Politik şarkı!

Sanat, insanın güzellik duygusuna seslenen bir uğraştır. Arapça'dan dilimize geçen san'at ile zanaat arasında fark vardır....

Sanat, insanın güzellik duygusuna seslenen bir uğraştır. Arapça’dan dilimize geçen san’at ile zanaat arasında fark vardır. El becerisi isteyen işlerin genel adı zanaattır. TDK’ye göre ‘Marangozluk, demircilik, kuyumculuk, terzilik gibi ‘meslek’ olarak yapılan ve pek çok dalları bulunan, deneyim ve ustalık gerektiren iş.’

Peki sanat nedir?

Sanat’ta yaratıcılık ve estetik vardır. Zanaatta ise en önemli beklenti, yapılan iş sonucunda belli bir para kazanmaktır. Bu durum sanatta da vardır ama sanatçının asıl kaygısı duygu ve düşüncelerini en güzel şekilde başkasına aktarabilmektir.

İşin doğrusu bu biraz entelektüel (aydınca) bir tartışmadır.

Sanatın çeşitli kolları vardır. Mimarlık, resim, edebiyat ve müzik gibi…

Hani hepimizin kulağına lise yıllarından çalınmıştır: ‘Sanat sanat için mi yapılmalıdır yoksa toplum için mi?’

1900’lü yıllarda Fransa’dan dünyaya yayılan bu tartışma, bana göre çok saçmadır. Çünkü toplumun bilinçlenmesi sadece politika yolu ile olmaz. Toplumun sanatsal açıdan gelişmesi, onun politik olarak gelişmesi ile doğrudan bağlantılıdır.

Hani ‘çok gezen mi, çok okuyan mı bilir?’ veya ‘anneni mi daha çok seviyorsun, yoksa babanı mı?’ gibi saçma sorular gibi. İlkinin yanıtı ‘hem gezen, hem okuyan’, ikincisinin yanıtı da ‘ikisini de’ olabilir.

**

Bizim gençliğimizde bıyık ve favorilerle siyasi mesajlar verilirdi. Kafası çalışanlar, takılmazdı bu favori ve bıyık meselesine. Şimdi düşünüyorum da ne saçma bir davranış biçimi imiş.

Ve gelelim şu Tarkan meselesine…

Şiiri baştan sona okudum. Doğrusunu söylemek gerekirse pek öyle net bir siyasi mesaj falan göremedim. Nereye çekersen çek. Parçanın ezgisi de öyle farklı, alışılmamış bir yapıda değil. Sıradan bir parça işte. Tarkan söyledi diye birden popüler ve politik oldu.

Kim bunu politik bir mesaj olarak yorumluyorsa yanlış yapıyor.

Ola ki Tarkan, politik bir mesaj da verebilir. Öyle ‘Vay, Tarkan bunu nasıl yapar!’ diye üstünde tepinmeye falan da gerek yok bence. Politik mesajları sadece siyasetçiler verecek diye bir kural da yok. Demokratik bir ülkede herkes politik mesaj verebilmeli. İsteyen istediği kişiyi ve müziği dinler, kime ne? Bu sanatçının, tamamen ‘duygusal’ yani ticari tercihidir.

Sezen Aksu tartışmaları yeni yeni unutulmaya yüz tutmuşken şimdi de Tarkan üstünden saflara ayrılmak da neyin nesi?

Ben size daha politik şarkı sözleri anımsatayım:

“Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say / Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray / Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay / Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay… / Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin / Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”

Tevfik Fikret, bu şiiri yazalı 100 yıldan fazla olmuş. Osmanlı’nın son dönemi…

Şarkıyı Timur Selçuk ve Cem Karaca’dan dinlemenizi öneririm.

“Ne demek efendim, bey ve amele, bey ve amele / Fakir soymak yakışır mı kemale? / Rüşveti hak bilip bilip her dakika hile / Yapıp yapıp inkâr inkâr ettiysem yuh”

Bu da Aşık Mahzuni’nin…

Teoman’ın, ibret olsun diye daha lise öğrencisi iken yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren için söylediği “Daha on yedi on yedi on yediymiş” şarkısı…

12 Eylül 1981 askeri darbesinden hemen sonra Karadeniz dağlarında öldürülen dört kişi için yazılan “Karadeniz, Karadeniz / Fırtınalar içindeyiz / Dört karanfil verdik sana / Her biri bir engin deniz” dizeleri. Edip Akbayram söylüyor…

Boş işlerle uğraşıyoruz boş…

Haber

Bakmadan Geçme