TMMOB'dan Çeşme Projesi uyarısı: İtirazlarımız pazarlık konusu değil
Yeni İzmir Gazetesi’nden Berivan Kaya’nın haberine göre,Türk Mimarlar ve Mühendisler Odası (TMMOB) İzmir Şubesi, Çeşme Turizm...
Yeni İzmir Gazetesi’nden Berivan Kaya’nın haberine göre,Türk Mimarlar ve Mühendisler Odası (TMMOB) İzmir Şubesi, Çeşme Turizm Projesi hakkında basın açıklaması gerçekleştirdi.
İZMİR’İN KANAL İSTANBUL’U
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Aykut Akdemir, “Çeşme Turizm Projesi alanıyla ilgili 3 rapor var. Bu 3 raporlama dahil bölgeye ait hiçbir teknik çalışma yok. Bu proje İzmir’in Kanal İstanbul Projesidir. Tümüyle ranta açılan bu bölgenin korunması anlamında net bir şekilde tavrımızı koyuyoruz. Yarımadanın ranta açılması, alanların korumasız bırakılmasına, yurttaşların kullanımdan koparılmasına itirazımız var” dedi.
AK PARTİLİ DAĞ’A SESLENDİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, seçimden önce projenin revize edileceğini belirtmişti. Dağ’ın sözlerine tepki gösteren Akdemir, “Akıl bilim ve teknik açısından bir dava gerekçemiz var. Orada korunması gereken alanlar var. Yatak sayısıyla pazarlama söz konusu değil. Başından beri söylediğimiz gibi bu tip rekabet projelerinin halkından alınması, kıyıların halktan koparılmasına karşıyız. Orada birçok tarımsal faaliyetin gerçekleştiği alan var. İtiraz gerekçelerimiz bilim ve tekniğe dayalıdır. O yüzden bilim ve teknik açısından ortak akla doğru bir şeklîde değerlendirmesi ihtiyaç var. Bu bir pazarlama konusu değildir. Bölgenin kendine has bir raporu var turizm planlaması var ona sadık kalınmasına ihtiyaç var halkın malının halkın elinden alınmasına itirazımız var. Hem merkezi iktidar hem yerel iktidara sesleniyoruz bu bir pazarlık konusu değil. Bölgenin kendine has turizm üzerinden planlaması vardır buna sadık kalınmalı. Mücadelemizden geri durmayacağız” dedi.
ÇILGIN PROJELERLE MÜCADELE
İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasını Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Şube Başkanı Yusuf Ekici okudu. Çeşme Turizm Projesi’nin tümüyle rant amacı taşıdığına dikkat çeken Yusuf Ekici, “İzmir’de doğal ve kültürel varlıklara, kamusal alanlara yönelik müdahaleler gün geçtikçe artarak devam ederken; TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve bağlı odalar olarak kent suçlarına karşı mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Kentimize yönelik çılgın projeler ile ilgili mücadelemizde bizler açısından bütünüyle bir rant projesi olan Çeşme Projesi ve buna ilişkin yürüyen hukuki sürece ilişkin sözümüzü bir kez daha ifade ederek hatırlatma gereği duyduk dedi.
YARIMADANIN YÜZDE 40’I
İzmir, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim bölgesi sınırları 2019 yılında belirlenmiş, 2020 yılında ise sınırların yeniden belirlendiği Resmi Gazetede yayınlandığını hatırlatan Ekici, “ Bu yeni kararla birlikte, Çeşme Yarımadasında güneye doğru orman olarak tescilli alanlar, kıyılar, deniz alanı ve koruma alanları, mera alanları, tarım alanları ve hatta Carufa Adası da dahil edilerek, önceki 11 adet turizm alanı ile birlikte Yarımadanın %40’ına tekabül eden bir bölge turizm alanı olarak ilan edilmiş, dolayısı ile bu alanda bir kullanım olanağı yaratılmak istenmiştir. Bu karar; Çeşme Yarımadasında mevcut devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların tümünü, 47 km kıyı alanını, yarımadanın kuzey ve güneyinde 4.000 hektarı bulan deniz alanlarını ve bu alanlardaki beş adet adayı, 4,293 hektar orman alanını,600 ha. mera alanı, içme suyu koruma havzalarının tamamını, bölgedeki doğal koruma alanlarının %70’ini, nitelikli tarım alanları ile zeytinlik alanları, kültürel ve arkeolojik miras alanlarını, yarımadada yerleşim alanları dışında kalan alanların tamamını içeren 16.000 hektarlık (22400 futbol sahası büyüklüğünde) devasa kamu arazisini kapsamaktadır. Bu kararların hemen arkasından Kültür Turizm Bakanı tarafından bizzat açıklanan, toplantılar ile ortak bir proje olarak ortaya konulan Çeşme Projesi itirazlarımızı ve haklılığımızı ortaya koymuştur” ifadelerine yer verdi.
