![Selim Şahan](https://i.kucukmenderes.com.tr/c/60/180x180/s/dosya/koseyazar/selim-sahan-b92M.jpg)
Ülke yönetmek!
Selim Şahan
Bugünkü yazıma yeni öğrendiğim bir fıkra ile başlayalım.
Fıkra deyince elbet akla önce Karadenizliler gelir…
Bizim Temel Tıp Fakültesi okumuş ve doktor olmuş. Henüz pratisyen. İlk günler acemilik çekiyor.
Bir gün, özellikle geceleri ishal şikâyeti ile gelen bir amcayı muayene ediyor. İlaç yazacak ama ilacın adını bir türlü hatırlayamıyor…
Rahatlaması ve uyuyabilmesi için “Şimdilik bir Zanax yazayım da yarın hatırlarım” deyip şunları söylüyor:
"Amca şimdilik bunu kullan, olmazsa yarın sana daha etkili bir ilaç vereceğim!"
Ertesi gün hastayı kahvede otururken görüp “Nasılsın amca?” diye soruyor.
Yüzünden gülücükler saçan amca da “Çok iyi geldi, altıma ettim ama kafama da takmıyorum!” diyor!
**
Öyle görünüyor ki biz de bir Zanax alıp bazı şeyleri kafamıza takmayacağız…
**
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, biliyorsunuz ilginç adam. Hem seçilmiş hem de başkan. Tek yetkili, tek adam… Muktedir… Orayı alıyor burayı satıyor… Bizim de ‘Dostum Trump’ amcamız…
Trump, geçtiğimiz günlerde bir içki içerken kâğıt pipetleri eleştirerek “Plastiğe geri dönüyoruz” demiş.
Konuyla ilgili sosyal medya hesabından yazan Trump, çevre dostu olarak bilinen kağıt pipetleri hedef almış.
79 yaşındaki siyasetçi hesabından şöyle yazmış:
“Sahtekâr (eski başkan) Joe’nun ‘Plastik pipete hayır, yalnızca kağıt!’ kararı artık öldü. Artık içeceğinizi, ağzınızda iğrenç şekilde eriyen kâğıt pipet olmadan keyifle içebilirsiniz.”
Eski başkana da sahtekâr diye hitap ediyor.
O yapar! Ama aynı şeyi siz ona yaparsanız, seçilmiş başkana hakaret etmiş sayılırsınız.
Trump, Joe Biden’ın ‘kağıt pipet’ kararını geçersiz kılacak başkanlık kararnamesi çıkaracağını belirtiyor. Yasaya gerek yok, çıkarır bir kararname olur biter…
**
Neden kullanılıyor bilmiyorum ama bizde de bir ara kullanılan bu ‘seçilmiş başkan’ ifadesi dikkatimi çekti. Sanki diğerleri seçilmemiş de darbe ile gelmiş!
Önceki dönemden bu yana söyleniyormuş.
Elbet vardır bir hikâyesi ama yazıyı uzatmamak adına çok da önemsemiyorum.
Lafı uzatmayalım…
İster kendi halinde küçük bir ülke, isterse dünyaya hükmeden kocaman bir dünya olsun; yetkileri arttırılmış bir başkanlık sisteminin doğru olmadığını herkes görüyor ama, işte ama, bazılarının işine gelmiyor… Meclisle falan uğraşmak istemiyorlar. Kararnamelerle yönetiriz biz bu ülkeyi diyorlar.
Belki de bazı şeyler önceden tasarlanıp olgunlaştırılıyor da bir veliye veya deliye söylettiriyorlar!
Halkın, devlet aklına aklı ermez…
Kim bilir… Ne dersiniz?
Ama sanki en iyisi ortak akıl…
Yani ademi merkeziyetçilik…
Yani yetkilerin tabana yayıldığı, kuvvetler ayrılığının her kişi ve kurum tarafından saygı ile karşılandığı, halkın karar alma süreçlerine katılabildiği demokratik sistem…
Peki, dünya ölçeğinde var mı böyle bir sistem?
Bilmem ki!
Bana kalırsa, ‘çılgın projeler’ üreten tek adamlar yerine bilimsel verilerin ışığında ortak akılla yönetmek en iyisi… Çünkü ülke yönetiyorsunuz, şirket değil!