Özuslu’dan Özçınar’ın eleştirilerine yanıt
Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e sert...
Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e sert çıktı. Özçınar, Büyükşehir Belediyesi ile neden karşı karşıya gelindiği sorusuna, “Yine her zamanki gibi karşı karşıyayız. Buzların erimesi, iki taraflı olacak bir şeydir. Yapılan hizmete engel olunduğu zaman maalesef siz iyi niyet göstergesi sağlayamıyorsunuz. Hastane ve TOKİ noktasında itiraz edildi, mahkemeye gidildi. Biz yine planlamaya aldık, yaptırıyoruz. Bunların hepsi zaman kaybı… Şimdi en son valiliğin bize devretmiş olduğu, bize ait olan yeri mahkemeye götürdüler. Orayı yurt alanı göstermiştik meclisimizden. Ben artık art niyet olduğunu düşünüyorum. Kiraz’a sıkılan bir kurşun olduğunu düşünüyorum” cevabını verdi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’e tepki göstererek, “Kiraz’dan ne istiyor çok merak ediyorum. Benim yüzümden Kiraz’ı cezalandırıyorsa bunun da hesabını kalksın vatandaşa versin. Hizmet etme noktasında bir şey beklemiyorum. Ben zaten üstüme düşeni yapıyorum ama engel olmasın. Biz, Aziz Bey ile bunları konuşabiliyorduk ama şu an yapamıyoruz. Ben, Aziz Bey’e her dakika ulaşabilen bir belediye başkanıydım. Halen daha konuşuyoruz. Halen daha ilçemle ilgili bir sıkıntım olsa fikir alabileceğim birisidir çünkü Aziz Bey devlet adamı! Ama maalesef şu an Kiraz’a yapacağım bir işlemde sürekli bir mahkeme… Elbette ben haklı çıkacağım noktada çıkacağım. Ben buna da inanıyorum ama süreci niye uzatıyoruz? Kirazlı vatandaşı niye cezalandırıyoruz?” sözlerini kullanan Saliha Özçınar’a cevap, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu’dan geldi.
“Ticari alan ve konuta itiraz edildi”
Özuslu’nun açıklaması şöyle, “Kiraz Belediye Başkanı AK Partili Saliha Özçınar, 15 Haziran tarihinde yayınlanan açıklamalarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i maksadını aşan biçimde Kiraz’a kurşun sıkmakla suçlamış, Kiraz’a yapılmak istenen yatırımların kasıtlı olarak engellendiğini ileri sürmüştür. Belirtmem gerekir ki siyasetin dilinin eril dilden, militarist söylemleri çağrıştıran ifadelerden, mesnetsiz suçlamalardan, şiddet öğelerinden ayrıştırılarak çok daha nezih, nezaket dolu, kapsayıcı bir mahiyete büründürülmesine uğraşan bir ekolün temsilcileri olarak kurşun sıkmak ifadesi, bizi son derece şaşırtmış ve üzmüştür. Kurşun sıkmak gibi şiddet dolu ifadeye rağmen siyasetin toplumsal cinsiyet perspektifi ile bu tür ifadelerden ve düşünce biçimlerinden arındırılacağına yürekten inandım, inanıyorum ve inanmaya devam edeceğim.
Açıklamalarında projelerinin Büyükşehir Belediyesi tarafından mahkeme kararlarıyla engellenmeye çalışıldığını ifade eden Özçınar, mahkeme kararlarının hukuki süreçlerin sonucu olarak mevcut kanuni düzenlemeler doğrultusunda verildiğinin bilincinde değilmişçesine İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne daha önce de benzer tondan yönelttiği suçlamalarını sürdürmüştür. Yapılan hizmetlere engel olunduğunu ileri süren Özçınar, Kiraz’da yapılması planlanan hastane ve TOKİ konutlarına itiraz edildiğini söylerken asıl itiraz edilen noktanın imar planı düzenlemelerindeki ticari alan ve konut inşaatıyla ilgili olduğunu nedense ifade etmemektedir.
“Soyer, hesap vermekten imtina etmez”
Sn. Özçınar’ın aynı minvalde belediyemize ve belediye başkanımıza yönelttiği mesnetsiz, gerçek dışı ve sorumsuzca açıklamalarına yönelik 14 Mart 2020 tarihinde ‘Gerçekler, Özçınar’ın paşa gönlüne göre şekillenmiyor’ diyerek bir karşı açıklama yapmıştım. Merak edenler, bu tarihte yapılan açıklamama bakabilirler. Nitekim Özçınar’ın bugün de temcit pilavı gibi ısıtıp İzmir kamuoyunu meşgul ettiği eleştirilerine cevaplar, o açıklamada mevcuttur.
Özçınar’ın Başkanımız Sn. Tunç Soyer’e yönelik olarak hamasi biçimde sarf ettiği ‘Kirazlı vatandaşlar bunun hesabını soracaktır’ sözleri büyük talihsizliktir. Belirtmeliyim ki Tunç Soyer, hesap vermekten imtina etmez ve etmeyecektir. Halka hesap vermek, Tunç Soyer’in doğal davranışıdır. Yine de söz konusu iddialara ve suçlamalara mevcut yargı kararları ve Büyükşehir Belediyesi olarak dayandığımız yasal mevzuatlar çerçevesinde cevap vermek; sözü edilen durumun halkımız tarafından tüm gerçekliğiyle öğrenilebilmesi noktasında oldukça önemlidir.