ÖZEL NİTELİKLİ ALAN ZENGİNLERE GOLF SAHASI
Çeşme Projesi için seçilen alanın doğal sit alanları, su koruma havzaları, orman alanları ile çok özel niteliklere sahip olduğuna dikkat çeken Ekici, “Bu devasa kamu arazisi ve deniz alanları yatırımcılara irtifak hakkı tesisi suretiyle tahsis edilerek bu alanın tümünde ve adaları da içeren deniz alanlarında halkımızın girişine kapalı imtiyazlı bir azınlığın kullanımına özgülenmiş, girişi denetimli, bağımsız özel bir yetki alanı oluşturulacaktır. Bu devasa kamu arazisinin ve deniz alanlarının irtifak hakkı sahibine devri karşılığı alınacak bedel kamu harcamaları için kullanılamayacak sadece alanın alt yapı yatırımlarına harcanabilecektir. Yani irtifak bedeli dahi kamuya değil yatırımcının hizmetine sunulacaktır. Tahsis edilecek kamu arazisi ve deniz alanları nadir bir ekosistemi barındırmaktadır. Alan, Doğal sit alanları, su koruma havzaları, orman alanları ile çok özel niteliklere haizdir. Ancak alanın bu çok özel niteliklerine müdahale edilerek, imtiyazlı bir azınlığın hizmetine sunulmak üzere; mega yat limanları, golf sahaları, kıyı otelleri, lüks konut ve rezidanslar vb. yapılacaktır” ifadelerini kullandı.
KAMU YARARI YOK
Kararın iptali için yürütülen hukuki sürecin devam ettiğine dikkat çeken Yusuf Ekici, “ Konu ile ilgili yayınladığımız Çeşme Projesi Raporu, dava sürecinde bilirkişi raporları, yaptığımız açıklamalar, bilim insanlarının görüşleri ortaktır: Proje kamu yararı içermemektedir Yarımada; arkeolojik sit, doğal sit alanları, orman, tarım alanları, sulak alanlar, koruma alanları, endemik türler, su kaynakları gibi ekolojik ve biyolojik çeşitliliği ile son derece özel bir bölge. Yarımada Bölgesi kapsamında yapılan Doğal Sit derecelerinin değiştirilmesi süreçlerinde de koruma kaygısından çok alanın korunması gereken özel değerlerinin tahribatı ve yok olmasına yol açacak yapılaşma ve faaliyetlere izin verecek şekilde sit statülerinin düşürüldüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. Bölgede gerçekleştirilen ve geçmişte de davacı olduğumuz doğal sit statülerinin değiştirilmesi kararlarının, yine TMMOB olarak da davacısı olduğumuz Turizm Alanı İlanı Kararı, Çeşme Projesi gibi süreçler ile ilişkisi ve bu ve benzeri projelere yönelik ardışık etki yaratacak izinler ilişkisi aynı zamanda kurumsal yürütülen bir tahribatın da parçasıdır. Bu noktada yapılan uygulama ile bölgede izin verilen ve önü açılan faaliyet ve yatırımlar mevcut doğal ve ekolojik yapıyı bozacağı gibi getireceği ilave çevresel yükler ve ihtiyaçlar ile de bölgenin son derece kısıtlı olan kaynaklarına yönelik de ilave baskılar yaratarak kirletici etkiler oluşturacaktır” diye konuştu.
KAR HIRSI, RANT BASKISI
Projeden vazgeçilmesi gerektiğine dikkat çeken Ekici, “Her mevzuat düzenlemesinin altında kamu yararı taşımayan, kentlerimiz, doğal yaşam alalarımızın tahribine yol açacak uygulamaların önündeki engelleri kaldıran mekanizmalar olarak karşımıza çıktığı bugünlerde bu uygulamaların geri dönülemez sonuçları olacağı çok açıktır. İktidarın kentlerimize, yaşam alanlarımıza yönelik kar hırsı, rant baskısı bugünlerde tekrar dile getirilmektedir. Bizler bilimden, kamudan, doğadan yana bakan, toplum yararına mücadelesinden vazgeçmeyen meslek odaları olarak bir kez daha paylaşıyoruz. Çeşme Projesi ile ilgili olarak dün neredeysek, bugün de oradayız. Kentimizi, Yarımadayı, kamuya ait alanları ranta teslim edecek, halkın girişini engelleyecek, belli bir kesimin zenginleşmesi için önümüze konulan “turizm projesi ve kalkınma” adı altında rant projesine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.