'Kapat, kapat!'
Selim Şahan
Eskilerin ‘sömestre’ dediği yarıyıl tatiline girdik… İkinci yarıyıl başında 34 yılı geride bırakmış olacağım.
Karneleri dağıttık. Takdir, teşekkür ve onur belgesi alanlar çoğunlukta… Zaten şimdilerde sınıfta kalmak için olağanüstü beceri sergilemek gerekiyor.
“Hocam ben okuduğumu anlamıyorum!”
Sık sık olmasa da arada duyarız bu cümleleri öğrencilerimizden. Kimileri, arkadaşları gülecek diye okumak istemez. Kimi zaman okumak istemese de zorla okuturum. Arkadaşlarını önünde bir yazı okumamak için ağlayıp sınıftan kaçanları gördüm. Her okumak istemiyorum diyene ‘tamam’ diyememeyiz. Zaten, ‘tamam’ diye diye liseye kadar gelmişler. ‘Tamam’ diye diye de bir paragraf yazı okumadan okuldan mezun olup gidecekler!
Bir öykü anlatamaz…
Bir şiiri ezberden okuyamaz…
Bir türküyü sınıfta yüksek sesle söyleyemez…
“Peki zorunda mı?” diye sorabilirsiniz…
Okumak zorunda değil, okumalı; hem de severek okumalı…
Bir öğretmenimiz vardı. “Ya bu deveyi güdeceksiniz, ya da bu deveyi güdeceksiniz!” derdi.
İyi okumak, doğru yazmak, dinlemesini ve anlatmasını bilmek… İstediğimiz bunlar… Çok şey mi istiyoruz?
Yazdıklarım bütün öğrenciler için geçerli değil elbette. Meslek liselerinde öğrenim gören ve okulu bitirir bitirmez bir mesleğe yönelecek olanlar için… Belki akademisyen ve bilim insanı olamayacaklar ama iyi insan olabilirler.
**
Televizyonda haber izlemek benim için işkence haline geldi.
Ortaokul yıllarında hiç haber izlemezdim. Hatta derslerimi bile haber saatinde yapardım. Bilmeyenler için hatırlatayım: Tv, 20 yıl önce bulunmadı, benim ortaokul yıllarımda da yani 70’lerin ikinci yarısında siyah beyaz ve tek kanallı da olsa televizyon yayınları vardı.
O zamanlardan aklımda kalan önemli bir anımı anlatayım. Kimi kadınlar ve erkekler, günah diye TV’ye sırtlarını dönerlerdi. Şimdi o anlayıştakilerin torunları Tv kanalı sahibi oldu.
**
Haber saatleri lise yıllarımda ilgimi çekmeye başladı.
“Türkiye ve dünyada neler oluyordu!”
Şimdiki gibi bilgisayarlar, internet ve sosyal medya olmadığı için haberler önemli idi.
Bugün de TV’den haberleri izleyemez oldum. Haberden ziyade, vatandaşa bir görüşü empoze etmeye çalışıyorlar. Haberciliğin evrensel kuralları arasında sayılan 5N1K ilkesi sizlere ömür…
Öte yandan, kayan yazılarla verilen alt yazı, üst yazı, borsa, hava durumu derken, son dakika haberleri ve canlı yayınları, haberleri izlenmez hale getirdi. Dolayısıyla, ana ekranı mı izleyeceğiz yoksa kayan yazıları mı takip edeceğiz belli değil.
Üstte bir sanat haberi verilirken, altta son dakika: ‘Şok Şok Şok’ spotları ile verilen üçüncü sayfa haberleri ana haber bültenlerini izleyiciyi kroşe yemiş boksöre döndürüyor.
Kafamız sağa sola doğru sallanırken, ağzımızdan takma dişlerimiz fırlayacak sanki!
Kısacası dikkatimi dağıtan ve odaklanmamı engelleyen tüm çeldiricilere karşı, ‘dünyanın ezilen tüm izleyicileri, birleşin!’ diyorum.
Sadece haber izlemek istiyorum!
Hele birileri canlı yayında aniden karşıma çıkınca hemen kanal değiştiriyorum. Fakat kimi zaman 20 kanalda birden konuşunca, kendi kendime “Kapat, kapat!” diyorum…