Yazarlık zor iş…

Gazete yazarlığının zorluklarından geçtiğimiz yazılarımda söz etmiştim. Yazarsınız kimi beğenir kimi de eleştirir. Yazar, şakşakçı veya...

Gazete yazarlığının zorluklarından geçtiğimiz yazılarımda söz etmiştim.

Yazarsınız; kimi beğenir kimi de eleştirir. Yazar, şakşakçı veya alkışçı değildir.

Öte yandan yazarın yazdıkları yazının yayınlandığı gazetenin resmi görüşü de değildir. Yazdıklarından, yazar sorumludur.

Bir gazetede farklı görüşlerde yazılar yazan, bir olaya değişik pencerelerden bakanlar olabilir. Bu durum bir gazetenin çoğulcu düşünce yapısına sahip olduğunu gösterir.

Yazdığım yazılara zaman zaman olumlu ve olumsuz yönde tepkiler alırım. Bu, yazılarımın okunduğuna ve ilgi gördüğüne işarettir. Eleştiriler, hakaret boyutuna varmadığı sürece yazar için olumludur. Yazar, eleştirilerden beslenir ve daha sonra yazacağı yazılarda bu eleştirileri göz önünde bulundurur.

Hepimiz insanız. Olaylara doğru veya yanlış pencerelerden bakabiliriz. Hatta ilişkide olduğumuz insanların görüşlerinden etkilenebilir belki de o yazıyı taraflı bir gözle yazmış da olabiliriz.

Doğru olanı bağırıp çağırmak değil, yanlış olanı medeni ilişkiler çerçevesinde anımsatmaktır.

Pazartesi günü, yeni hastanemizin girişi ile ilgili bir yazı yazdım. Kimi güzel yazdığımı kimi de eksik yazdığımı söyledi.

Yenisi varken eskisini savunmak hem tarzım değil hem de doğru değil.

Yeniyi savunurken; yapanlara, yaptıranlara özetle vesile olanlara teşekkür edip eksik kalan tarafları ve yanlışları da söylemek zorundayız.

Bilirsiniz bir bardağın dolu tarafı ile boş tarafını görmek bir bakış açısıdır.

Fakat ister boş ister dolu tarafını yazın ister istemez diğer tarafı da söylemiş olursunuz.

Uzatmayalım. Bunları, bir tepki oldu da bu yüzden yazmış değilim. Arada yazmak istiyordum ama ya unutuyorum ya da araya başka konular giriyordu.

Ödemiş’teki yerel gazeteciliğin geldiği noktayı hepimiz görüyoruz. İsim vererek, zamanla kimin ne dediğini ve kimin ne yaptığını eleştirecek değilim. Takip edenler yerel gazetecilikte kimin ne yaptığını ve kimin ne kadar yol aldığını zaten biliyor.

“Gazeteyi yürütecek biri çıksa da ben sadece yazı yazsam” diye dua ettiğim zamanları bazen arkadaşlarımla paylaştığım olmuştur.

Gazete çıkarmak zor bir iş değildir. Ama sürdürmek zordur. Ödemiş’te adam gibi gazeteciliğin zorluklarını ve sıkıntılarını bilenler arasındayım.

Yazarlığın da zorluğunu bilirim. Yazılarımı takip edenler biliyor ki kendi sınırlarım içinde ilçemizdeki bir takım sorunları dile getirmeye çalışıyorum.

Lafı eveleyip geveledikten sonra gelelim sadede!

Ben istiyorum ki ilçemizin sorunlarını başkaları da köşelerinde dile getirsinler. Bazen, çeşitli nedenlerle gittiğim başka il ve ilçelerde oradaki yerel gazeteleri karıştırırım. Ciddi yerel gazetelerde köşe yazarlarının çoğunluğunun yerel sorunlarla ilgili yazılar yazdıklarını görüyorum.

Bizim gazeteye bakıyorum, yerel sorunları köşelerine taşıyan isim sayısı üç-beş bile değil.

Yerel siyaset yazan nerdeyse hiç yok!

Bence insanların düşüncelerini fısıltı gazetesinden yazılı gazeteye taşıması bu ilçeye biraz daha öz denetim getirecektir. Yani yöneticilerimiz, ‘yaptıklarımız köşede yazılabilir’ düşüncesi ile daha dikkatli davranacaklardır.

Sonuç: Yazı yazma işinden para kazanmıyorum. Bu anlamda profesyonel değilim ama haftada üç gün köşemi doldurmak istiyorum. Yazılarım bazen aceleye geliyor hem yazım hem de ifade yanlışı yapabiliyorum. Bir konuyu yazarken rapor çıkarmıyor, gördüklerimi yazıyorum.

Ve sınırlarım belli, ölçüme dikkat ediyorum.

Bakmadan Geçme