TASAVVUF PENCERESİNDEN KADIN

Beni, benden kurtar şefkatinle… Kadın, annelik vasfı ile tekâmül eder, olgunlaşır ve duygularında inceldikçe incelir. Kendisi...

Beni, benden kurtar şefkatinle…

Kadın, annelik vasfı ile tekâmül eder, olgunlaşır ve duygularında inceldikçe incelir. Kendisi ile daha da bütünleşir, kendisini daha da iyi tanır. O yüzdendir ki, cennet anaların ayakları altındadır.

İlimlerin içerisinde tasavvuf da insanoğlunda bulunan beden ve ruh zıtlığını nefs terbiyesi ile uyumlu hale getirir. Bütünleşme sürecinde, hatalar yanlışlıklar törpülendikçe bu dünyadaki varlık nedenimizi çok daha iyi anlarız. ‘ Mal da yalan, mülk de yalan …’ oluverir.

Kendimizi ya da başkalarını maddiyatın keşmekeşinden ziyade, bu dünyaya geliş nedenimiz olan Allah’a kul olmak düşüncesinde değerlendirmeye başlarız. Artık, her şey mekarim-i ahlak – insana izzet ve şeref getiren ahlak- ile anlam kazanır.

Kadın bütün inançlarda özel bir varlıktır; ama edep tacını takındıktan sonra çok daha fazla yücelir.

Tasavvuf da başlı başına edep ve güzel ahlaktır. Gelmiş geçmiş her peygamber de zaten güzel ahlakı kazandırmak için geldiklerini belirtmişlerdir. Tasavvuf başlı başına bir din değildir; lakin dinin özü cevheridir. Şekilsellik, yüzeysellik değil, kalbi derinliktir. Bu bağlamda ihlâslı olmak hasbi davranmak samimiyet önem kazanır.

Dünün insanoğlu edebiyle fakirliğinin derdini büyük bir asalete dönüştürebiliyorsa bugünün biz modernleri bunca imkâna rağmen neden güçlü ve huzurlu olamıyoruz?

Kadını güçlü olan toplumlar ancak gelişmişlik sırasında yer alabilirler. O halde; manevi anlamda da donanımlı ve zengin olmak adına;

Cemalnur Sargut Hoca Hanımın, konferans vermesi için dün Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Ali Bey ile görüştüm. Cemalnur Hanımın tasavvuf ile dünya vatandaşı olup insanlığa barışı, huzuru ve edebi anlatması için çırpınması karşısında çok saygı duyduğunu ifade etti.

Allah’ın izniyle en kısa zaman içerisinde Alanya’da Cemalnur Sargut Hanım ile Kadın ve Tasavvuf konferansı tertip etmeyi düşünüyoruz.

Sevgili okurlarım, dünya globalleşiyor; dertler ve kederler de bir o kadar ortak oluyor. İşte, tam da böylesi bir durumda insanlığın ortak lisanı tasavvuf, sufizm oluveriyor. Tasavvufla bir kesim değil, herkes ilgilenebilir, tasavvuf herkesin dünyasında yer edebilir. Çünkü tasavvuf bir din değildir; dinlerden beslenen bir inanç sistemidir. Ülkemizde İslami kaynaklardan en iyi beslenen sevgili Cemalnur Sargut Hanımın öncülüğünde İstanbul’da Tasavvuf Enstitüsü bu hayat felsefesi doğrultusunda kuruldu.

‘Ben, tasavvuf ile daha hoşgörülü ve huzurlu olabildim’, demeniz için çırpınıyoruz. Kadınlarımızın daha mutlu huzurlu ve eğitimli olduğu bir ülkede siyasetten sanata her mevzu daha da kaliteli olacaktır.

Şehitlerimiz canları pahasına hizmet ederken bizler de tecrübelerimizle, ilmimizle fedakârlık yapalım değil mi, sevgili okurlarım. Daha güzel, barış, sevgi ve huzur dolu ailelerimiz için; aydınlık yarınlarımız için…

Herkese, en kalbi sevgilerimi, hürmetlerimi gönderiyorum.

Bakmadan Geçme