- Haberler
- Kültür Sanat
- TÜRKİYE'DE TEK, BELEDİ DOKUMACILIĞI TİRE'DE
TÜRKİYE'DE TEK, BELEDİ DOKUMACILIĞI TİRE'DE
Tire Beledi Dokuma Atölyesi sahibi Nurefşan Yaykal, Beledi Dokumacılığı'nın tarihi hakkında, kullanılan kumaşların çeşitleri, dokumanın kalitesi...
Tire Beledi Dokuma Atölyesi sahibi Nurefşan Yaykal, Beledi Dokumacılığı’nın tarihi hakkında, kullanılan kumaşların çeşitleri, dokumanın kalitesi ve kullanım alanları ve aynı zamanda yok olmaya yüz tutmuş bu mesleği ileriye taşımak için yaptıkları hakkında açıklamalarda bulundu.
Beledi, Tire’ye özgü bir el dokumasıdır. 500 yıllık bir geçmişi var. Jakarlı dokumaların atası denilir. 13 ayak 24 çerçeveli bir sistemi vardır. Biz bu tezgahlarda, 2 katlı ve iki tarafı desenli olan kumaşlar dokumaktayız. Aslen pamuklu dokumalardır. Ama biz ipek, pamuk, yün, kendir gibi iplerle çeşitli dokumalar yapıyoruz. Osmanlı’da çok tercih edilen bir dokumadır. Hem Saray’ın hem de yerel halkın kullandığı, dayanıklı, uzun ömürlü dokumalardır beledi dokumaları. Saraylarda perde, yeniçeri kıyafetleri olarak da çok kullanılırdı. Bir rivayete göre de Çırağan Sarayı’nda ki mobilyaların döşemelerinde ki kumaşların da beledi dokuması olduğu söyleniyor.
Bu işi aktif olarak 4 yıldır yapıyorum. 5. Kuşak dokumacıyım ben, aileden öğrendim bu mesleği. Annem, dedem, anneannem, dedemin babası, dedesi, amcaları, atadan miras şekilde yapıyorlardı bu mesleği. Çocukluğum dokumacı bir ailenin evinde geçti. Her aşamasını bilirim dokumacılığın. Ama meslek olarak yapmaya 4 yıl önce başladım.
Şu anda bu dokumayı annem ve benden başka yapabilen yok. Annem Tire Belediyesi Kent Müzesi bünyesinde bu işi devam ettiriyor. Bir işletme açan, bunu atölyeye, ticarete dönüştüren kişi benim. Bu benim ata mesleğim, dede mesleğim, kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek ve 500 yıllık bir mazisi var. Eğer bunu gelecek kuşaklara aktarmak istiyorsak, bunun gerçekten sürdürülebilir olması, devamının gelmesi lazım. Bu işten bir anlamda para kazanılabiliyor olması lazım. Atölyeyi açmaktaki amacım buydu. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi(KOSGEB) desteği de açtım, hem burada insanlara öğreteyim hem onlar da dokumaya devam etsinler ve bu işten hep beraber, hep birlikte para kazanalım, devam ettirelim mesleği. Bu miras bu zamana kadar gelmişken bundan sonra yok olmasına izin vermemeliyiz.
Dokumacılık çok zahmetli bir iş. Bir kadının bu işi yapıyor olması da ayrı zor. Bu dokumayı hep erkekler yapıyordu, kadın dokumacı bir elin parmaklarını geçmezdi. Düşündüğünüz zaman bir kültür mirasını taşıyorsunuz. O yüzden her türlü zorluğa da katlanıyorsunuz. Yeter ki gelecek nesillere aktarılsın bu meslek, kaybolmasın, ölmesin diye. Maddi, manevi tüm zorluklarına katlanarak devam ediyorum bu mesleği yapmaya.
Mesleği öğrenen öğrencilerim var. Geçen sene dokuma üzerine lisans yapan bir öğrencim de Amerika’dan gelmişti. Hakkımızda bir makale okumuş, iletişime geçti bizimle, dokumacılığı öğrenmek istediğini söyledi. Geldi, mesleği öğrendi ve ülkesine döndü. Şu anda hala irtibat halindeyiz. Kumaş siparişi veriyor, kumaş istiyor.
Benim asıl amacım, hem bunu öğrensinler hem de burada çalışmaya devam etsinler, meslek olarak yapsınlar. Tabii bunun için kazanca dönüştürmemiz gerekiyor.,
Biz çözgü ipinde pamuk ipliği kullanıyoruz. Atkı ipi dediğimiz iplerde, genellikle pamuk ipi tercih ediyoruz. Tercihe göre, siparişe göre, ipek kullandığımız durumlar da oluyor. Kendir kullanıyorum son zamanlarda, dayanıklılığı artırması amacıyla. Yün de kullanılıyor, bu şekilde çeşitli ipler kullanıyoruz dokuma yaparken.
Ben dokumacılığın, sürdürülebilirlik için önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyanın kaynaklarının azalmakta olduğu bir gerçek. Biz bu dokumaları tamamen organik bir şekilde, hiçbir zararlı madde, kimyasal madde kullanmadan çevreye zarar vermeyecek tekniklerle, el emeği, insan gücüyle üretiyoruz. Ve doğal malzemeler, doğal ipler kullanıyoruz. Çok uzun ömürlü kumaşlar dokuyoruz. Dolayısıyla bu, insanların daha fazla rağbet ettiği bir şey olduğu için, geleceğinin olduğunu, olması gerektiğini düşünüyorum.
Bu kapsamda da, nasıl daha fazla geleneksel olanı, günümüzde kullanılabilir hale getirebiliriz onun çalışmalarını yapıyorum. Gelecek nesillere daha kolay aktarılacağını düşünüyorum.
Haber Merkezi