SIR SAKLAMA

Değerli okurlar;

Bu hafta sizlere, aynı zamanda toplumsal bir ahlak kuralı olan ve iş kanunu açısından yaptırımları bulanan işçinin işine, işverenine karşı sır saklama yükümlüğünden söz edeceğim.

Son yıllarda kaybettiğimiz bazı değerler, toplum içerisinde insanların birbirlerine olan güven ve özveri duygularını kaybetmelerine sebep oldu. Daha önceki yıllarda usta çırak ilişkilerinde aralarında bir iş sözleşmesi olmamasına rağmen işveren ve işçi birbirlerine karşı saygılıydılar. Birçoğunuz belki duymuş belki görmüşsünüzdür. Usta çırağının düğününü yapar ya da evini kurar, tam tersi çırak ustası rahatsızlandığında ya da başına kötü bir olay geldiğinde kendi işyeriymiş gibi özveriyle çalışır. Sanırım küçükken oynadığımız yağ satarım bal satarım şarkısında geçen cümle düşüncelerimin bir özeti ” yağ satarım bal satarım ustam ölmüş ben satarım”.

Sizler de merak ettiğiniz, öğrenmek istediğiniz konuları iletişim adresime mail atabilirsiniz.

İŞÇİNİN SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

1-) İş Hukukunda işçinin sır saklama yükümlülüğünün kaynağı, işçi ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesidir.

2-) İş sırrı; Çalışılan iş ile ilgili olarak sınırlı bir çevre tarafından bilinen saklı kalması istenilen ve saklı kalmasında işvereninin haklı bir menfaatinin olduğu gizli bilgi ve durumları içeren bir kavramdır.

3-) Sır saklama yükümlüğünün ihlali, 4857 sayılı İş Kanunu 25/II/e maddesine göre iş sözleşmesinin feshi için haklı neden oluşturması halinde, İş Kanunu 26/2 maddesi uyarınca işveren, ortaya çıkan zararları için genel hükümlere göre tazminat talebinde bulunabilir.