Savaşı kim önleyebilir?

Malum bugünlerde Ukrayna ile yatıp kalkıyoruz. Sürekli haber programı izleyenler, sanıyorum Ukrayna'nın bütün şehirlerini öğrendiler. Şaka...

Haber

Malum bugünlerde Ukrayna ile yatıp kalkıyoruz. Sürekli haber programı izleyenler, sanıyorum Ukrayna’nın bütün şehirlerini öğrendiler. Şaka bir yana tabii ki savaş çığırtkanlığı karşısında çok sayıda insan, ‘savaş çıkmasın’ istiyor. Savaşı kim ister? Tabii ki bu durumdan çıkar beklentisi içinde olan emperyalistler, yayılmacılar ve sömürgeciler. Silah tüccarları…

Bütün gün Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışma haberlerini izleyebiliriz. Peki bu bize bir şey kazandırır mı? Bence hayır. Bence barışsever çevrelerin örgütlenmesi yönünde çaba harcarsak daha değerli ve işe yarar bir iş yapmış oluruz.

Şimdi sizinle, biri yeni diğerleri eski üç haber metni paylaşacağım:

“Rusya’da savaş karşıtları, Ukrayna saldırısının sonlandırılmasını isteyen sloganlar atarken güvenlik güçlerinin saldırısına uğradı. Çok sayıda gözaltı olduğu bildirildi.”

“İsrail’de savaş karşıtı Yahudiler ilk kez sokağa indi. Tel Aviv’de toplanan göstericiler, İsrail ordusunun operasyonu sona erdirmesini, Hamas’ın roket atmayı durdurmasını ve tarafların barışçıl çözüm bulmasını istedi”

“İstanbul’un ardından 6 ilde daha ‘savaşa hayır’ etkinlikleri yasaklandı”

Üstteki iki haber girişi, sanıyorum hepimizin duygularını okşamıştır. Ama biliyorsunuz barışseverleri kendi vatanlarında sevmezler. Onlara hep ‘kökü dışarda’ olarak bakarlar. Ayrıntılara girmeyelim.

19’uncu yüzyılın ünlü Alman ekonomist düşünürü Karl Marks’ın adını duymuşsunuzdur. Gidip görmedim ama mezar taşında “Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!” yazdığı söylenir. Proletarya, mülk sahibi olmayan en alttaki işçi ve emekçidir. Sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkan ekonomik ilişkilerin ortaya çıkardığı emekçi sınıftır. “Zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şeyleri olmayanlar”

Ben de bu cümleden hareketle, “Dünyanın bütün barışseverleri birleşin” diyebilirim.

Savaşları daha çok silah alarak önleyemeyiz… Savaşları bütün ülkelerin barışseverlerini bir araya getirebilirsek önleyebiliriz.

**

Belki duymamış veya okumamış olabilirsiniz… Ödemiş’te bir kitap fuarı açıldı. Kültürpark kaşsısındaki Kongre ve Düğün Salonu’nda… Çarşamba gününe kadar açık kalacak. Hemen hemen her gün uğrayıp, fuardaki stant sahipleri ile konuşmaya çalışıyorum. Gelen gidenlere ilgili bilgi almaya çalışıyorum.

Yerel yazarlar olarak bize de girişte bir yer ayrılmış. 25 yıldır yazıyorum ama bu yazıları kitaplaştıramadım. 25 yıldır ben de yayıncılık işi ile uğraşıyorum. Yerel ölçekte de olsa kitaplar ve dergiler hazırlıyorum…

Şunu öğrendim: Ne yazık ki Ödemiş’te dergi ve kitaba karşı yeterli ilgi yok. İnsanlar bir günde onca gereksiz işe para veriyor ama kendisi ve çoluk çocuğu için kitap almıyor. 1 tane basılmış kitabım var. O da 2016’da yaptığımız 10 günlük Balkan gezisi gözlemlerim: “Koştur Koştur Balkan Turu”

Onun da hemen hemen tamamını, kitaba sponsor olan Çoşan İldun Turizm’e verdim. Belki bu nedenlerden dolayı yazılarımı kitaplaştırmadım.

Kitap fuarlarında, kitapçılarda bulamadığımız eski ve yeni çok sayıda kitaba dokunma olanağı buluruz. Hani eğitim şart diyoruz ya! İşte barışseverlik de okuma ve öğrenme ile ediniliyor. Hoşgörü, ilkesellik, evrensellik…

**

Biliyorsunuz ikinci Dünya Savaşı’nda yaklaşık 70 milyon insan öldü. Bu büyük çoğunluğu Alman ve Sovyet ordularına ait idi. Savaşın en önemli nedenlerinden biri Hitler’in yayılmacı politikası idi. Hitler’in ‘Kavgam’ adlı bir kitabı vardır. Şimdi durum nedir bilmiyorum ama Almanya’da satışı uzun yıllar yasaklı idi. Türkiye’de ise her yerde satılıyor ve alıcı da buluyor.

Bence de fikirleri başkalarının anlatımından çok kaynağından öğrenmekte fayda var. Fuarda ‘Kavgam’ bile satılıyor. Kitaplardan, yayıncılardan, söyleşilerden korkmayalım… Korkuyu yaygınlaştırmayalım.

Ünlü Alman şair Bertholt Brecht de şöyle demiş: “Her savaştan geriye üç ordu kalır: Ölüler ordusu, yas tutanlar ordusu, hırsızlar ordusu.”

Bu yazıyı da şöyle bitirelim: “Yurtta barış, dünyada barış”

Bakmadan Geçme