• Haberler
  • Tarımın sorunlarını ve geleceğini konuştular

Tarımın sorunlarını ve geleceğini konuştular

Ödemiş'te KOZA-DER ile Ziraat Mühendisleri Odası'nın işbirliği gerçekleşen panelde Tarım Kimyasallarının İnsana Olan Etkisini konusunda Ege...

Ödemiş’te KOZA-DER ile Ziraat Mühendisleri Odası’nın işbirliği gerçekleşen panelde Tarım Kimyasallarının İnsana Olan Etkisini konusunda Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Yardımcı Doçent Doktor Hakan Çakıcı, İklim Değişikliği konusunda ise Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim görevlisi profesör doktor Ümit Erdem bilgi verdiler. Esnaf Kefalet Kooperatifi Salnu’nda düzenlenen toplantıya İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, KOZA-DER Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Bağlı ile Ödemiş’teki okulların öğrencileri katılım gösterdiler.

Ödemiş KOZA-DER Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Bağlı, “Tarım alanındaki yerlerin kirletilmesinde % 30 kalıntı tespit edilmiştir. Göl ve içme suyunda bir takım kirlilik olduğu tespit edilmiş ve insan sağlığına zarar olduğu da ortaya çıkmıştır. Bizdeki kalıntılar yani kirlilik, Avrupa’nın dört katı fazla orandadır. Ürünler üzerindeki kalıntıların çok olması ile bilinçsiz ilaç kullanımı da ortaya çıkmaktadır. Avrupa’ya giden ürünlerin bazıları geri gelmektedir. Nasıl bize antibiyotik zararlı gelmeye başlıyorsa yabancı otlar da zararlı görünüyor. Havzamız, Türkiye’nin en önemli tarım merkezi olarak gösterilmektedir. Çevremizde barajlar nedeniyle, taş ocağı nedeniyle olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır. Çamyayla ve Çobanlar mahallelerinde taş ocağı açmak için bir takım girişimler vardır. Küçük Menderes Havzası’nın yüzölçümü, ülkemizin tarım topraklarının binde dördünü oluşturuyor fakat ülkenin tarımsal hasılasının %5’ini üretiyor” dedi.

“Tarım yapılacak yer lazım”

Panelde iklim değişiklikleri konusunda bilgilerini paylaşan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Ümit Erdem, “Biliyorsunuz tarım günümüzde çok önemli çünkü açlık vardır. Dünya açım diyor. Tarımın yapılacağı yer lazım. Trakya bölgesi ekilmiyor. Bu işi yapan insanlar lazım. Mazot, benzin ve gübre fiyatlarının çok yüksek olması tarımı etkilemektedir. Ziraat mühendislerine önem vermezsek üretimi olmayan bir geleceği gençlerimize teslim etmek zorunda kalacağız. Pazar konusunda bir takım noksanlarımız var. Bir de iklim değişikliği ortaya çıkmaktadır. Toprak üstünde plansız ne yapılıyorsa küresel ısınma ve iklim değişikliği ortaya çıkmaktadır. Buradaki en önemli şey, toprakta yapılan şeydir. Denizde de aynı şekilde. Bir düdüklü tencereyi düşünün. Onun içinde kaynadıkça onu ayarlamazsan bir bozulma meydana geliyor. İşte biz karbondioksiti bozuyoruz. Döngüyü kesiyoruz. Burada bir de baca gazı ile birlikte ortaya bir takım çeşit kükürtdioksit meydana çıkıyor. Bize sera gazları geri geliyor. Sera gazları atmosfere tekrar çıkınca küresel ısınma oluyor. 1997’de Japonya’da bir karar alındı. Karbondioksiti sadece %5 azaltma kararı çıktı. En önemli şey, buzullar eriyor. Arjantin’de, Norveç’te buzullar eriyor. Bizim yüzümüzden yani insan etkileşimi ile buzullar erimektedir. Özellikle küresel ısınmada doğal süreçler var. Zaten yeraltı sularını kaybedersek hidrolojik kuraklık meydana gelecek ve böylece çölleşmeye doğru gidilecektir. New York’un bile tehlikede olduğu söylenmektedir. Bizim istihdam alanımız tarımdır. Bu kadar yok edilmesine rağmen   yine de tarım vazgeçilmezdir.  Arılar, bugün maalesef bir takım etkilenmeler yüzünden kovanını bile bulmakta zorluk çekmektedir. Örgütlenmemiz gerekir. Vatandaşlık bunu gerektirmektedir. Doğal beslenmeye yönelik bir yerlere getirmek gerekiyor. TÜİK’in verilerine göre tarım, 2016’da küçülmektedir. Trakya’da ekim olmadığı ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

 

 

Eğitim vurgusu

Profesör Doktor Hakan Çakıcı ise, “Hormonlarla ilgili olarak bir takım yönetmelikler ortaya çıkmaktadır. Kendi ihtiyacımızı sürdürmek için üretime ağırlık verilmektedir. Özellikle 1970’ten sonra azotlu gübrenin tanıtımında büyük bir kullanım ile dünyanın dengesi bozulmuştur. GDO’lu ürünler üretildi. Yabancı otlardan korunmak için bir takım önlemler alınmaktadır. Bizde olduğu gibi modern tarım sistemine ağırlık verilmeye çalışılmaktadır. Aşırı sulama ile de toprağa zarar veriyoruz. Sonuç olarak gübreleme, hormonlar gibi faktörler insan sağlığını tehdit etmektedir. Hiç ilaç kullanmayalım demiyorum. Türkiye’de gübre kullanımı yüksektir. Dışa bağımlı bir gübre sektöründe çiftçi alamadığı zaman belli bir sınırda kalmaktadır. Bizde gübre en çok Konya’da kullanılmaktadır. Hububat da kullanılmaktadır. Bu bölgelerde Ege ile kıyaslanamayacak kadar azotlu gübre kullanılmaktadır. Fosforla ilgili bir takım sıkıntılar yaşanmaktadır. Organik madde, toprakta eriyip gitmektedir. Bizde %70 anız tarımı yapılmaktadır. Laboratuardan gelen netice ne kadar çiftçiyi ve üreticiyi tatmin ediyor, o da tartışılır. Gübrelemede çiftçi ve üreticilerin  % 78’i eğitim almadığını söylemektedir. Ziraat mühendislerinin bu konuda eksikliği olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Haber: Turgay KONURALP

Bakmadan Geçme