Tire: Şehr-i Muazzam

TARİHÇE Tire, çağlar boyu zengin coğrafyasının sağladığı olanaklarla birçok uygarlıklara sahne olmuştur. Bunlar Hitit, Frigya, Lidya,...

TARİHÇE
Tire, çağlar boyu zengin coğrafyasının sağladığı olanaklarla birçok uygarlıklara sahne olmuştur. Bunlar Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans dönemleridir. Ancak özellikle Türklerin Tire’yi ele geçirmesinden sonra Tire’de çok zengin tarihi ve kültürel bir birikim sağlanmıştır. Tire, tarihçi Pachmeres’in deyimi ile “Keşişler Yöresi”, Şerafeddin Zafernamesi’nde “Rum’un Meşhur Kenti”, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde “Şehr-i Muaz-zam Tire” olarak adlandırılan bir beldedir. Katip Çelebi (1608-1656) Tire’yi “Eski Taht Şehri” olarak nitelendirirken, 1908 Aydın Vilayeti Salnamesi’nde ilçe “Ulemalar Yatağı” olarak geçmektedir.

Tire’nin ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. Bununla beraber MÖ 2000 yıllarında adının geçtiği ve Hititler Dönemi’ne kadar uzanan kaynaklarda adının Hisar-Kale anlamına gelen Tyhra, Thira, Thyroıon, Apeteria, Teira ve Roma döneminde şehir anlamına gelen Arkadiapolis adıyla geçtiği görülmektedir. Hitit arşivi belgeleri Kadeş Savaşı’na katılanları sayarken Turşalardan (Tirha) söz etmektedir. Frigyalılar Dönemi’nde Heraklid Sülalesinin egemenliği altına giren Küçük Menderes Vadisi’nde bu dönem Frig Krallığı’nın yıkılması ile son buldu. Tarihi kaynaklardan bu döneme ait hiçbir bilgi edinilememekte ve dolayısıyla bu tarihler karanlık olarak kalmaktadır. Lidya Devleti’nin ünlü krallarından Gieges’in Tire’de görev yapması da yörenin önemini arttırmıştır. Daha sonra Thomos (Bozdağ)’dan inen Faktalos (Sart Deresi) çayının altın rezervleri Lidya’yı zengin bir ülke yapmış ve dünyadaki ilk madeni sikke burada basılmıştır. Lidyalılardan sonra MÖ 650’li yıllarda Pers egemenliğine giren Tire, kısa bir süre sonra tekrar Lidya’ya bağlanmıştır. Lidya Kralı Krezüs’ün döneminde yeni ve büyük bir uygarlık ile büyük zenginlik oluşturulmuştur. Sonraki dönemlerde Tire Romalılara geçmiş, bu dönemde de Anadolu’nun en seçkin şehri konumunu sürdürmüştür. Bu dönemde Tire bir Hristiyan şehri haline gelmiş ve birçok yerde kiliseler ve ayazmalar yapılmıştır. Bu dönemin eserlerinden Halkapınar köyündeki II. Teos’un anıtsal mezarı dikkate değer bir örnektir.

Haber

KUTU HAN TİRE ÇARŞISI

Tire’nin Bizans döneminde de Kadıköy (İstanbul) ve Nikaea (İznik) meclislerinde de etkin, karar verici bir konumu olduğu bilinmektedir.

1390 yılında Aydınoğulları Beyliği Osmanlılara bağlanınca Beylik Lideri İsa Bey Tire’de oturmaya zorunlu tutulmuş ve başkent Selçuk’tan çıkarılmıştı. Yıldırım Bayezid İsa Bey’in Kızı Hafsa Sultan’ı alarak akrabalık sağladı. Bu olay beyliğin ilk sona erişi oldu. Osmanlı Devleti’nin Ankara Savaşı’ndan yenik çıkması siyasi dengeyi değiştirdiği gibi Aydınoğulları Beyliği’nin yeniden tarih sahnesinde görülmesini sağladı. Beyliğin Ankara Savaşından sonraki yönetim kenti Tire olmuş, Beylik Lideri İsa Bey’in çocukları Musa ve II. Umur Beyler babalarının ölümünden sonra Beyliği Tire’den yönetmişlerdir.

1426 yılında kesin olarak Osmanlı Devleti’ne bağlanan Tire, gerek siyasi gerek ekonomik ve gerekse kültürel varlığı nedeniyle Osmanlıların bu kente daha ciddi eğilmelerini sağlamıştır. Bu dönemde yeni kurulan Aydın vilayetinin sancağı da Tire olmuştur. Özellikle II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet Dönemlerinde girişilen imar hareketleri kenti kısa sürede imparatorluk sınırları içinde birinci dereceden kent konumuna sokmuştur.

