Rengarenk bir dünyanın karası mısın sen?

Doğaçlama yaşıyoruz çoğu. Zaman bize ne getirirse, nereden ne kadar hisselenebilirsek… Geçen akşam izlediğim online eğitiminde...

Doğaçlama yaşıyoruz çoğu. Zaman bize ne getirirse, nereden ne kadar hisselenebilirsek…

Geçen akşam izlediğim online eğitiminde “Kendi destanınızı kendiniz yazmadığınız sürece başkalarının destanında nokta olmaya mahkûmsunuz. Kimi yön çizer, kimi takip eder” diyordu Ayhan Korkmaz.

Herkes farklı dillerde konuşuyor hayatı ve farklı şekilde yazıyor hikayesini. Bambaşka bir dünya algısıyla, başka başka yaşıyor öyküsünü. Başka başka kurguluyor destanını. Kimileri de başkalarınınkini okumakla yetiniyor ve yitip gidiyor hayatın keşmekeşinde. “Ben de varım” diyebilmek bile zor geliyor.

İzlemek mi, izlenmek mi? Seçim kişiye kalmış. Umut edip dokunmak mı yarınlara, ilmek dokumak mı?

“Mesele birine hayat olabilmektir” diyen Mevlana’ya, “Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder” diye destek veriyor adeta Şems. Bir dokunuş hayatı, bir rötuş rotaları değiştiren. Bilemezsin nerede, kime, nasıl etkide bulunacaksın. Kime, neye vesile olacaksın? Tabi bunları düşünerek yol almıyoruz hayatta ve almamalıyız da. Biz işimizi yapmaya odaklanmalıyız. Sen ne yapıyorsan yap en iyisini yap, işinin en iyisi ol, iyi olmanın verdiği iyileşmeyle ruhun aydınlansın, aklın nurlansın, gönlün doysun. Zaten o zaman örnek de olursun, birilerine hayatta. Ruhlarımızın birbirine dokunduğu demlerde dokunursun usul usul diğer hayatlara…

Bahaneler üretmek yaptığımız en iyi iş. Sanki dünyanın gailesini hep sen çekiyorsun, başkaları farklı bir alemde yaşıyor. Sığınma mazeretlerin arkasına. İnsanı huzurlu kılan üzerine düşeni yaptığına tam kani olması değil midir? Üzerimize düşeni yaptığımız sürece, süreçleri iyi geçiriyoruz. Eksik bıraktıklarımızı yük yapmıyoruz sırtımıza. İnsanın iç muhakemesi ve iç sesinin söyledikleri tatmin ediyorsa ve rahatlatıyorsa ruhunu, işini iyi yapıyor demektir.

Hayat bize neler fısıldıyor, bize neler söylüyor, ne kadarını duyuyor ve anlıyoruz? Rastgele mi ilerliyoruz, yoksa irdeleyerek ve görüp duyarak mı? Rengârenk bir dünya var, biz de onun içinde onun bir parçasıyız. Bilmem ne kadar farkındayız bunun. Yoksa karası mıyız bu renkliliğin?

duyumsadıklarımız

masalımızı çoğaltan

göz yumduklarımız

başkalaştıran,

ötekileştiren

düş

gerçek

vizyon

neredeyiz

neresindeyiz

hayatın…

Bakmadan Geçme