ÜÇ KUŞAK

Vita kutularına, yağ tenekelerine dikilmiş sardunyaları, karanfilleri görünce anımsadım yol kenarında. 80’li yıllardı. Margarinin tereyağına aşık...

Vita kutularına, yağ tenekelerine dikilmiş sardunyaları, karanfilleri görünce anımsadım yol kenarında.

80’li yıllardı. Margarinin tereyağına aşık attığı zamanlar. İnsanlar evlerinde tereyağı yerine margarin kullanırlardı. Sonraki zamanlarda anlaşıldı ki, tereyağı margarinden daha doğal ve sağlıklı bir besindir.

Cehalet zor zanaat.

Bir tarlaya buğday ektiğinizde buğday biter çokça. Boy verir. Başağa durur. Bolca sap taşırsınız harman yerine. Bolca buğdayınız bolca samanınız olur hasat sonunda.

Bu yılın geri kalanında evinizdeki bolluğun ve bereketin de habercisidir.

Ahırda hayvanınızın karnı tok olacaktır, evde ailenizin.

Bir buğday tanesi bile, ekmediğiniz tarlada da buğday yetişir mi? Elbette yetişir. Civardaki bahçelerde, tarlalarda ekilmiş buğdaylar su, rüzgâr ya da kuşlar aracılığıyla sizin tarlanıza düşer. Bakarsınız üç beş kök buğday. Bu buğday da göverir, başağa durur. Ancak onu aramak bulmak çaba gerektirir.

Sonuç olarak ele gelen bir avuç buğday bile değildir.

Bilginin önemsenmediği toplumlarda her şey böyledir. Üç beş yerde güzellikler oluşur ancak olumsuzluklar o denli fazladır ki, bu güzellikleri kimse fark etmez bile.

Açın televizyonlarınızı. Ne çok olumsuz haber var. Kazalar haberlerin olmazsa olmazı. Her gün her yerde kaza. Kaza deyip geçmemeli. Bu hoşgörüsüzlüğümüzün, birbirimize saygımızın ve verdiğimiz bir değerin ölçüsü.

Kadınlara ve çocuklara dair haberler de öyle. Neredeyse her gün bir yerlerde bir kadın şiddet kurbanı oluyor.

Sokakta da manzara çok farklı değil. Şöyle bir bakın etrafınıza. Ne kadar az insan gülümsüyor. Gülüyor. Sürekli koşuşturma içindeki insanların yaşamında neredeyse mizaha hiç yer kalmamış.

Sahi siz en son ne zaman içtenlikle güldünüz?

Ekilmemiş bir tarlayı nasıl ki çakırdikenleri, ısırgan, ayrık otu, kanyasık gibi otlar doldurursa eğitimi önemsemeyen toplumları da sevgisizlik, saygısızlık ve bencillik sarar. Çiçeklerle, meyvelerle dolu bahçeler görmemiş insanlar sanırlar ki her yer çakırdikeni, yabanıl otlarla doludur. Bilgisiz toplumlar da yaşadıkları olumsuzlukları yaşamın bir gereği sayarlar. Oysa bir yerden başlamak gerekir. Durduğumuz yerden. Nefes aldığımız andan başlamak.

Unutmayalım. Bir tarlayı temizleyip tekrar sil baştan başlayabilmek kolaydır. Ancak toplumlardaki olumsuzlukları değiştirebilmek kolay değildir. İnsana yapılan yatırım bugünden yarına boy vermez. Bunun için çokça zamana ihtiyaç vardır.

Bir Çinli bilge, ”Bir insanı eğitimli sayabilmek için üç kuşak eğitmeniz gerekir” der. Anneyi, nineyi ve torunu.

Doğa her bahar yeniliyor kendini.

Yeni yepyeni güzellikler sunuyor diğer canlılara.

Üretken ve çalışkan toplumlar için her gün her hafta her ay bahardır.

SEVGİ, DOSTLUK VE UMUTLA.

Bakmadan Geçme