Ateş Dağlı

OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ'NE GİREN TERÖRİST: KAREKİN PASTIRMACIYAN

Ateş Dağlı


27 Şubat 2025 tarihinde, A. Öcalan’ın PKK'ya silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısı yapması ve PKK’nın 1 Mart 2025'te ateşkes ilan etmesi ile birlikte gündemde birçok tartışma ortaya çıktı. Terörle masaya oturulup oturulmayacağının tartışıldığı şu günlerde tarihimizde yaşanan bir olayı örnek vererek ibretlik bir ders almamız gerektiğini düşünüyorum. Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında Ermeni milliyetçiliğinin artması ile birlikte günümüze kadar tartışmaların süreceği “Ermeni Meselesi” ortaya çıkmıştı. Bu Ermeni milliyetçiler arasında yer alan Karekin Pastırmacıyan (Armen Garo) ise Osmanlı’nın son zamanlarında hem terör estirmiş hem de affedilerek Osmanlı Mebusan Meclisi’ne kadar girebilmişti. 
Armen Garo adıyla, Ermeni milliyetçiler tarafından “milli kahraman” ilan edilen Karekin Pastırmacıyan (1872-1923), 1872 yılında Erzurum’da doğmuş ve ilkokulu bitirdikten sonra Erzurum’daki Sanasarian College adlı Ermeni lisesinde eğitim görmüştür. 1894 yılında Fransa’da Nancy Üniversitesi’nde okuyan Pastırmacıyan, o sırada Ermeni terör örgütü olan Taşnak örgütüne katılmıştır. Taşnak örgütünün ilk genç üyelerinden olan Pastırmacıyan, Osmanlı Devleti’ne karşı mücadele etmiş ve 1895 yılında Sasun İsyanı’nda rol oynamıştı. Birçok Müslümanın katline sebep olan bu terörist hainliğini her daim belli etmişti.
1896 yılında da batının müdahalesini sağlamak isteyen Taşnak örgütündeki Ermeniler, örgütün İstanbul Merkez Komitesi’nin kararıyla Osmanlı Bankası’na baskın düzenlemeye başladılar. Rus pasaportu taşıyan Karekin Pastırmacıyan ve Papken Siuni liderliğinde 26 Taşnak teröristi, bankayı işgal edip rehineleri esir alarak sağa sola ateş edip olay çıkarmıştır. Amaçları yabancı sermaye ile kurulan bu bankada olay çıkartarak Batılı güçlerin ilgisini çekmektir. Rusya ve Fransa’nın İstanbul’daki elçilikler aracılığıyla müdahale etmesi sonucu olayın siyasî açıdan büyümesini istemeyen II. Abdülhamid, suçluları salmış ve bu suçlular serbest kalınca Fransız gemisiyle yurtdışına çıkıp siyasî emellerinden vazgeçmemişlerdi.
1902 yılından itibaren İttihat ve Terakki ile birlikte çalışan Pastırmacıyan, 1905-1906 yılları arasında Kafkasya’da Azerilere karşı mücadele etti ve katliam eylemlerinde yer aldı. II. Meşrutiyet ile birlikte çıkarılan aftan yararlanan Pastırmacıyan, İstanbul’a gelmiş ve 24 Ağustos 1908’de İkinci Osmanlı Mebusan Meclisi'nin açılması ile birlikte parlamentoya katılan, çoğunluğu sosyalist olan 12 Ermeni arasında yer almıştı. İttihat ve Terakki listesinde 1908-1914 yılları arasında Erzurum milletvekili olarak görev yapan Pastırmacıyan, I. Cihan Harbi’nin çıkması ile birlikte Rusya’nın safında yer almış ve Rus ordusunun emrinde Gönüllü Ermeni Alayları’nda görev yapmıştır. Pastırmacıyan, daha sonra Talat Paşa, Said Halim Paşa, Bahattin Bakır, Cemal Paşa gibi Osmanlı'nın öncü isimlerine suikast hedefiyle başlatılan Nemesis komplosunun tasarlayıcısı ve etkin üyelerinden biri olmuştur. Ermenistan Cumhuriyeti ABD Büyükelçiliği’nde de görev alan Pastırmacıyan, yapmış olduğu onca katliama ve terör faaliyetlerine rağmen soykırım yaftasını sürekli kullanmış; hatta bu safsatayı Amerika’daki yaşamı boyunca da dile getirmekten çekinmemiştir.
Aktarmış olduğum bu bilgilere göre, estirdiği terörün haddi hesabı olmayan bu hainlerin hem suçlu olup hem de mazlum gibi gözükmesi, soykırım iddialarını ortaya atıp memlekette terör estirmeleri ve bir de üstüne meclise kadar girebilmiş olmaları, tarihin tekerrür edebileceğini bizlere gösteriyor. Hainliği ortada olan bu Ermeni milliyetçisinin, affedildikten sonra bile emellerinden vazgeçmeyip terör estirmeye devam etmesi günümüze ibretlik bir bakış açısı sunuyor. Tarihimize bakıp geleceğe yön vermemiz gerekirken, maalesef ki toplumumuzda geçmişte yaşanan olaylar hemen unutuluyor. Türk tarihinden alınacak çok fazla ibretlik ders bulunmaktadır. Türk milleti, geçmişini çok iyi analiz etmeli ve geleceğe adım atarken geçmişteki hataların tekerrür etmemesi için yoğun çaba sarf etmelidir.
 

Yazarın Diğer Yazıları