• Haberler
  • ihale
  • Tarafsız cumhurbaşkanı, güçlendirilmiş meclis

Tarafsız cumhurbaşkanı, güçlendirilmiş meclis

Ülkemiz, 2018 yılından beri 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' ile yönetilmektedir. Bu sistem için yapılan referandum öncesinde AKP...

Ülkemiz, 2018 yılından beri “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile yönetilmektedir. Bu sistem için yapılan referandum öncesinde AKP ve diğer savunucularınca “Bu sisteme geçildiğinde ülkede bürokratik engellerin kalkacağı, ülkenin tek elden daha hızlı ve iyi yönetileceği, üretimin artacağı, ihracatın patlama yapacağı, enflasyonun düşeceği, Türk parasının yabancı paralar karşısında değerinin artacağı, kısaca Recep Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle ülkenin her alanda şahlanıp çağ atlanacağı” söylenmişti.

Bu sisteme karşı çıkan muhalefet partileri de “önerilen sistemin demokratik olmadığını, zamanla tek adam rejimine dönüşeceğini, milletin temsilcilerinden oluşan parlamentonun etkisini yitireceğini, meclisin yürütme üzerindeki denetleme yetkisinin yok olacağını, denetleme olmayınca yolsuzlukların ve yanlışların artacağını, yasama-yürütme ve yargı dengesinin bozulacağını” söylüyorlardı.

Geçen dört yıllık uygulamalar, muhalefeti haklı çıkardı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, denetleme ve yasama görevini yapamaz hale geldi. Cumhurbaşkanı, ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetmeye başladı. Cumhurbaşkanı tarafından meclis dışından atanan bakanlar bırakın halkla ilişki kurmayı, meclise bile gelmez, sorulan sorulara cevap vermeye tenezzül etmez oldular. Milletin temsilcisi olan milletvekillerinin yasama ve yürütme organlarında etkisi azaldı. Milletin vekilleri; milletin sesini duyuramaz, dertlerini yetkililere anlatamaz oldular.

Yargı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun oluşum şekli bakımından çoğunluğu Cumhurbaşkanı tarafından atananlardan oluştuğu için tarafsızlığını ve güvenirliğini yitirdi. Halkta siyasi iktidara yakın olanların kayırıldığı izlenimi oluştu.

Dış politikada yüz yıla yakın bir süredir sürdürülen gelenekler yok sayıldı. Cumhurbaşkanı, dış politikayı tek başına yönlendirmeye başladı. Ülkemizin dünyada etkinliği ve saygınlığı azaldı.

Ülke nüfusunun çoğunluğunu oluşturan işçilerin, köylülerin, esnafın, emeklilerin sosyal ve ekonomik sorunları dağ gibi büyüdü. Ülkede üretim azaldı. Ülkemiz, her alanda dışa bağımlı hale geldi. Bağımsızlığımız tartışılır hale geldi.

Bu tehlikeli gidişi gören muhalefet partilerinden CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi temsilcileri, meclis çatısı altında bir araya gelerek “Tarafsız Cumhurbaşkanı ve Güçlü Meclis”  oluşturmak için güç birliği yapmaya karar verdiler.

Bu birliktelik ve güç birliği, sevindirici bir gelişmedir. Demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biri, laik ve demokratik parlamenter sistemdir. Bizim meclisimiz; ülkeyi düşman işgalinden kurtaran, Cumhuriyet’i kuran, milletin temsilcilerinden oluşan gazi bir meclistir. Onu etkisiz hale getirmek ve tüm yetkileri bir kişiye bırakmak, yaşadığımız çağa uygun bir sistem ve yönetim biçimi değildir.

Dileğim, yapılacak ilk seçimlerde güçlendirilmiş parlamenter sisteme inanan ve isteyen partilerin anayasayı değiştirecek çoğunlukta meclise girip ülkemize yakışan, demokratik, laik, parlamenter sistemi esas alacak bir anayasa yaparak ülkenin önünü açmalarıdır. Aksi halde bu sistem, giderek demokrasiden uzaklaşmaktadır.

 

Bakmadan Geçme