Patateste ilaçlamaya dair…

Demiştim ya da yazmıştım diye başlamak istemiyorum ama hiç olmazsa her tarım sezonunda yaşanılanlardan doğru dersler...

Demiştim ya da yazmıştım diye başlamak istemiyorum ama hiç olmazsa her tarım sezonunda yaşanılanlardan doğru dersler çıkarıp sonraki üretim yıllarına kazanım olarak aktarılması gerektiğini düşünüyorum. Eğer tarımı, üreticiliği meslek olarak seçmişseniz tabi…

Türk halkının balık hafızalı olduğunu düşünülüyorsa da aslı öyle değil elbet. Toplumsal refleks olarak sadece unutuluyormuş gibi davranılıp açıklar yakalanıyor, test ediliyor. Ona göre kişisel korumalar geliştiriliyor, o kadar…

Patates mildiyösü ve diğer hastalık, zararlılarına yönelik yıllardır yazar, konuşurum. Ama her zor geçen yılın öğretilerinden çıkan, özellikle mildiyöye yönelik üç ana fikri bir kez daha yazmalıyım:

1-Hastalığın yaşam ortamının oluşmaması için kimyasal kullanmadan ön kültürel tedbirlerin ciddiyetle alınması.

2-Hastalık koşulları oluşmadan önce çevre, insan ve bitki sağlığı gözetilerek yapılacak periyodik ama sistemik olmayan koruyucu ilaçlama ciddiyeti.

3-Hangi aşamada kullanılacak olursa olsun üzerinde patates mildiyösü yazmayan hiçbir zirai ilaç uygulanmamalı. Hastalık koşullarında da ruhsatlı sistemik fungusitler, periyodik ve homojen uygulanmalıdır.

Otuz yıllık meslek yaşamımda patates mildiyösü savaşımıyla ilgili o kadar farklı uygulamalar ve sonuçlarını dünyanın değişik noktalarında o kadar çok gözlemledim ki her yılın farklı olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. O yüzden patates üreticilerinin her yıldan çıkaracakları derslerin kalıcı ve doğru olması çok önemsiyorum.

Yukarıdaki üç ana fikri biraz açalım:

1-Dikkatli üreticiler fark etmişlerdir, hastalık koşulları her oluştuğunda patates mildiyösü tarlanın hep aynı noktasından baş gösteriyor. Yani sabıkalı tarlalar ve kırmızı noktalar var. Hastalığı orada oluşmasına yol açan bitki artıkları (kesik, çürük, küçük yumrular, sap ve yabancı otlar) mantarlara barınacakları ev görevi yapıyor. Bu alanlarda temizliğin, alet ve mekanizasyon temizliğinin dikkatli yapılması, hastalığın bir sonraki yıllara taşınmasını engeller. Tohumun temizliği, ön işçiliği ise başlı başına ayrı konu ve çok önemli. Zira sadece mildiyö değil, toprak kaynaklı bir dizi mantar ve zararlı tohumla taşınabilmekte, ciddi kayıplara yol açmaktadır. Sertikalı bile olsa tohumluğun ön filizlendirmesinden başlayarak seçimi, kesimi, ilaçlaması gibi ön hazırlıklarında, tarla, çeşit ve süre giden yılın meteorolojik koşulları gözetilerek yapılması gerekiyor.

2-Patates yeşil aksamının öz suyuna karışmayan, gelişimini ve doğal yaşamını etkilemeyen korucu kontak etkili fungusitlerle dekara en az kırk litre su ile kaplama da çok önemli. Hastalık koşulları oluşmasa da ilk üç koruyucu amaçlı ilaçlama periyodik olarak ciddiyetle yapılmalıdır ki mantarlar yaşam çemberini kuramasın. İlaçlama sıklığı, birbiri ardına yapılacak etkili madde seçimi, süreçteki hava sıcaklığı, oransal nem ile direkt ilgili. Bitkini yeşil aksam ve yumru gelişimine denk gelen bu dönem, verim için hayati önemli.

Bu noktada ayrıca bitki besleme de devreye giriyor. Topraktan makro elementlerin yapraktan mikro element, enzim, gelişim düzenleyicilerin pestisitlerle birlikte uygulanması, toprak ve yaprak tahlillerine dayandırılması gerekli. Ama 50 dekarın altına toprak tahlil desteği verilmemesi, zaten eksik olan bitkinin uygun fenolojik dönemdeki beslenme bilgisi ve alışkanlığının tamamen yok olmasına neden oluyor. Yazık ki bu da gereksiz kimyasal, gübre ve pestisit kullanımını tetikliyor.

Güvensiz gıda, çevresel olumsuz etkiler, tarımsal cari açık gibi geri dönüşümü zor dertlerimiz oluyor en sonunda…

3-Tarım Bakanlığınca patatesteki zararlı organizmaların bilimsel isimleri yazılarak ruhsatlandırılmış olması demek, bu ilaçların gerek tarımsal araştırma enstitülerince gerekse aynı bilimsel çizgide sertifikalandırılmış özel uzmanlık firmalarının bin bir eleğinden geçmiş olması demektir. Su pirelerine zehirliliğinden tutuverin de zararlı organizmaların değişik evrelerine etkileri kadar uzanan bilimsel çalışmaların patatese özel yapılmış olması demektir.

Ülkenin farklı coğrafik bölge ve farklı tarımsal kültüründe ama aynı bitki türünde yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda oluşan ruhsat ve tavsiyeleri, emin olun komşu tarladaki gözlemlerinizden ya da kahvehanedeki tecrübelerden çok daha güvenilirdir, size daha çok fayda sağlar…

Velhasıl; doğru seçilmiş ilacın, doğru karışım, doğru ve periyodik uygulanması ile sonuca gidilmesi ve bilimsel dayanağı sürdürebilir olmalıdır…

Bakmadan Geçme