“Zaten onay vermiştik”
Daha önce belirttiğimiz bir noktanın altını tekrar çizmek, konunun çarpıtılmasının önüne geçmek açısından oldukça önemlidir. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Özçınar’ın suçlamalarında bahsettiği gibi Kiraz Belediyesi’nde bir hastane, yurt ve üniversite yapımına itiraz etmemenin yanında süreç içinde bu yapıların inşasını içeren projelere zaten onay veren görüşünü Kiraz Belediye Başkanlığı’na 13.01.2017 tarih, E.8739 sayılı yazı ile söz konusu parselde yapılmak istenilen ‘Eğitim Tesis Alanı’, ‘Sağlık Tesis Alanı’ gibi kullanımların 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı plan kararlarına uygun olduğunu belirterek iletmiştir.
Büyükşehir Belediyesi’nin itiraz ettiği noktalar, yasal mevzuatlara aykırı olarak proje kapsamında sağlık ve eğitim tesislerinin alanının küçültülerek ticari alan ve konut alanlarının yapılmak istenmesidir. Bu gerçekleri halkın bilgisinden saklamaya çalışmak, ancak siyasi bir amaç güderek konuyu bağlamından kopartmak, saptırmaktır.
Gönül isterdi ki Sn. Özçınar, kentimizin önemli temsil ve karar alma organı olan Büyükşehir Belediye Meclisi’nin bir üyesi olarak toplantılara katılsın ve görüşlerini orada sergilesin ancak kendisi, bugüne kadar gerçekleşen 81 meclis toplantısının sadece üçüne katılarak kentimizin bu anlamda en demokratik kanalını kullanma konusundaki isteksizliğini ortaya koymuştur. Meclise gelmeden Kiraz’ın hakkı hukuku savunulamaz Sn. Özçınar. Kendisine seçilmiş bir belediye başkanı olarak aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin de bir üyesi olduğunu hatırlatmayı borç bilirim.
Özçınar, yaşanan hukuki süreçleri nedense kişisel olarak algılamakta ve açıklamalarında Sn. Tunç Soyer’in kendisiyle kasten ve kişisel olarak uğraştığına dair bir algı yaratmaya çalışmaktadır. Bu noktada İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve Başkanımız Tunç Soyer’in icraatlarında asla ve katiyen insanları ötekileştirmediğini, siyasi duruş ve politika amacı olarak kapsayıcı ve iyileştirici bir saikle hareket ettiğini bir kez daha vurgulamak gerekmektedir. İktidar partisi ve bağlı belediyeleri böyle bir tavra alışık olmadıklarından olsa gerek durumu nedense farklı algılamakta ve halka yanlış aksettirmek için gerçekleri gizlemeye çalışmaktadırlar.
“Yargı kararları ortada”
Söz konusu projelere ilişkin alınan yargı kararı ortadadır fakat burada yine Büyükşehir Belediyesi olarak temelde nelere karşı çıkıldığını belirtmek gerekirse söz konusu plan değişikliğinin İzmir Doğu Bölgesi 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı’nda hedeflenen nüfus projeksiyonundan bağımsız olarak ilave nüfus getiren ve 1/25.000 Nazım İmar Planı’nın genel ilkelerine aykırı nitelikte olduğu;
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ile söz konusu parselin bir kısmının sağlık alanı, ağaçlandırılacak alan ve orta yoğun gelişme konut alanı olarak yeniden düzenlendiği, sağlık alanının yaklaşık olarak %75 oranında, yüksek öğretim alanının yaklaşık olarak %25 oranında azaltıldığı;
Katı atık tesisleri alanı (Boşaltma, bertaraf, işleme, transfer ve depolama) ve bağlantı yolu için 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı çalışmalarına belediye başkanlığımızca başlanılmış olduğu, söz konusu katı atık Tesisleri Alanı ile Arkacılar Mahallesi, 1 parsel üzerinde kurulması planlanan toplu konut alanı arasında bulunan mesafe, rüzgar yönü ve eğim parametreleri dikkate alındığında yer seçim kararının uygun olmadığı yönündeki bilimsel ve yasal gerekçelerimizi Kiraz halkımızın faydasına olacak şekilde itirazlarıma konu ederek ve yargı mercilerin tarafından haklı görülerek projelerin itiraz ettiğimiz kısımlarıyla ilgili iptal kararları alınmasını sağlamışızdır.
“Küçümseyen bir tavır”
Açıklamalarında ‘Ben Tunç Soyer’den bir şey istemiyorum. Bakanlığıma istediklerimi yaptırıyorum’ sözüyle aslında Özçınar’ın nasıl da yerel irade ve yerel demokrasi kavramlarından uzaklaşarak bunları küçümseyen bir tavır takındığını üzülerek seyrediyoruz. Bir belediye başkanı olarak yerel iradeyi bu kadar öteleyen ve gücünü yok sayan, merkezi iradeye mümkün olduğunca yaklaşmaya çalışan tavır, aslında mevzunun özünde amaçlanan noktayı gözler önüne sermektedir. Merkezi idare tarafından türlü gerekçelerle (!) her geçen gün yetkileri tırpanlanarak merkezde toplanan belediyelerin demokratik olarak zedelenmeleri sürecinde bir yerel yöneticinin yüzünü sürekli merkezi idareye dönmesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yetkili organlarını by-pass’a girişmesi, demokratik zeminde uzlaşmak istemediğinin göstergesidir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, halkı manipüle edip kendi siyasi duruşlarını sağlamlaştırmaya çalışan ve yerel yönetimin gücünü küçümseyen bu duruşa karşı her zaman hukuk çerçevesinde halkın huzuru için cevap vermeye ve çalışmaya devam edecektir. Kamuoyunun bilgilerine saygılarımız arz ederim.”
Özcan Çetin