- Haberler
- 'Sınav daha bitmedi'
'Sınav daha bitmedi'
Öğrencilerin bir yıldır hazırlandıkları Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) sona ermesinin ardından şimdi de üniversite tercih maratonu...
Öğrencilerin bir yıldır hazırlandıkları Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) sona ermesinin ardından şimdi de üniversite tercih maratonu başlarken, uzmanlar tercih yaparken dikkat edilmesi gereken noktalar konusunda önemli uyarılarda bulundu.
Önceki gün açıklanan YKS sonuçlarının ardından öğrenciler, 7-14 Ağustos tarihleri arasında tercihlerini yapabilecek. İzmir Sınav Eğitim Kurumları Kurucusu, Matematik Öğretmeni İlker Sümer, öğrenci ve velilere uyarılarda bulunarak, “ÖSYM’nin belirttiği bir haftalık süre verimli tercih yapmak için çok az. Bu nedenle öğrenciler ve veliler şimdiden tercih sürecine başlamalıdır. Adaylar ÖSYM’nin 3 Temmuz’da ön bilgi olarak paylaştığı kılavuzu iyi incelemelidir” dedi.
Tercih döneminin üniversiteye giriş sınavından ayrı düşünülemeyeceğini ifade eden Sümer, “Sınav daha bitmedi önümüzde çok dikkat edilmesi gereken bir final var. Bu da tercih süreci. Bu yıl içerisinde büyük fırsatlar kadar riskler de barındırıyor. Bu nedenle öğrencilerin ve velilerin dikkatli bir şekilde tercih sürecine hazırlanmaları gerekiyor” diye konuştu.
Yerleştirmede, önceki yılın resmi sonuçları, ÖSYM ve YÖK Atlas’ta bulunan verilerin değerlendirilerek tahmin yürütüldüğünü belirten İlker Sümer, “Buradaki tahmin bilimsel olmalıdır. YÖK Atlas’ta son 4 yılın sıralamaları, puanları ve kontenjanları mevcut olduğundan öğrenciler bu veriler ışığında hareket edebilirler” şeklinde konuştu.
Puan mı, sıralama mı?
YKS bir sıralama sınavı olduğu için öğrencilerin puanına göre değil, başarı sıralamasına göre tercih yapmaları gerektiğine dikkat çeken Sümer, “Bunu yaparken de resmi kaynaklar kullanılmalıdır. Örneğin İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Makine Mühendisliği Bölümü 2017 yılı için 35 bin 90 başarı sıralamasıyla öğrenci yerleştirmiştir. 2018 yılında tercih yapacak öğrenci bu sıralamayı dikkate alarak tercihlerini yapmalıdır” ifadelerini kullandı.
ÖSYM’nin öğrencilere 23 bin satırdan oluşan bir listeden 24 tercih hakkı tanıdığını da vurgulayan Sümer, şunları kaydetti: “Verilen bu tercih sayısındaki amaç; öğrencinin yerleşmek istediği bölümleri listelemesi ve yapacağı tercihlerden yerleştirme olasılığını artırmasıdır. Bunun yanı sıra tercihte en önemli hususlardan biri de yerleşmek isteyen adayların tercih aralığını geniş tutmalarıdır. Örneğin bir adayın Türkçe Matematikteki (TM) başarı sırası 210 bin olsun, bu aday ilk birkaç tercihini 90-120 binlerdeki yerlerden yapıyor, daha sonra genel sıralamasını 150 binlerden başlatıyor, ortadaki bloğu kendi sıralamasının biraz üstü ve biraz altından oluşturuyor, en son sıraya da pişman olmayacağı 260 binlik bölümleri yazıyor. İşte, bu en doğru tercih sıralaması olur.”
Ölü tercihe dikkat
İzmir Sınav Eğitim Kurumları Kurucusu, Matematik Öğretmeni İlker Sümer, listenin herhangi iki sırasında bulunan tercihler arasındaki tutarsızlığa, ölü tercih dendiğini, öğrencilerin bu konuya dikkat etmesi gerektiğini anlatarak şöyle konuştu: “Adayın 11. tercihi 150 binden öğrenci alan bir bölüm, 12. tercihi de 120 binden öğrenci alan bir bölüm olsun. Şöyle düşünelim; 150 bine giremeyen bir adayın, 100 binlik bir yere girmesi mümkün olmadığından yapmış olacağı tercih, ölü tercih olacaktır.”
Yeni açılan üniversiteler
Sümer sözlerini şöyle sürdürdü: “Açılan yeni üniversitelerdeki bölümlerin taban puanları ve başarı sıralamaları belli olmadığı için öğrenciler buralara düşük puanlarla girilebileceğini düşünürler. Böyle riskli durumlarda üniversitelerin yer aldıkları şehirler ve yakınında bulunan üniversitelerin başarı sıralamalarının dikkate alınmasını tavsiye ediyoruz. Örneğin; İzmir’de yeni açılan Bakırçay Üniversitesindeki bölümlerin taban puanları ve başarı sıralamaları belli değil. Öğrenci bu üniversiteyi tercih ederken İzmir’deki üniversitelerin bölüm başarı sıralamalarını dikkate almalıdır. Üniversite tercih edilirken akademik, bireysel, uluslararası başarı kriterleri, şehir seçimi, sosyokültürel ve ekonomik kriterler, yönetim kadrosu, akademik kadro, öğrenci başına düşen akademisyen sayısı, patent ve makale sayısı, yüksek lisans programları, yatay-dikey geçiş imkânları, çift anadal-yandal imkânları, yabancı dil, uluslararası diploma geçerliliği, barınma ve burs imkânları, teknolojik altyapı (tekno-üniversite), öğrenci değişim programları gibi önemli ana başlıklar dikkate alınmalıdır.”
Haber Merkezi