Yerel seçimler ve adaylar
Haberlerden izleyebildiğimiz kadarı ile 31 Mart 2019 tarihinde yapılması beklenen yerel seçimler için hazırlıklar kendi süreci...
Haberlerden izleyebildiğimiz kadarı ile 31 Mart 2019 tarihinde yapılması beklenen yerel seçimler için hazırlıklar kendi süreci içinde devam ediyor. Sizin de takip ettiğiniz gibi gazete sayfalarında kimlerin aday olabileceği veya kimlerin aday adaylığı başvurusunda bulunduğu ile ilgili haberler çoğalmaya başladı.
Daha önce yazdığım yazıların birinde ülkemizdeki yerel seçimleri gereğinden fazla politik bulduğumu söylemiştim. Hayatta politik olmayan bir davranış var mı diye sorarsanız ben de ‘hayır’ derim ama politik kelimesi ile ülke siyasetini kastettiğimi anlamışsınızdır umarım.
Yerel seçim deyince aklımıza belediye başkanlığı seçimi geliyor. Oysa iş, sadece belediye başkanında bitmemeli.
Belediye bir kamu örgütlenmesidir. Kamunun anlamı da toplum olduğuna göre, belediyenin bir aile şirketi veya bir partinin arka bahçesi olmadığını öncelikli olarak belirtmemiz gerekiyor. İşin doğrusu biz bunu arada sırada belirtiyoruz ama kim dinliyor!
Sanıyorum ay sonuna doğru partilerin başkan adayları hemen hemen belli olmaya başlayacak. Günlük siyasi sohbetlerin ana konusu da yarışa kimlerin girecekleri doğrultusunda olmaya başladı bile.
Partilerde ön plana çıkan bazı aday adayı isimlerin, kahvehane ortamlarında içilen çay kahveleri tatlandırdığı artık sır değil.
Adı geçen adaylar içinde önceden başkanlık yapanlar da var yeni isimler de… Tahmin edebileceğiniz gibi ben olaya sadece başkan adayının kim olacağı penceresinden bakmıyorum.
Ben bu sınırlı köşemde, yaşadığımız kente dair söyleyeceklerimi az buçuk yazsam da vatandaşların seslerini istedikleri gibi duyurabildiklerini sanmıyorum. Konuşuyorlar ama etkileri de yok yetkileri de… Bu köşede haftanın üç günü yazsam bile ben de tam olarak duyurabildiğimi söyleyemem.
“Türkiye’deki partileri halk mı yönetiyor!” diye bir soru yöneltsem bilmiyorum nasıl bir yanıt verirsiniz ama çoğunlukla önümüze gelen adaylara oy vererek vatandaşlık görevimizi yaptığımıza inanırız. Doğruyu söylemek gerekirse vatandaş, karar alma süreçlerinde söz sahibi değildir genellikle.
Partilerin üst yönetimlerinde yılların particileri vardır. İl ve ilçe başkanlığı seçimleri kimi partilerde göstermeliktir. Aday önceden belirlenir ve yasaya uygun olsun diye vatandaş sandığa çağrılıp “Atın bakalım oylarınızı de demokrasi yerine gelsin!” denilir. Buna kimse ses çıkarıp, “Hop! Durun bakalım! Bizim demokrasi anlayışımız böyle değildi!” diyemez.
Şimdi siz belki bu yazıyı okumaya başladığınızda kahve köşelerinde konuşulan bu aday adayı isimleri arayacaksınız kelimeler arasında ama ben bu isimlerden ziyade olması gereken iki ilkeyi sıralayacağım.
1- Bence belediye başkanı, tek karar verici değil koordine edici olmalıdır. Dedik ya ‘belediye bir özel şirket değildir’ diye…
2- Belediyenin projeleri ve harcamaları şeffaf olmalıdır. Başkan uygun yöntemler bulup projeleri halkın onayına sunmalıdır.
Ben ilkeleri sıralıyorum ama seçmenlerin ilke yerine adı geçen adayların peşinde koştuklarını da biliyorum. İnsanlar veya seçmenler ilkelerden çok ikbal peşindeler. “Bizim aday olmazsa seçimi kazanamayız!” diyerek kendi geleceklerini çizme gayretindeler.
Ne yazık ki büyük çoğunluk; bir kentin altyapı, spor ve kültür politikası yerine kimin aday olacağı ile ilgileniyor.
Dileğim, iyi insanların yaşadığımız kentlerin başkan ve meclis üyeliklerine aday olmalarıdır.
Seçildiklerinde, halka bir şey danışma ve onay alma gereği duymayan, oturdukları o koltuklardan hiç ayrılmayacakmış gibi davranan çoğu kişinin yaşadığımız yerleri güzelleştirme kaygısının bulunmadığını ne zaman anlayacağız bilemiyorum.
Trafik sorunu nasıl çözülecek? Spor ve eğlence alanları nasıl büyüyecek? Eğitim olanaklarını hangi projelerle geliştireceğiz? Kentin kültürel alanda gelişimi için ne gibi çalışmalar yapılacak? Görsel kirlilik nasıl aşılacak? Temiz ve yeşil bir kent için neler düşünülüyor?
Bence aday adayları önce kendi partileri içinde demokratik ortamlarda yarışmalı ardından da halkın karşısına uygulanabilir projeleri ile çıkmalı.
Proje yapmak da zor bir şey değil hani!
Ben size yüz tane proje yazayım. Ama ‘bunlardan hangisi uygulanabilir ve kentin mali olanakları bu projeler için yeterli kaynağa sahip mi!’ varın onları da siz düşünün…