Türkiye’nin idari örgütlenmesinde önemli yer alan Tire, 1922’de Türk Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması ve 1923 yılında Cumhuriyet’in ilanı ile 20 Nisan 1924 tarihli sancakların kaldırılması ve yerlerine illerin kurulması kanunu ile yeni kurulan İzmir iline bağlanmıştır.
COĞRAFI ÖZELLİKLERİ

İzmir’in güneydoğusunda yer alan Tire, il merkezine 80 km uzaklıktadır. İlçenin doğusunda Ödemiş, kuzeyinde Bayındır, batısında Torbalı ve Selçuk ilçeleri, güneyinde Aydın ilinin Germencik, İncirliova ve Efeler ilçeleri bulunmaktadır. Yüz ölçümü 716 km²dir. Kuzeyinde Küçük Menderes Ovası yer alır.

“Yeşil Tire” olarak anılır çünkü yemyeşildir. Deniz seviyesinden yüksekliği 96 metredir. İlçe sınırları içerisinde bulunan Güme Dağları 1646 m yüksekliğindedir. Dağlara doğru çıkıldıkça çok sayıda bitki türü bulunmaktadır. Tarımsal ürünlerin çeşitliliğinde ilçenin tek akarsuyu olan 175 km uzunluğundaki Küçük Menderes ırmağının da önemli rolü vardır.

Bu ilçede Akdeniz iklimi görülmektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçer. Her yıl ortalama yağış miktarı 600–650 mm olarak gerçekleşmekte en fazla yağış aralık, ocak, şubat ve mart aylarında görülmektedir. İlçede sıcaklık yazın +40 dereceye kadar yükselirken kışları en düşük sıcaklık +3 derece civarında olmaktadır. Bitki örtüsü bakımından maki bitki topluluğu egemendir. Toprak yapısı kumlu, killi ve kır taban bir görüntü vermesine rağmen oldukça verimli ve çok çeşitli ürün yetiştirilmesine elverişlidir.

Haber
GÜME DAĞINDAN TİRE KENTİ KUŞ BAKIŞI 
KÜLTÜREL ÖZELLİKLER

İlçeye özgü yemekler Tire şiş köftesi ve tak tak kebabı olarak da bilinen kuyu kebabıdır. Tire yoğurdu ile de ünlüdür. Tire Kent Müzesi ilçede bulunmaktadır. Tirenin tarihini taşıyan en önemli yapılar camileridir. İlçe merkezinde bulunan 56 caminin 50’si tarihidir. Şehir merkezinde 3 han bir küçük kapalı çarşı 1 bedesten bulunmaktadır. Tarihi Derekahve mevki ilçedeki en serin ve rahatlatıcı bölgesidir.

Ilıman iklimin etkin olduğu Tire’de polikültür tarım yapılmaktadır. Tire, muz, fındık ve çay dışında her türlü kültür bitkisi tarımının da yapılabildiği bir ekolojiye sahiptir. Bunun yanı sıra sahip olduğu coğrafi özellikler nedeniyle aynı araziden yılda üç ürün alınabilmesi de mümkün olmaktadır. İlçe nüfusunun %80’i tarımdan gelir elde etmektedir.

Haber
TİRE ŞİŞ KÖFTESİ
TARIM ÜRÜNLERİ

Tire’de üretilen başlıca tarım ürünleri buğday, pamuk, sılajlık mısır, tütün, susam, arpa ile şeftali, karpuz, kavun gibi yaş meyve ve domates, biber, enginar türü yaş sebzelerdir.

Bunların yanı sıra bazı tarım ürünlerindeki Tire kalitesi oldukça ön plana çıkmaktadır. Örneğin incir, zeytin, kestane, nar, ceviz, kiraz, karadut, gibi tarım ürünleri kalitesi ile Tire tarım ürünlerinin en tanınmışları arasında yer almaktadır.

Tire’de yetiştirilen bazı tarım ürünlerinin önem ve özellikleri şu şekildedir.

Karadut: Karadut, Ege Bölgesinde en yoğun Tire’nin Cambazlı Köyü’nde yetiştirilmektedir. Tire’de elde edilen karadut yılda ortalama 100 ton civarındadır. Şifalı bir meyve olan karaduttan; şurup, reçel ve karadut ekşisi yapılmaktadır. Karadut şurubunun; tabii antibiyotik özelliği olduğu, dil üstündeki yaralarda ve cilt hastalıklarının ilacı olarak hücre yenileyici etkisinden faydalanılarak tedavi amaçlı kullanıldığı bilinmektedir.

