Yeni nesil, hayalet bir hastalık Fibromyalji
Nedeni tam olarak bilinmeyen, özel herhangi bir laboratuvar test ya da film ile tanımlanamayan, herkeste farklı...
Nedeni tam olarak bilinmeyen, özel herhangi bir laboratuvar test ya da film ile tanımlanamayan, herkeste farklı seyreden hayalet bir hastalıktır. Şöyle tanımlanır; 3 aydan uzun süren yaygın kas ve vücut ağrıları ile birlikte kas iskelet dışında da bazı belirtileri olan kronik bir hastalıktır. Ne kadar ilginç değil mi? Aynı zamanda hekim için de elinde hiçbir kanıt olmadan hastaya “sende fibromyalji var “ demesi de zor olan, garip bir durumdur.
Fibromyalji kronik, yaygın kas iskelet sistemi ağrısı ile karakterize olmasına rağmen beraberinde birçok şikayeti bir arada barındıran bulgular ve yakınmalar yumağıdır. Belirtiler şu şekilde sınıflanır:
A- Kas İskelet Sistemine Ait Belirtiler: Ağrı, tutukluk, yumuşak dokularda şişlik hissi,
B- Kas İskelet Sistemi Dışı Belirtiler: Yorgunluk, sabah tutukluğu, uyku bozukluğu, uyuşukluklar, beyin sisi, depresyon, anksiete, irritabl barsak sendromu
C-Eşlik Eden Belirtiler: Duygusal değişkenlik, baş ağrısı, adet dönemi ağrıları, ishal ve kabızlık, kuru göz belirtileri, raynaud fenomeni (el ve ayaklarda soğukta oluşan renk değişikliği)
Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte stres, kaygı, depresyon, mükemmeliyetçi kişilik, nörohormonal bozukluklar, bağışıklık sistemi bozuklukları, kas problemleri, grip benzeri viral enfeksiyonlar, gürültü, fiziksel yaralanmalar, özellikle zor bir çocukluk geçirmek ve çocukluk çağı psikolojik travmaları (prematür doğum, araba kazası, çocukluk çağında psikolojik şiddet veya ihmal, fiziksel şiddet veya cinsel şiddet, boşanma, sevilen bir kişinin ölümü vs.). Ayrıca ağır çalışma temposu, rutubetli ortam, uyku bozuklukları, uzun süre bilgisayar kullanımı gibi birçok durumun fibromiyaljiye neden olduğu düşünülmektedir.
Toplumun yaklaşık % 2’sini etkilemektedir. Her yaşta ve her iki cinste görülebilmekle birlikte en sık 25-55 yaşlar arasında ve kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Bu hastalık nadir de olsa çocuklarda ve yaşlılarda da görülür.
Bu hastalar sıklıkla bir çok doktora gider; fizik tedavi, dahiliye, enfeksiyon, endokrinoloji, nöroloji, gastroentoloji, psikiyatri gibi pek çok ayrı branşı dolaşmış ve yine de kendini anlatamamış, tedavi olamamış olarak dolaşmaya devam ederler.
Peki teşhis nasıl konur? Fibromiyaljide laboratuvar testleri ve radyolojik incelemeler teşhis için değil diğer fibromyalji ile karışabilecek hastalıkları dışlamak amacıyla yapılır. Laboratuvar testleri fibromiyaljide normal sonuç verir. Teşhis, anamnez ve klinik muayene ile konur. Vücudun sağ ve sol yarısında, belin alt ve üst tarafında 3 aydan uzun süredir yaygın ağrı ve bununla birlikte omurga aksında da ağrının olması ve muayenede 11 ağrılı noktanın tespiti ile tanı konur.
Fibromyalji ile karışan durumlar vardır, bunlar; İltihaplı romatizmal hastalıklar, hipotiroidi, nöropatik ağrılar, kronik yorgunluk sendromu, miyofasiyal ağrı sendromu ve bazı nörolojik hastalıklardır
Tedaviye gelirsek, günümüzde fibromiyalji’nin tam olarak iyileşmesini sağlayan özel tedavi yoktur.
