'Ücretsiz deprem karnesi çıkacak'

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği 'İzmir Afet Planı-Deprem Hazırlık ve Dirençlilik Çalışmaları' bilgilendirme toplantısının kapanış bölümünde konuşan...

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “İzmir Afet Planı-Deprem Hazırlık ve Dirençlilik Çalışmaları” bilgilendirme toplantısının kapanış bölümünde konuşan Başkan Tunç Soyer, “İzmir’in hangi ilçesinde olursa olsun başvuran her vatandaşımıza binalarının deprem karnesini çıkarmak için ücretsiz destek olmaya başlıyoruz. Her İzmirli, belediyemize başvurarak depremle ilgili hızlı tarama hizmetinden yararlanabilir” dedi.

117 kişinin yaşamını yitirdiği 30 Ekim depremin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin dirençli bir kent yaratmak için yaptığı çalışmalar Türkiye’nin önde gelen uzmanlarının katıldığı “İzmir Afet Planı-Deprem Hazırlık ve Dirençlilik Çalışmaları” toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantıda İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, akademisyenler ve meslek odalarının temsilcileri kentte yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Başkan Soyer, sunumların ardından yaptığı değerlendirmede önemli açıklamalarda bulundu.

Depreme hazırlık ve dirençlilik çalışmaları hakkında bilgi veren Başkan Tunç Soyer, “Sizlere yapı tarama çalışmalarımızla ilgili yeni bir kararımızı açıklamak istiyorum. Bugüne kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yapı envanterlerini ilçeler ölçeğinde çıkarıyorduk. Bundan sonra, İzmir’in hangi ilçesinde olursa olsun başvuran her vatandaşımıza binalarının deprem karnesini çıkarmak için ücretsiz destek olmaya başlıyoruz. Her İzmirli, belediyemize başvurarak depremle ilgili hızlı tarama hizmetinden yararlanabilir” şeklinde konuştu.

Dirençli kent yaratmak için tek çıkış yolunun şehirleri doğal ekosistemlerin bir parçası olarak inşa etmek olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, “Şehirlerimizin kaderi, bir gecede yıkılıp gitmek olamaz, olmamalı. Şehirleri dünyadaki yaşam ağının bir parçası olarak hareket eden mekanlar olarak geliştirmek zorundayız. Şehrimizin jeolojik durumuna dair çalışmalar, yerüstüne dair yürüttüğümüz bu programlarla birleştiğinde, İzmir’in meskun alanlarının yeni dağılışı ortaya çıkacak. Bu yeni dağılımın tarifinde, dört ana kırmızı çizgimiz var. Fay hatları, yumuşak zeminli tarım alanları, dere yatakları ve doğal alanlar. Geleceğin İzmir’ini bu kırmızı çizgilerin arasında güvenle nefes alıp veren bir yuva olarak tasarlıyoruz” dedi.

‘ANAYASAL GÜVENCE’

İzmir’in 50 yıllık gelişme planını ortaya koyabilmek adına bu çalışmaları hızla yürüttüklerinin altını önemle çizen Başkan Soyer, “Amacımız, doğaya karşı değil, doğasıyla birlikte büyüyen bir İzmir inşa etmek. Böylelikle çocuklarımıza ve torunlarımıza yıkım ve felaketler değil, sağlıklı bir yaşam alanı miras bırakacağız. Bunun için her ne bedel ödememiz gerekiyorsa, ödemek zorundayız ve ödemeye hazırız. Şehrimizi afetlere karşı mekansal olarak hazırlamanın yanı sıra mevzuat açısından da kapsamlı bir hazırlık içindeyiz. Bunların bir kısmını önümüzde aylarda belediye meclisimize taşıyacağız, diğerlerini ise merkezi hükümetten talep ediyoruz. Her şeyden önce, imar affının önünde anayasal bir engel tesis edilmesini savunuyoruz. Tüm imar ve ruhsatlandırma mevzuatımızı altüst eden bu düzenleme ehliyetine hiçbir hükümetin sahip olmaması gerekiyor. Bu nedenle, milyonlarca insanımızın canını korumak adına şehrin imar planlamasını anayasal güvence altına almak zorundayız” diye konuştu. HABER MERKEZİ

Bakmadan Geçme