PASTAYI MI BÜYÜTMELİ YOKSA HİSSEYİ Mİ?
Eskiden köy yerlerinde tarım arazisi çok olan zengin veya zenginler bulunurdu. Bu kişiler, sahip oldukları geniş...
Eskiden köy yerlerinde tarım arazisi çok olan zengin veya zenginler bulunurdu. Bu kişiler, sahip oldukları geniş arazileri işlemek için köyde yaşayan gençleri tarlalarında çalıştırırdı. Sonuçta günümüzdeki teknoloji o zamanlarda olmadığı için traktör kullanmak, çapalamak, ekmek, biçmek gibi tüm işler insan gücü gerektiriyordu. Ülkemiz tarıma dayalı bir ekonomiye sahip olduğu için gençlerin tarım işlerinde çalışmaktan başka bir şansları yoktu zaten o dönemlerde.
Bu durum uzun zaman böyle sürüp gitti. Bu süre zarfında toprak sahipleri, köylüleri hep zor şartlarda ve düşük ücretlerle çalıştırdılar. Köylülerin gözü açılmasın diye okumalarını pek istemediler. Çünkü eğitimli kişiler, kamu veya özel kurumlarda iş bulabilirlerdi. Onların kamuda veya özel kurumlarda iş bulmaları, toprak sahiplerinin işçi bulmalarını güçleştirir ve topraklarını düşük ücretlerle işletemezlerdi.
Ancak belli bir süre sonra gelişen teknoloji ile birlikte ister istemez köyde yaşayan kesim, dünyadan haberdar oldu ve yüksek ücretlerle çalışabilecekleri, çocuklarına daha iyi eğitim sağlayabilecekleri yerlere göç ettiler. Toprak sahipleri, zengin olmalarına zengindi ancak topraklarını işleyecek hiç kimse kalmamıştı. Bununla birlikte köyde de kimse kalmadığı için artık onlar da köyde yaşayamazdı.
Eğer köydeki toprak sahipleri, ellerindeki zenginliği hep kendine saklamak yerine köylülerle adil bir şekilde paylaşmış olsaydı ve ürettiği mahsulleri işleyerek hem köyün hem de köylünün gelirini arttırsaydı belki o köy göç vererek yok olmayacak tersine göç alarak daha fazla büyüyecekti.
Bahsini ettiğimiz köy, sadece basit bir örnek olabilir fakat bu örnek varlıklı olmanın bazı sorumluluğu olduğunu bize göstermek açısından iyi bir örnektir. Bu örnekte mevcut varlıklarımızla yetinip yeni yatırımlar yapmamanın uzun vadede olası kötü sonuçlar doğuracağını görmekteyiz. Öte yandan çalışanları maddi olarak tatmin etmemenin onları bu zor durum karşısında bir çıkış arayışına sevk edeceği kaçınılmaz bir sonuçtur. Bunun yerine mevcut pastadan en çok dilimi almak için çabalamak yerine pastayı büyütmenin taraflara daha fazla huzur ve refah sağlayacağı bir çözüm en iyi seçenektir.
Zor durumdaki insanlar sıkıntılarını çözmek için sürekli bir çözüm arayışı içerisinde bulunur. Örneğin İsrail. Tarım yapacak toprağa sahip bir ülke değil İsrail. Üstelik her tarafı çöllerle kaplı bir coğrafyada bulunuyor. Fakat bu durum onlarda çaresizlik yaratmamış, aksine bir arayışa itmiş. Düşünsenize bugün o küçük ülke, dünyaya tohum ihraç ediyor.
Gücü elinde bulunduran kişinin mevcut düzeni koruyarak kar marjını sürekli en üst seviyede tutması uzun vadede sürdürülebilir bir durum değildir. Pazara yeni oyuncular girmesi, rekabeti ve dolaylı olarak kaliteyi de arttıracağından işletmesinin her koşulda daha dayanıklı olmasını sağlayacaktır. Artan kalite ve kullanılan teknoloji, tüketiciler açısından kaliteli ve ucuz mal ve hizmet demektir.
Kapalı piyasada bulunan firmalar, her ne kadar belli bir süre yüksek kar elde etse de uzun vadede daha kırılgan bir yapıya sahip olacaklarından en ufak sarsıntıda yıkılmaları işten bile değildir. O nedenle amaç pastayı büyütmek olmalı ki elde edilen dilim daha büyük olsun. Yoksa küçük bir pastanın bütün dilimleri sizin olsa neye yarar?