YALLAH CİNLER YALLAH!

Bir süreliğine Balıkesir'in Avşa Adası'na gidiyorum. Birkaç günlüğüne ama yine de Ödemişimizi şimdiden özlemeye başladım. Bulunduğunuz...

Bir süreliğine Balıkesir’in Avşa Adası’na gidiyorum. Birkaç günlüğüne ama yine de Ödemişimizi şimdiden özlemeye başladım. Bulunduğunuz kasabayı, kenti özlüyorsanız aslında siz oraya aitsiniz demektir. Ayağıma takılan, kafama sıçrayan taşı bile özlüyorum. Geçenlerde Ulus Parkı’nda yürüyordum. Bir arkadaşımın annesi rahatsız, ona ziyarete gidecektim. Ayağıma kuvvetlice bir taş düştü. Etrafıma bakındım bir akıl rahatsızı bey, eline yerden aldığı taşları atıyordu. Bir taş arabaya, bir başka taş da yoldan geçen başka birine geldi.

Verilmiş sadakamız varmış, görünmez kaza bela dedikleri böyle olsa gerek. Beni bir düşünce aldı. Acaba ben ona buna kelimelerimle taş atıyorum da mazaallah, acaba beddua mı aldım diye özeleştiride de bulundum. Ah almadan bir ömür hepimize nasip olur umarım. Eski zamanlarda deliler bile farklıydı. Benim çocukluğumda Deli Savet adında bir kadın vardı, kimseye zararı yoktu. O hanımın halen yaşıyor olduğunu öğrendim. Pamuk gibi bembeyaz olmuş saçları ağarmış, böyle deliye can kurban efendim. Eh yazarınız da pek akıllı sayılmaz, haahaaa…

Şaka bir tarafa kafam yarılmadan sokaktan eve gelince bir abdest alıp iki rekat namaz kıldım. İyi yapmışım değil mi?

Avrupa’nın ülkeme yapmış olduğu tutumu elbette ki hoş görmüyorum ama sevgili kıymetli okurlarım hükümetin hamaset dolu kavgacı dil kullanmasını da doğru bulmuyorum. Devlet, diplomatik usullerle, teamüllerle yönetilmeli diye düşünüyorum. Milleti sokağa meydanlara döküp arka planda Avrupa ile ticari ilişkiler için el avuşturmalar hiç de samimi ve dürüstçe değil. Samimi iseniz lütfen millete açıklar mısınız kısa zaman önce Petrol Ofisi’ni kime ve niçin sattınız?

Başbakanın oğlunun ticari ilişkileri hangi Avrupa ülkesi iledir?

Ülkemizde bazı bankaları kim satın almıştır?

Bunların cevabını bilen biliyor ama sizler sayın devlet büyüklerimiz halkınızın önünde atarlanırken biraz dozu kaçırıp samimiyetsiz oluyorsunuz, bu şekilde inanınız bir bakkal bile idare edilmez. Her şeyden önce samimiyet, vicdan ve dürüstlük olsun inanınız dindarlık daha anlamlı olacaktır.

2010 yılında İsrail’e kafa tutup atarlandınız. Mavi Marmara faciasında 9 vatandaşımız Hakk’ın rahmetine kavuştu. Aradan yıllar geçti. Bu davayı kapattınız. İsrail Devleti ile anlaştınız. Daha acısı şöyle dediniz: ’Yahu giderken bana mı sordunuz?’

Hayır, aklımıza nanik yapıyorsanız, kendinizce eğleniyorsanız bilemem ama bazı vatandaşlarınızda fena gaz yapıyor.

Bunca çatışma dili ayrıştırıcı söylemden kurtulmanız için Telli Baba’ya adak mı adayalım , evet oyları yükselsin diye hayır diyenleri terörist ilan ettiniz. İyi de muhterem teröristlerin feriştahlarıyla siz değil misiniz el sıkışan? Barzani geçenlerde geldi. Türk Bayrağının yanına Kürdistan Bayrağı asıldı, acaba siz kaza namazlarınızı mı eda ediyordunuz , yoksa abdest mi tazelemeye gitmiştiniz ?

Kasım 2015 tarihinde Rusya’ya da bir naaaayırrr haddini bil diye bir bağırdınız, millet tuvalete zor yetişti. Aaaa aradan bir zaman geçti, siz soluğu Rusya’da aldınız. Turistler ehem, ekonomi ehem, ben ettim sen etme vallah kurbannnn yalvarmaları ile şükür arayı düzeltiniz. Değer mi efendim bunlara? Biz Çanakkale Destanı’na sahip yürekli bir milletiz. Gerektiğinde evvelallah herkese anladığı dil ile konuşuruz. Lakin yerli yersiz hamaset öfke bir anlık oy tuzağı uğruna geleceği ateşlemek ne siyasete ne insanlığa ne de dindarlığa yakışmaz.

Sevgili Ödemişli kardeşlerim, Cumartesi akşamı 18 Mart Çanakkale Destanı programını ne olur benim için de dinleyiniz, lütfen.

Bakmadan Geçme