“Tek adam rejimi ülkeyi nefessiz bıraktı”
Türkiye 14 Mayıs Pazar günü tarihi bir seçime giriyor. Hem Cumhurbaşkanlığı hem de 28. Dönem Milletvekili...
Türkiye 14 Mayıs Pazar günü tarihi bir seçime giriyor. Hem Cumhurbaşkanlığı hem de 28. Dönem Milletvekili adaylarının yarışacağı seçime son 2 gün kaldı. Yenikiraz.com internet sitesinden Özlem Kara’nın haberine göre siyasi partiler de seçime ilişkin son hazırlıklarını tamamlarken Emek ve Özgürlük İttifakına yer alan Yeşil Sol Parti İzmir 2 Bölge Milletvekili adayı Canan Kepenç Özkan, seçime yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Özkan, meclise girebilmesi dahilinde İstanbul Sözleşmesi’nin ve ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin imzalanması, 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması, Kürt sorununun demokratik ve barış içerisinde çözülmesi, tecrit ve siyasi soykırım politikalarına karşı etkin mücadele yürütülmesi ve daha birçok konuda çalışma yürüteceğini söyledi.
Yeşil Sol Milletvekili adayısınız, kendinizden biraz bahseder misin?
1983 yılında Kürt Alevi bir ailenin çocuğu olarak Malatya’da doğdum. Çocukluk ve gençlik yıllarım Malatya’da geçti. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliğini okudum. 2004’teVan’a öğretmen olarak atandım. Gençlik yıllarımda dahil olduğum gençlik, emek ve demokrasi mücadelesini öğretmen olduktan sonra sendikal alanda devam ettirdim.
İktidarın sendikal mücadeleye, örgütlenmeye, kadın özgürlük mücadelesine, Kürt halkının eşitlik mücadelesine saldırısı sonucu 2008 yılında hukuksuz KHK’lar eliyle görevimden ihraç edildim. Ancak mücadele etmekten asla vazgeçmedim. Aksine tüm saldırılara baskılara, zulümlere rağmen emek, barış demokrasi özellikle de kadın mücadelesine olan inancım bu süreçteki en büyük motivasyonum oldu diyebilirim.
Neden Yeşil Sol’dan milletvekili adayı oldunuz?
22 yıllık AKP iktidarında başta kadınlar olmak üzere halkların derin bir yoksulluğa itildiği, doğanın pervasızca tahrip edildiği, kadına yönelik ayrımcılığın ve şiddetin hiç olmadığı kadar arttığı, katliamların ve ağır hak ihlallerinin en ağır şekilde yaşandığı karanlık bir dönem yaşadık. İktidar bloğu Türkiye’yi, dünyada kadın erkek eşitsizliğinin en ağır yaşandığı ülkelerden biri haline getirdi.
Mücadele en geniş kesimin buluştuğu, kadınların emekçilerin ve tüm ezilenlerin taleplerinin sözcülüğünü yapan Emek ve Özgürlük ittifakıyla devam ediyor. Yeşiller Sol Parti bu ittifakın seçimlerdeki yüzü olacak. İttifaklardan biri Cumhuriyet tarihinin en gerici, en faşizan cephesi olurken diğer ittifak gücünü de temel değerlerime, halklarımızın ve emekçilerin eşitlik ve özgürlük arayışına cevap olabilecek nitelikte ve kapsamda değil. Ekonomik politikaları da neoliberal politikaların devam ettirilmesi şeklindedir. Dolaysıyla Emek ve Özgürlük İttifakı ve içinde olan Yeşiller ve Sol Partisi 3. bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tespitlerden hareketle, mücadele değerlerine olan inancım gereği Yeşiller Sol Partiden aday oldum.
Seçime geri sayım başladı. Milletvekili adayı olarak yaptığınız saha çalışmalarından bahseder misiniz nasıl geri dönütler alıyorsunuz?
21 yıllık AKP iktidarında ortaya çıkan toplumsal ve ekolojik tahribatlar bir taraftan toplumda büyük bir öfke ve bıkkınlık biriktirirken, bir yandan da değişime olan talebi hiç olmadığı kadar yükseltti. Sömürüye, ranta, talana, şiddete, ayrımcılıklara karşı en etkili muhalefet eden, emekçilerin iktidarın doğaya yönelik saldırıları karşısında emeği, kadın özgürlüğünü, barışı, eşitliği, özgürlüğü ve ekolojiyi en çok gözeten ve savunan partiyiz. Dolayısıyla halkların inancının ve beklentisinin büyük olduğu bir partiyiz. Bunun bilinci ve sorumluluğuyla gitmediğimiz mahalle sıkmadığımız el kalmayacak şekilde çalışıyoruz. Birlikte tartışıyoruz, birlikte değerlendiriyor geleceğimizi birlikte planlıyoruz. Yaptığımız ziyaretlerden partimize yönelik büyük bir ilgi olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Bunca baskıya, zulme rağmen hala dimdik, inançlı, dinamik ve muazzam derecede kararlı bir seçmen kitlemizin olduğunu gördük bu süreç içerisinde. Seçim bürolarımızı büyük bir coşku ve ilgi ile miting havasında açtık.
Meclise girmeniz dâhilinde vereceğesiniz ilk soru önergesi, anayasa değişikliği vs var mı? Varsa bunlar nelerdir?
