TEK ADAM-İKİ PARTİ…

16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına üç gün kaldı. Anayasa değişikliğine 'evet' diyecek iktidar partisi ile değişikliğe...

16 Nisan’da yapılacak halk oylamasına üç gün kaldı. Anayasa değişikliğine “evet” diyecek iktidar partisi ile değişikliğe “hayır” diyecek olan muhalefet partileri olanca hızlarıyla çalışmalarını sürdürüyorlar.

Bu çalışmalar, olması gerektiği gibi pek eşit koşullarda yürütülmese de buna rağmen kamuoyu araştırmaları, değişikliğe “Hayır” diyenlerin önde olduğu söylüyor.

Çalışmaların neden eşit koşullarda yürütülmediğine gelince;

Mevcut, yürürlükte olan anayasamıza göre tarafsız olması gereken Sayın Cumhurbaşkanı, devletin tüm olanaklarını kullanarak “evet” propagandası yapıyor, il il dolaşıyor. Değişikliklere “Hayır” diyecek vatandaşların da vergileri ile alınan devlet uçağını, helikopterini, parasını kullanıyor. Üstelik “Hayır” diyenleri teröristlerle, Fetö’cülerle aynı kefeye koyup muhalefet partilerine, liderlerine ağza alınmayacak sözler söylüyor.

Aynı şey iktidar partisi başkanı, başbakan ve bakanlar tarafından da yapılıyor. Devletin tüm olanakları “evet” propagandası için kullanılıyor. Yine devletin parasıyla yayınlarını sürdüren TRT de tarafsızlığını bir tarafa bırakmış, “evet” çıkması için olanca gücü ile çalışıyor. Devletin valilerinin, kaymakamlarının çoğu tarafsızlıklarını unutmuş gibiler.

Buna rağmen vatandaşlarımızın çoğu; 16 Nisan’da sandıklardan “evet” çıkarsa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çoğu yetkisinin tek adamda toplanacağını, tek adamın ülkeyi kararnamelerle yöneteceğini, yapacağı atamalarla Anayasa Mahkemesi’ni, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu istediği gibi oluşturacağını, yargıç güvencesinin ve yargı bağımsızlığının ortadan kalkacağını, başbakan ve bakanların seçilmemiş kişilerden cumhurbaşkanı tarafından atanacağını, sorumluluklarının olmayacağını, şimdi var olan ve demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından olan denetim mekanizmalarının olmayacağını, özetle demokrasinin rafa kalkacağını çok iyi biliyorlar. Yine önerilen anayasa değişikliği kabul edilirse Meclis’te en fazla iki partinin kalacağı, çok partili demokratik parlamenter sistemin ortadan kalkacağı, bunun demokrasi ile bağdaşmayacağı da biliniyor.

Sandıktan” hayır” çıkarsa mevcut sistem devem edecek, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu gibi aksayan yönler uyum içinde yeniden düzenlenecektir.

Pazar günü yapılacak halk oylaması ülkemiz için, geleceğimiz için büyük önem taşımaktadır. Tüm vatandaşlarımız mutlaka sandık başına gitmeli, ülkesinin, kendisinin, çocuklarının ve torunlarının geleceğini düşünerek oyunu kullanmalıdır.

Unutulmamalıdır ki Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurup bize emanet ettiği çok partili demokratik parlamenter sistem, dünyada en saygın yönetim biçimlerinden biridir. Tek adam sistemi, daha çok Güney Amerika’da, Afrika’da görülen, geri kalmış ülkelerin yönetim biçimidir. Bu ülkelerde insan haklarından, refahtan söz etmek mümkün değildir. Yöneticiler zenginlik içinde yüzerken halk bir lokma ekmeğe muhtaçtır. Daha önceki yazılarımdan birinde belirttiğim gibi “kuvvetler ayrılığının olmadığı (yani yasama-yürütme ve yargının birbirinden ayrı ama uyumlu çalışmadığı) ülkelerde demokrasiden, insan haklarından söz edilemez.

Getirilmek istenen, tek adamlı-iki partili, antidemokratik bir sistemdir. Pazar günü oyumuzu kullanırken şu sorunun cevabını düşünülmeliyiz: Ülkemiz, tüm yetkileri elinde toplamış tek adamla mı yoksa güçler ayrılığı ilkesine dayalı, demokratik, parlamenter sistemle mi yönetilsin? Ülkemiz için Hayırlı olması dileğiyle…

Bakmadan Geçme