Yaşar Varış

DEVRİM YASALARI…

Yaşar Varış

3 Mart 1924, laik Cumhuriyet ve Türk aydınlanma devrimi için çok önemli bir tarihtir.
Çünkü bu tarihte TBMM aldığı kararlarla Halifeliği, Şeriye ve Evkaf bakanlığını kaldırmış, Eğitim ve Öğretimi birleştiren “Tevhidi-Tedrisat” yasasını kabul etmiştir.
Hepimizin bildiği 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edilmiş ama onun nitelikleri resmen belirlenmemişti. İşte devrim niteliğindeki bu üç yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte cumhuriyetin laik niteliğinin yanında diğer çağdaş yüzü de belirlenmiş oldu.
Bu bakımdan bu üç yasa devrim niteliğinde birer yasa diye anılmaktadır. Ülkenin aydınlanması için gerekli alt yapı oluşturulmuştur.
Laiklik; dinin devlet, siyaset, hukuk ve eğitim işlerine karışmaması; devletin de dindar vatandaşların dini inanç ve ibadet özgürlüğüne, yaşam tarzına karışmaması hatta güvence altına almasıdır. Halifelik; Müslümanların peygamber olarak kabul ettikleri Hz. Muhammed’in ölümünden sonra Arapların kabul ettikleri teokratik bir din devleti modeli idi. Başkanına Halife deniyordu. 1517 yılında Osmanlı padişahı 1. Selim, Mısırı alınca halifelik de Osmanlı padişahlarına geçti. Yabancılar Osmanlı döneminde bu makamı hep Osmanlının aleyhine kullandılar. Hatta kurtuluş savaşı sırasında verdiği fetvalarla kurtuluş savaşı veren Mustafa Kemal ve arkadaşlarının idam edilmelerini din gereği olduğunu bile söyletip İngiliz uçakları ile dağıttırdılar. Böyle bir kurumun genç cumhuriyet döneminde yerinde kalması düşünülemezdi. Bu nedenle hilafet kaldırıldı, eğitim öğretim ulusal ve çağdaş bir yapıya dönüştürüldü.
Hilafetin kaldırılması ile Osmanlı devletinin teokratik yapısı ortadan kaldırılmış, din devleti yıkılmış, yerine cumhuriyetin laik niteliklerine dayanan bir devlet kurulmuştur.
Ülkede eğitim ve öğretim birliği yoktu. Her kesim, kendi diline ve inancına göre eğitim yapıyordu. Eğitim birliği yasası ile eğitimin birliği sağlanmış, aydınlanmanın, çağdaşlaşmanın önü açılmıştır.
Aslında yapılanlar Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıktığı günden sonra gelişen olayların bir özeti idi. Mustafa Kemal daha Samsun’a çıkarken “Laik, demokratik bir cumhuriyet “kurmayı kafasında oluşturmuştu.
Ama önce ülkenin düşman işgalinden kurtarılması gerekiyordu. Bu nedenle nutuk da belirttiği gibi adım adım ilerleyerek cumhuriyete ulaştı.
TBMM’ nin kurulması, Kurtuluş savaşının kazanılması, Lozan da anlaşmanın sağlanması, saltanatın kaldırılması ve nihayet devrim yasaları ve diğer devrimler bir zincirin halkaları gibi peş peşe eklenmişlerdir. Bunların bütününü düşündüğümüzde ortaya Laik, demokratik devrimci Türkiye Cumhuriyeti çıkmaktadır.
Ne yazık ki, Atamızın ölümünden sonra yerine gelenler bu yasalara yeterince sahip çıkmamışlardır. Karşı devrimcilere verilen ödünler ülkemizi bugünkü konumuna getirmiştir. Hele son dönemde, 20 yılı aşkın sürede devletimizin laik yapısı, bölünmez bütünlüğü tartışmaya açılmış, devrim yasaları unutturulmaya çalışılmıştır. Özellikle eğitimde uygulanan çağ dışı değişikliklerle ülkemiz geriletilmiştir.
Yapılacak iş, Atatürk ün devrimci, tam bağımsızlıkçı, aydınlanmacı özüne yeniden dönülerek; yarım kalan devrimleri kaldığı yerden alıp ilerletmektir. Ülkemizin kurtuluşu bu yoldadır.    04.03.2025  Yaşar Varış

 

Yazarın Diğer Yazıları