Selim Şahan

Milletin vekili mi

Selim Şahan

Kaynaklar, avukat kelimesinin Türkçe’ye Latince veya İtalyanca’dan geçtiğini belirtiyorlar.
Tür Dil Kurumu da sözcüğün anlamını şu şekilde açıklamış: “Hak ve yasa işlerinde isteyenlere yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse; savunucu, müdafi”
Mahkemelerde, davacı veya davalının vekili. Savunucu veya savunman denilebilirmiş.
Meclis’te millet yerine konuşmalar yapan, oy kullanan kimselere de milletvekili demişiz. Yabancı dillerden birini tercih etsek muhtemelen ‘parlament’ diyebilirmişiz. Nitekim bir dönem, dilimizde kullanıldı. 
‘Milletvekili’ sözcüğü üstünden devam edelim.
Milletvekili, adı üstünde milletin vekili olmalı… Fakat milletin vekili olmak yerine partinin veya parti liderinin vekili oluyorlar. Partinin vekili olmayı kabul etmezlerse parti yönetimi ile ayrı düşüp partilerinden ayrılıyorlar.
Partinin vekili olanlar, mecliste el kaldırıp indiriyorlar. Herhangi bir konuda millete sordukları falan olmuyor. Halbuki milletin vekili, milletin onayını alması gerekiyor.
Örneğin avukatınız sizden habersiz size rağmen vekillik yapabilir mi?
TBMM, 100 yıllık geçmişinde ne milletvekilleri gördü. Bunlardan bazılarına bizler de şahitlik ettik. 
İsimler vermeyeceğim ama siz onların kimler olduğunu aşağı yukarı tahmin edeceksiniz. 
Birinin özgeçmişinde, iki parti liderine vekillik öncesinde gönüllü olarak şoförlük yaptığı yazıyor. Sakın şoförleri küçümsediğimi düşünmeyin. İki parti liderine şoförlükten vekilliğe terfi etmiş.
Vekillik yaptığı yıllarda saçma sapan açıklamaları ile gündemde yer almış. Hatta erkek olduğu halde sosyal medyada ‘Yeliz’ kod adı ile trollük ve kışkırtıcılık yapmış.
Bildiniz değil mi?
**
Bir başka milletvekili de müzik kökenli… ‘Uyuyan şarkıcı vekil’ adı ile internette arama yapın, karşınıza gelecektir.
Futbolculuktan, sarkıcılıktan vekil olanların adlarını da yazmayacağım. Bunların büyük çoğunluğunun TBMM’ye hiçbir katkı sunmadıkları biliniyor. Sadece görüşmeler sırasında kollarını indir kaldır yapmışlar. 
Kimileri de boksörlük yapmış! 
Ama maaş almışlar. 
**
Vekiller bence zamanlarının çoğunu seçim bölgelerinde geçirmeli. Halkın nabzını tutmalı… Meclisteki görüşmeler sırasında da seçim bölgesindeki seçmenlerinin görüşleri doğrultusunda oy kullanmalı. Kimin hangi konuda hangi yönde oy kullandığı da belli olmalı…
**
Haklarını yemeyelim, seçim bölgelerine gelmiyorlar mı? Geliyorlar tabii ki…
Fakat, üç beş oda ile sivil toplum kuruluşu yöneticileri ile çay kahve için geldikleri yere dönüyorlar. Ve bu yaptıkları ziyaretleri, sanki büyük bir iş yapmışlar gibi medyaya servis ediyorlar.
Ee muhabirler de ‘bölgemize önemli adamlar gelmiş anlayışı’ ile peşlerinden koşup bu ziyaretlerde yapılan esprilere gülüyorlar. Nasıl olsa haberler de hazır yazılmış olarak geliyor.
Peki bölgenin; İşçinin, çiftçinin, emeklinin ve esnafın durumu!
Canım, koskoca vekil bölgemize kadar gelmiş; şimdi onların canını sıkmaya değer mi!
Ortamda onları alkışlayacak 40-50 kişi de her zaman hazır olur… Oğlan, kız, eş, dost, akraba vardır işe girecek… 
Bravo, yaşa!..

Yazarın Diğer Yazıları