetimli yürütülmesi gereken süreçlerin gerçekleştirilmediği, gerekli denetim, bertaraf ve kontrol önlemlerinin alınmaması ile iş ve işçi maliyetlerinin düşük tutulduğu sektörlerde Ülkemizin Dünya’nın kabul etmediği atıkları alan bir çöplük haline getirildiği, çevre ve halk sağlığının feda edildiği bir dönemi yaşıyoruz. Gemi Söküm faaliyetlerinin, bu faaliyet kapsamında sökülecek gemilere ilişkin seçimlerin uluslararası ve ulusal mevzuat ve teknik kriterlere göre yürütülmesi, gerekli önlemlerin alınması için mücadeleler yıllardır devam ediyor ve edecek. Konu sadece bir çevre mücadelesi değildir. Sektörde çalışan emekçilerin sağlık ve güvenliği , hukuka aykırı bilgi belgelerle yürütülen işlemler, denetimsizlik ve yaşanan geri dönüşü olmayan çevre ve halk sağlığı problemleri ile yaşam, emek, adalet, hak mücadelesidir” dedi.

Haber

“SORUŞTURMA AÇILSIN”

Çevre ve Ekoloji avukatı Arif Ali Cangı ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “ Basel sözleşmesindeki doğru atık envanteri bildirilmeden ve T.C. çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan muvafakat alınmadan ithal edilip Aliağa’ya getirildiği anlaşılıyor. Basel Sözleşmesi 4. maddesindeki şartlar ile 6. maddesindeki usuller yerine getirilmediği için 9. maddede tanımlanan yasa dışı trafik suçu oluşmuştur.  Bu nedenle atık geminin gönderen ülkeye geri gönderilmesi gerekir. Bunun yanı sıra, şu ana kadar geldiği denizleri ve Aliağa sahilini kirletmesi pek muhtemel. Gemiyi ithal eden şirket ve şirket yetkilileri hakkında adli ve idari soruşturma açılmalıdır. Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı haberi ihbar kabul edip, re’sen soruşturma başlatmalı, Çevreyi kirletme suçu (TCK madde 181, 182) ndan cezalandırma istemi ile  kamu davası açmalıdır. Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği İzmir İl Müdürlüğü derhal harekete geçerek, Çevre Kanunun 8,9,11,12,13 maddeleri gereğince gemi söküm tesisinde gerekli denetimi yapmalı, Kanunun 15.maddesi gereğince kapatma cezası ile 20. maddesi gereğince idari para cezası uygulanmalı, tesise verilen tüm izin ve ruhsatlar iptal edilmelidir. Ayrıca gereken prosedür ve izinler olmadan atık geminin kara sularına girişine göz yuman kamu görevlileri hakkında da çevreyi kirletme suçunun şeriki olmaktan ve görevi kötüye kullanma suçundan adli ve idari soruşturma açılmalıdır. Ülke depremin yıkımı ile uğraşırken, bunu fırsata çevirmenin ahlaksızlığını kamuoyunun takdirine bırakıyorum” dedi.

ASBESTLİ ZEHİR GEMİSİ BATIRILDI

İçinde yüklü miktarda asbest barındıran nükleer uçak gemisi Nae Sao Paulo’nun Brezilya tarafından okyanusta batırıldığını hatırlatan Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, “Geçen sene Uluslararası alanda mimli bir gemiyi Türkiye’de sökmek istiyorlardı. O gemi kanserojen maddelerle yüklü bir gemiydi. Biz gemiyi kabul etmedik.  Gemiyi Brezilya hükümeti okyanusta batırıldı. Düşünün ki böyle bir gemiyi Türkiye’de sökmeye çalıştılar. İzmir’deki STK’lara, Çevre Emek platformlarına, belediyelere, İzmir halkına çağrıda bulunalım. Gerçekten bu konuyu onların geleceğini karartabilecek kadar tehlikeli bir konu. Aliağa bir bataklıktır. Bataklığa gelen büyük bir sinek geri çevrilmiştir ama bataklık hala oradadır. Bataklığa yine tehlikeli gemiler geliyor. Bu ilk değil, son da olmayacak. İzmir ve çevresi çok ciddi risk altında” dedi.

Haber

ALİAĞA KAPALI KUTU

Aliağa’nın denetime açılması gerektiğini vurgulayan Ensari, “Aliağa kapalı bir kutu. Tamamen denetimden uzak bir yer. Bağımsız denetime açılmasını önerdik.  Aliağa’ya gelen giden gemiler denetlenmiyor. Bunlar bizim duyumlarınız, acaba duymadığımız neler var neler? Buradan hükümete çağrıda bulunalım. Aliağa gemi söküm tesisleri denetlensin. Biz oranın denetlenmediğini, kağıt üzerinde denetime tabi tutulmaya oraya bunun gibi gemilerin gelip söküleceğini tahmin ediyoruz.  Bundan rahatsızlık duyarlarsa buyurun bağımsız denetime açsınlar. Bizler de, yetkili kurullar, kurumlar da gelsin. Teknik kurullar oluşturmalı. Hukukçular, tabipler odası gelsin.  Eğer bu gemiler ön incelemeden geçmişse zaten bu tip zararlı kimyasal taşıyan gemiler orada sökülmezler.  Geminin söküldüğü iddiaları var. Aliağa’da sökülen gemiler bir kere kesinlikle çevreyi kirletiyor. Ege Denizi’ni kirletiyor. Ege sahillerine bu tehlikeli maddeler Çandarlı’ya, Dikili’ye, işte o yere doğru yayılıyor. O maddeler denizin içine atılıyor. Çevre sağlığı, halk sağlığı tehlikede. Başta işçi sağlığı, çalışan sağlığı önemli. Onların çoğu bizi arıyorlar. Kanser bu insanlar. Kanser hastalarının hiçbirisi için bildirim yapılmıyor. Meslek hastalığı olmasına rağmen bildirilmediği için bize çocukları ulaşıyor. ‘Gemi sökümünde çalışan babam kanserden öldü, ne yapabilirim’ diye. Ateş hattında olan kişiler, gemi söküm işçileridir” ifadelerine yer verdi.

 

 

Bakmadan Geçme