Tedavi hastanın anlaşılması ile başlar, anlaşıldığını hisseden kişi çevresinin de desteği ile iyileşmeye başlar. Fibromiyaljide hastalığın tanısını almak, hem hastalığın varlığının teyit edilmesi hem de bulgularla baş etmek için atılacak adımları yönetmek için önemlidir. Bir diğer önemli nokta da hastanın hem hastalığının hem de sağlığının sorumluluğunu alarak kendisinin de aktif olarak tedavi sürecine katılmasıdır.
Hastalığın tedavisi 4 ana başlığa ayrılır: ilaç tedavisi, kendine bakımın sağlanması ve beslenmenin düzenlenmesi ile psikoterapi, fizik tedavi, alternatif yöntemler ve takviyelerdir.
- İlaç tedavisi; D vitamini, B12 vitamini, B vitaminleri, demir, magnezyum, çinko ve eksikliklerinin tamamlanması önemlidir. Ayrıca duruma göre Ağrı kesiciler, Antidepresanlar, Kas gevşeticiler, Anti epileptikler (Gabapentin, pregabalin) kullanılabilir.
- Kendine bakımın sağlanması, beslenmenin düzenlenmesi ve psikoterapi; Uyku düzeninin sağlanması, stresle baş etmeyi öğrenmek, gün içerisinde dinlenmeye ve kendine zaman ayırmak, hayır diyebilmek yani başkalarına sınır koyabilmek öncelikle çok önemlidir. Ayrıca Yoga-Meditasyon yada nefes çalışmaları kişinin sakinleşmesine ve düşük yoğunlukta egzersizle hareket sağlanır.
Hiç olmazsa günlük yürüyüş yapılması yada ofis çalışanlarının masa başı egzersizi yapması sağlanmalıdır. Beslenme çok önemlidir. Glutensiz ve şekersiz beslenme ile işlenmiş gıdaların tüketilmemesi ve Kafein-kola gibi içeceklerin alımının sınırlandırılması veya tamamen kesilmesi ayrıca magnezyum, selenyum, B6 vitamini ve triptofandan zengin beslenmek çok önemlidir. Pek çok durumda olduğu gibi bu hastalıkta da psikososyal destek önemlidir. Kişinin stres ve aşırı heyecandan uzak durmaları söylenerek gerginlikleri azaltılmaya çalışılmalı ile birlikte varsa mükemmeliyetçi kişiliği ve günlük yaşam aktivitelerinde ki titizliği kendisine gösterilmeli ve fiziksel aktivite, ev işi ve veya hobilerini yaparken ara vermesi gerektiği söylenmelidir. Depressif, içe dönük kişiler iş ve aktif olma konusunda motive edilmelidir. Fakat hastanın işi uzun süreli oturma veya ayakta durma şeklinde ise iş yeri ve çalışma şartları düzenlenmeli hiç değilse küçük aralar verip egzersiz yapması sağlanmalıdır.
- Fizik tedavi; Tedavide en önemli yer fizik tedaviseansları ve egzersiz programlarıdır. Fizik tedavide sıcak uygulama, TENS veya interferans gibi ağrıyı azaltmaya yönelik akımlar, ultrason, lazer, hilterapi, kupa tedavisi, masaj, bantlama, kuru iğneleme, tetik nokta enjeksiyonları, mobilizasyon ve manipülasyon uygulamaları yapılabilir. Kaplıca tedavisi ile ağrı eşiğinde ve ağrılı nokta sayısında azalma ve yaşam kalitesinde artma sağlanmaktadır
- Alternatif yöntemler; Masaj, Akupunktur, Kuru iğne, Nöralterapi, Kayropraksi uygulanabilir.
- Takviyeler ; Antioksidanlar, Amino asitler, Fitokimyasallar kullanılabilir.
Sağlık ve sevgiyle kalın…