
Eldeki ile…
Selim Şahan
‘Eldeki ile yetinmek’ deyimini bilirsiniz…
Bir de ‘Ayağını yorganına göre uzatmak’ vardır…
Un var şeker var… Peki helva?
Atasözlerimiz, yüzyıllardan bu yana tülbentten süzülüp bakraca düşmüş söz varlıklarımızdır…
Yıllar önce yazdığım bir yazıda, şu an emniyet müdürlüğü olarak kullanılan binanın ‘Kuvayı Milliye’ müzesine dönüştürülmesi gerektiğini yazmıştım. Yazmakla da kalmayıp, konuyu bir kamuoyu oluşturmaya dönüştürmüştük.
Yazdık çizdik ama dönemin emniyet müdüründen de zılgıtı yemiştik…
Hala aynı noktada olduğumu söyleyebilirim.
Geçtiğimiz hafta sonu minik bir Tire gezisi yaptık. Tire, son yıllarda atılım yapan bir şehrimiz.
Özellikle yeni mahallelerin bina yapıları ve cadde genişlikleri görenlerin takdirini topluyor.
Tire, Ödemiş’e göre daha eski bir kent. Yaklaşık 250-300 yıl öncesine kadar Ödemiş’in adı geçmezken, Tire Beylikler Dönemi’nin önemli şehirleri arasında yer alır.
Hanlar, hamamlar ve müzeler bakımından varlıklı bir kent…
Gezilebilecek ve vakit geçirilebilecek bir kent…
Ama orada da daha yapılacak çok iş var…
İzmir’e yakın olması ve Organize Sanayi Bölgesi’nin dolu olması bize göre avantajlı yanları.
Neyse, konumuz Tire değil…
Biz dönelim Ödemiş’e…
Bir süredir yazacağım ama elim mi ermiyor yoksa konsantre mi olamıyorum bilmiyorum.
Yazacağım ama dikkatimi yoğunlaştıramıyorum.
Şu Büyükşehir Hizmet Binası diyorum…
Eski garajın girişindeki Nikah Salonu ve daha önce kahve olarak kullanılan mekana taşınsa…
Türk Hava Kurumu’na ait o güzelim bina da bir kültür sanat merkezine dönüştürülse…
Yine eskiden olduğu gibi gençlerin takıldığı bir mekân olsa…
Hatta bir katı da ilçe kütüphanesinin kitap alış veriş merkezine dönüştürülse…
Bürokrasi, kurumlar arasındaki ilişki vesaire diyebilirsiniz…
Ben yazayım da siz ne derseniz deyin…
**
Bu arada, Otamış’ın Çocukları adlı resimli öykü kitabım çok ilgi gördü…
Hem hikâyesi hem de resimleri. İlk baskı 2000 adet idi. Kitap ve kırtasiyeciler dışında elimde kalmadı. Birkaç okuldan söyleşiye çağrıldım. Benim açımdan verimli ve öğretici etkinliklerdi…
Bir yıldır hazırlık yapıyordum, bir ayda bitti bitiyor…
Sanıyorum ikinci baskıyı yapacağız…
İlgi gösterip destek olanlara teşekkür ediyorum…
İkinci baskının yanında üçüncü kitabım da sayfa tasarımı aşamasında…
İlk kitabım, ‘Mezar, Duvar ve Balkanlar’ adlı gezi yazısıydı.
Yazmak kolay değil. Basmak hiç kolay değil…
Ama kervan yolda düzülüyormuş…