Trafik Terörü!

Çocuk evde başını masaya vurur, ebeveyn onu teselli etme adına eliyle masaya vurur ve 'Al sana...

Çocuk evde başını masaya vurur, ebeveyn onu teselli etme adına eliyle masaya vurur ve “Al sana yaramaz masa! Benim oğluma niye vurdun?” der. Böyle yetişen/yetiştirdiğimiz bireyler de son dokuz aydaki 9722 kişinin ölümünü gerçek sebeplere bağlamak yerine “Trafik terörü can aldı diyor…” Sanki onca ölümün sebebi; sevgiden, saygıdan, haktan, incelikten yoksun, kurallara uymayı zül kabul eden bir zihniyet değilmiş gibi…

Vaktiyle devletimizi temsilen yurtdışına göreve gittiğimde kendime bir araba aldım. Dört yılı aşkın sürede görevim esnasında 250 bin kilometre yapmışım. Arabayı kullanmamın üzerinden altı ay geçmişti ki, gerektiğinde aramadan kullanırım diye kornanın nerede olduğunu aramıştım…

Eli kornada, sinyal kullanmayan şoförlerimiz ve modifiyeli egzozlar ile trafik çilemiz. Ne kadar da aceleci bir toplum olduk… Nihayetinde gideceğimiz yer belli olduğu halde…

Türkiye’deki trafiğe bakarsanız başını kurtaranın kaptan olduğu bir hengame… Yol vermenin, nezaketin, anlayışın, kurala uymanın değil, kuralsız, canı ve malı tehlikeye atan manevraların hakim olduğu bir trafik hayatı… Bunun bireysel ve toplumsal, negatif etki ve sonuçları konunun uzmanlarınca araştırılmalı… Trafikte kural tanımayan bir insan; aile, arkadaş, iş toplum ilişkilerinde de bu alışkanlığını devam ettiriyor. Ve gemisini kurtaran kaptan anlayışıyla “Ben başımı kurtarayım da gerisini bilmem…” diyerek hep ben haklıyım düşüncesinde yapan değil, kıran bir insan ortaya çıkıyor.

Trafikteki anlaşılmaz ruh haline bir örnek; şehir içinde yol alıyorum. Yaya geçidine adımını atarak yolu geçen bir yaya için yavaşça durduğum da bir araba arkadan vurdu. Zararı görmek için dışarı çıktım. Beni değil aslında insanlığı vuran şoför, özür dilemek şöyle dursun durduğum için bana bağırır, el ve kol hareketleri ile seviyesini ortaya koyar… Sizin de buna benzer örnekleriniz çoktur.

Trafikteki her bir kural ihlali neticede kul hakkı ihlalidir. Bir insanın gereksiz yere korkmasına ve üzülmesine sebep olmak bir kuralı çiğnemeden öte bir canın incitilmesidir…

Türkiyemizde ailede, okulda, iş ortamlarında, kurumlarda ve toplumda herkes kurallara uymanın gerekliliğinden bahseder. Söylem bu, peki uygulama, koca bir maalesef…

Sorunun temelinde sevgi, saygı ve sorumluluk sahibi olmada ve böyle bireyleri yetiştirmekteki eksikliğimiz var… Keşke çocuklarımıza iyi bir meslek ve makamdan önce iyi bir insan olmanın hedef ve gayesini verebilsek…

Bakmadan Geçme