Selim Şahan

Bir yerlerlerden

Selim Şahan


Kabul etmek gerekir ki haftanın 5 günü yazı yazmak bazen zorluyor. 
Çünkü yazdığınız konular benzer şeyler… Ben bunu yazmıştım dediğim çok oluyor… 
Bazen de arkadaşlarım veya okuyucularım, “Hocam yaz bunu” diyorlar…
Yazıyorum da kim okuyor ki dediğim oluyor… Okusa da kim değer veriyor ki!
**
Okumak ve yeni şeyler öğrenmek insanın bakış açısını genişletirken görüş açısını da uzaklara taşır…
Biliyorsunuz kullanım amacına göre aspirin ve bıçak, yarar da sağlar zarar da…
Kullanmasını bilirseniz internet adını verdiğimiz dijital ortam da benzer bir özelliğe sahiptir. Doğru amaçlarla kullanırsanız çok yararlıdır, yanlış amaçlarla kullanırsanız çok kötü sonuçlar da doğurabilir…
İnternete yaş sınırlaması getirilmesinin tartışıldığı günümüzde isteseniz okula gitmeden de üniversite diploması alabilir ve birçok şeyi öğrenebilirsiniz. İnternet, elinizin altındaki kütüphanedir.
Geçtiğimiz gün yine bir konu hakkında bilgi edinmeye çalışırken William Tyndale adı ile karşılaştım.
William Tyndale, 16’ıncı yüzyılın başlarında İncil'i İngilizce’ye ilk kez çeviren yetenekli bir İngiliz dilbilimci, akademisyen ve rahip olarak adını tarihe yazdırmış.
Tyndale, Katolik Kilisesi'nin İngilizce çeviriyi yasaklanmasına karşı çıkmış. 
Tyndale ile ilgili bilgileri okudukça, hem Hristiyanlık ve tarihi konusunda ne kadar eksik bilgilere sahip olduğumu anladım.
Biliyorsunuz bizde din bilgisi derslerinde sadece İslamiyet öğretilir. Ben arada öğrencilerimin din bilgisi hakkındaki bilgilerini sınarım. Bırakın genel din bilgisini İslamiyet hakkında bile doğru dürüst bilgi sahibi olmayan ama Müslüman olduğunu söyleyen birçok kişi var…
William Tyndale, kiliselerdeki rahiplerin bile Latince olan İncil’i anlamadıklarını söylemiş.
Tyndale, 1536'da henüz 40 yaşında iken yaptığı çalışmalar nedeniyle boğularak idam edilmiş. Cesedi de kazığa bağlanıp yakılmış. İdamından üç yıl sonra da meslektaşı Myles Coverdale tarafından tamamlanan İncil'in İngilizce çevirisi kralın onayıyla İngiltere'de yayımlanmış.
İncil’in aslı da İbranice imiş… 
Tyndale, Hristiyanlıkta önemli bir terim olan ‘ekklesia’ kelimesinin çevirisi konusunda da yenilikçi bir yaklaşım benimsemiş. Bu kelime, geleneksel olarak ‘kilise’ olarak anlaşılıyormuş. Tyndale, ‘ekklesia’ kelimesinin daha doğru bir çevirisinin ‘cemaat/toplum’ olduğunu kabul etmiş…
Tyndale’nin hayatını okudukça, sanki bunları bir yerlerden biliyormuşum gibi geldi. Ya da benzeştiriyormuşum… 
Bunları, internet üstünden okuyorum. 
Dedim ya, internet iyi kullanılırsa derya deniz bir kütüphane, kötü kullanılırsa da çukur çamur bir bataklık olabilir…
**
Sosyal medya da internetin bir gezinti parkı. Orada binbir türlü insan var. Trafik gibi… Bir korna veya el işareti yüzünden cinayet işlenebilir…Bu sıralar trol hesaplar önümü düşüyor. Büyük bir algı mücadelesi veriyorlar. “Üç beş yıl sonra neye mâl olur?” sorusunu sormadan her türlü Makyavelist  davranışı araç olarak kullanıyorlar. 
Bir yalanı 40 kişiden okuyunca ‘doğru’ sanan kimseler çok… Bunu biliyorlar…
Zaten onlar da bu tip insanlara oynuyorlar…
Trol deyip geçmeyin… Önemsiz görmeyin… Bence kimliksiz cahiller sürüsü… Paralı ordu… 
Onlarla uğraşın derim… Yanıt verin… Şikayet edin… 
Bugün önemsiz görüp uğraşmazsanız yarın çok geç olabilir. 
Memleketi bir avuç üçkağıtçı fırsatçıya bırakmamak lazım…

Yazarın Diğer Yazıları