Eşit yurttaşlık hakkını güvenceye alan, demokratik, sivil, özgürlükçü, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı yeni bir anayasa, gerçek anlamda bir toplumsal sözleşme, Türkiye’de yeni bir başlangıcın ve demokratikleşmenin en anlamlı başlangıcı olması sebebiyle acil bir ihtiyaçtır. Bu kapsamda tüm tarafların ortak iradesiyle oluşturulacak anayasa ile Meclis daha işlevsel bir forma girecektir.
Kürt sorununun demokratik ve barış içerisinde çözülmesi, tecrit ve siyasi soykırım politikalarına karşı etkin mücadele yürütülmesi ve zindanlarda yaşanan insan haklarına aykırı uygulamalara son verilmesi için mücadele edeceğiz.
İstanbul Sözleşmesi feshi kararının derhal kaldırılması ve ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin imzalanması, 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması en acil ve öncelikli çalışmalarımızdan olacaktır.
Ülkede katliam düzeyine varan kadın cinayetlerini ve şiddeti durdurma hususunda yasalardan ve idareden kaynaklanan sorunları en doğru şekilde tespit edip gerekli önlemleri almak için ivedilikle bir araştırma komisyonu kurulması için gerekli yasama çalışması yapmak şarttır. Yine barışa ve halkın gerçek taleplerine ihtiyaçlarına cevap olacak toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçe kanunu sadece benim değil partimdeki tüm adayların öncelikli hedefleri arasındadır.
Sendikal örgütlülüğü ve emek muhalefetini tasfiye etmenin bir aracına dönüştürülen hukuksuz ihraçların derhal görevine dönmelerinin sağlanması, geçmişe dönük tüm mağduriyetlerin giderilmesini sağlamak için hızla harekete geçeceğiz. Ayrıca tüm bu süreçlerde sorumluluğu ve ihmalleri bulunanların ortaya çıkarılması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını talep eden araştırma önergeleri vereceğiz.
Yine yoksullukla mücadele, işsizlik, istihdamın artırılması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, işçi cinayetleri, bir bütün insan hakları alanında yasama çalışmalarına aktif katılım sağlayacağız.
Özel olarak İzmir halkının sorunları ve talepleri, kentin özgün sorunlarını gidermeye yönelik yasama yoluyla denetim yetkisini etkin bir şekilde kullanmayı hedefliyoruz.
Halkın kentle ilgili sorunları dile getirmesini ve çözüm yollarını birlikte tartışacak mekanizmaları yaratma, var olanları genişletme için parlamento düzeyinde de ne gerekiyorsa yapma, iktidardan kaynaklı engelleri aşma için azami çaba göstereceğiz.
İzmir’den oy beklentiniz nedir, Yeşil Sol İzmir’den kaç vekille meclise girmeyi planlıyor?
Ekolojik güzelliklerin, emeğin, demokrasinin, barışın hâkim olduğu bir İzmir için 2 olan vekil sayısını en az 5’e, yüzde 11,5 olan oy oranını da yüzde 20’ye çıkarmayı hedefliyoruz. İzmir halkının partimize yoğun bir ilgisi var. Çünkü kimlikleri nedeniyle dışlananların yok sayılanların, emekçilerin iktidarın doğaya yönelik saldırıları karşısında emeği, kadın özgürlüğünü, barışı, eşitliği, özgürlüğü ve ekolojiyi en çok gözeten bir partiyiz. Kadınlar, gençler, emekçiler mahalle mahalle, ev ev büyük bir inanç ve kararlılıkla çalışıyor. Büyük ve çok kıymetli emekler veriliyor. Dolayısıyla istediğimiz hedefe ulaşacağımıza içten inanıyorum.
Politik ve bilinçli bir seçmen kitlemiz var. Seçim günü görev ve sorumluluklarına sahip çıkacaklarına, provokasyonlara prim vermeyeceklerine, İzmir’i yeşile boyayacaklarına eminim.
14 Mayıs seçimleri sizin için enden önemli?
İktidar sözcüleri de sık sık “Bu seçimlerde Türkiye’nin gidişatına karar verilecek” diyorlar. ‘Bozuk saat bile günde iki kez doğru gösterir” misali doğru söylüyorlar. Bu seçim bir anlamda bir referandum olarak gerçekleşecek. Faşizmin bir türü olan Tek Adam rejimi ya da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ülkeyi nefessiz bıraktı. Bu seçimde demokrasi ile faşizm arasında bir tercih yapılacak diyebiliriz.
Seçimin en kritik olduğu toplumsal kesim ise kuşkusuz kadınlardır. Kadınlara olan düşmanlığını İstanbul sözleşmesinden çekilerek, kadınların kariyerini çocuk yapmaya indirgeyerek, kadınları istihdamın dışına itip yoksullaştırarak, cezasızlık politikalarıyla her adımında ifade eden siyasal iktidara kuşkusuz en büyük cevabı kadınlar verecek. İktidarın en çok da kadınlara büyük yenileceğini düşünüyorum.
Emekçiler, kadınlar, gençler açısından sömürüye dayalı 22 yıllık esaretten kurtulma imkânının doğmuş olması açısından da bu seçimlerin oldukça önemli olduğunu ifade edebilirim. Bizler bu imkânı değişimle değerlendirecek ve başarıyı elde edeceğiz.