Karadut: halk hekimliğinde yer alan mellit yapımında da kullanılmaktadır. Mellit, başta soğuk algınlığı olmak üzere, bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra Karadut; reçel ve pekmez olarak da tüketilmektedir. Besin değeri yüksek, sindirimi kolay dut reçeli ide ve bağırsak hastalıklarında son derece etkili bir tedavi edici özelliğe sahip olduğu bilinmektedir. Hatta Tire’liler tarafından karadut’un kansere karşı da etkili olduğu söylenmektedir.

İncir: Tire’nin merkeze en uzak köylerinden biri olan Başköy’de yetiştirilen incirlerin dünyanın en kaliteli incirleri olduğu bilinmektedir. Tire incirleri vitamin ve mineral bakımından oldukça zengin bir gıdadır. Yüksek oranda kalsiyum ve demir içerdiğinden kansızlık ve kemik hastalıklarının tedavisinde kullanılabilmektedir.

Ayrıca kuru incir de çok değerli bir besin kaynağı olup bağırsaklardan toksik maddelerin atılması kandaki kollestrol seviyesinin düşürülmesi gibi tedavilerde tavsiye edilmektedir.
Kestane: Kestanenin, antik çağda kutsal sayıldığı için saraylarda verilen büyük şölenlerin değişmez lezzeti olduğu biliniyor.

Tire dağlarında yetiştirilen kestaneler besin ve ürün kalitesi nedeniyle özellikle Bursa’daki kestane şekeri imalatçıları tarafından yoğun olarak tercih edilmektedir. Tire’de sadece Cambazlı Köyü’nden elde edilen yıllık kestane miktarı 250 tonu bulmaktadır. Kestanedeki besin değerlerinin özellikle kış şartlarında yorgunluğu giderici bir etkisi bulunmaktadır
.
Ceviz: Tire dağlarında üretilen cevizlerin kabuk ve yapraklarının tıpta kullanıldığı bilinmektedir. Serin ve sulak yerlerde yetişen ceviz ağaçlarından Tire dağlarında oldukça kaliteli ve bol ürünler alınabilmektedir. Cevizin kansızlığı gidererek, temizlediği, deri çatlamalarına karşı deriyi beslediği, raşitizm hastalıklarında tedavi edici özelliğinden faydalanıldığı ayrıca verem ve şeker hastalıklarında tavsiye edildiği bilinmektedir.

Haber

HAYVANCILIK

Tire’deki hayvancılık işletmelerinin çoğunluğu ova arazileri bulunan köyler ve merkez ilçe ovalarında bulunmaktadır. Türkiye’nin en büyük süt toplama kooperatifinin de faaliyette olduğu Tire’de süt sığırcılığının bugünkü durumu oldukça gelişmiştir.

Son yıllarda Tire’deki süt sığır işletmeleri yapısal açıdan değerlendirildiğinde aile işletmeciliğinden ticari işletmeciliğe doğru değişim içerisine girdiği gözlenmektedir. Bu bağlamda Tire’de 100 baş ve üzeri süt sığırı yetiştiren yaklaşık 20 işletme bulunmaktadır.

Tire’de süt hayvancılığına paralel olarak 7.711 hektar çayır ve mera alanı mevcuttur. Bu yönüyle de Tire toprakları büyük ve küçükbaş hayvancılığın verimli bir şekilde yapılmasına ortam sağlamaktadır.

Tire’de günlük ortalama 250 tonu bulmaktadır. Bu üretimin bir kısmı yerel mandıralar tarafından işlenerek peynir, tereyağı, yoğurt, ve ayran olarak tüketime sunulmaktadır. Üretilen sütün önemli bir kısmı Türkiye’nin en büyük süt kooperatifi olan Tire Süt Kooperatifince toplanarak Türkiye’nin önde gelen süt ürünleri üreten firmalarına pazarlanıyor.

Tire Süt Kooperatifi 1800 ortağı ve günlük 140 ton süt toplama kapasitesi ile Tire hayvancılığının lokomotif gücü olarak dikkatleri çekmektedir. Tire Süt Kooperatifi’nin Tire’deki süt hayvancılığına modernleşme yönünde yaptığı katkılar da Türkiye standartları açısından oldukça önemlidir.

Tire’deki süt ürünleri imalatı yapan firmalar yılda yaklaşık 600 ton beyaz peynir, 350 ton tulum peyniri, 40 ton lor peyniri ve 60 ton tereyağı üretmektedirler.

Ayrıca Tire’de yapılan hayvancılık kapsamında yetiştirilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar et ürünleri sektöründe Türkiye’nin önde gelen firmalarınca pazarlanmaktadır.

HABER MERKEZİ

Bakmadan Geçme