'PARÇA BÜTÜNÜN HABERCİSİDİR'
Adım adım ilerliyorum şehrimin sokaklarında. Har adımda yeni bir çöple karşılaşarak. Yürüdükçe hayretim ve şaşkınlığım artıyor....
Adım adım ilerliyorum şehrimin sokaklarında. Har adımda yeni bir çöple karşılaşarak. Yürüdükçe hayretim ve şaşkınlığım artıyor. Neredeyse her köşede bir çöp konteynırı var ama insanlar, çöplerini rastgele sokağa atıyorlar. Yediği çikolata bitiyor, hop ambalajı yere. İçtiği su bitiyor, şişesi sokağa…
Balkonda oturuyorum. Pencereyi kapatıyor ilerideki evde birisi ama kapatmadan önce elindeki peçeteyi camdan aşağı, bahçeye atıyor…
Sınıfta öğrenci, çöpünü yere atıyor ya da sırasının altında bırakıyor. Yani gününün çoğunu geçirdiği, yaşadığı ortamı gayet rahat kirletebiliyor. Nasıl olsa temizleyen bir başkası var. Acaba o mekanı temizleme işinden aynı öğrenci sorumlu olsa, yine aynı davranışı sergiler mi? Eskiler, “Aslan yatağından bellidir” demişler. Lise müdürümüzün en çok kullandığı sözdü. Ki o dönemde biz sınıf öğretmenimizle rehberlik derslerinde sınıf temizliği yapıyorduk. Camları bile sildiğimizi hatırlıyorum. Şimdi olsa ne derdi bilmiyorum.
Otobanda ilerliyoruz. Adam, içtiği sigaranın paketini atıyor yola. Bazen de izmaritini. Ne yapıyorsun desen “Sana ne be kardeşim” der hemen. Ama onların sebebiyet verdikleri ile içimiz yanıyor sonra. Sadece otlar, ağaçlar, hayvanlar değil; soluduğumuz hava, yaşadığımız dünya ölüyor, farkında bile değiller.
Hoş bunu da anlayabilmiş değilim. Güya biz anne- babalar evde, öğretmenler okulda, yetkili birimler basın aracılığı ile televizyon ve radyolarda bilinçlendirme çalışması yapıyoruz ama sonuca bakıyorum içler acısı. Bu duyarsızlığın nedenini anlayabilmiş değilim. Şikayet etmeye gelince hepimiz şikayetçiyiz ama uygulamaya gelince aynı duyarlılığı herkes yeterince gösteriyor mu? Hayır! Sanki şehirleştikçe kirliliğimiz daha da artıyor. Sonra bir yağmur yağıyor, yağmur sularının akıp gideceği kanallar sokaklara attıklarımızdan tıkanıyor ve kısa sürede derya deniz oluyor etraf, sular içinde kalıyoruz. Ve yine önce başkalarını suçluyoruz.
“Parça bütünden haber verir.” O önemsemediğimiz, ne olacak dediğimiz duyarsız davranışlarımız, bizle birken başkalarının katılımı ile binler oluyor ve hepsi birleşince de başımıza pek çok olumsuzluklar gelebiliyor. Yazık…
İnsandaki duygulardan sahiplenme duygusu biraz ağır basıyor. Bu duyguyu çevreye karşı kanalize etsek, çevremizi sahiplensek, çevre de bize daha iyi dönüt verecektir. Yüzü gülerse doğanın, bizim de yüzümüz gülecek hiç kuşkusuz. Biz kirletmezsek çevreyi, daha temiz, daha güzel, ışıl ışıl, pırıl pırıl bir dünyada yaşama şansımız olacak. Yani yaptığımız her davranış ve hareketle aslında kendi hayatımıza yapıyoruz farkında olmadan. Bilmem farkında mısınız?
Not: Bu yazı gazetemizin 12 Ağustos 2017 sayısında yayınlanmıştır.