ÖZDERE GÜNLÜĞÜ-2

Millî duygu sömürüsü/5 Haziran Cumartesi İlk kez karşılaştık. Pazar alışverişi yapıyoruz. Askerlik çağında iki genç. Biri kolonya döküyor ellerimize: “Askere yolluk!” diyerek. Diğeri, naylon torbada para topluyor. N’oluyor? Nereden çıktı bu sömürü? Zaten tepeden tırnağa sömürülüyoruz. “Şimdi de bu mu çıktı?” diye kendi kendime söyleniyordum. Şaşırmıştık. Göz açıp kapayıncaya kadar jandarma geldi. Kimlik sordu. Ardından garnizona çekti gençleri. Rahat bir nefes aldık. Meğer pazar yerlerine dadanmışlar. Böyle dolandırılıyormuş insanlar!                                                                                                                           Pazar yerimiz yok! Upuzun bir sokak. İleride L yapıyor. Daracık. Pazarcıların koşulları berbat. Güneş, yağmur altındalar. Geceden gelip yatıyorlar. Lavabo, tuvalet yok!. Pazar yeri için imza toplandı. Tınmadılar! YapılMAdı. Çünkü her şey rant. Tek belirleyici RANT!                                                                                                Çevre mi kaldı? Gününü kutlayalım! Marmara Denizi, deniz salyasıyla ölü halde. Karadeniz, Ege… Yeşil dağlar, ormanlar madencilerin cirit attığı, katlettiği yerler. Kutlanacak çevre mi bıraktı yerli ve yabancı sömürücüler? Kendimizi cehaletin umarsız, sorumsuz kollarına bırakılmış; nefessiz balıklar ve köksüz ağaçlarla birlikte bilimsizlikten ölüyor gibi hissediyoruz. Düşünür Zenon (M.Ö. 450):  “Yaşamın amacı doğayla uyum içinde olmaktır.”                                                                                                                                Maslow  Hiyerarşisi/6 Haziran Pazar Abrahan Harold Maslow (1908-1970), Amerikalı bir akademisyen ve psikolog. İnsani psikolojinin ortaya çıkmasında katkıları var. Kendi adını taşıyan MASLOW TEORİSİ / MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ adlı bir teorisi var (1943). Bir piramit biçiminde açıklamış. Piramidin tabanından itibaren sıralanmış:                 1-Fizyolojik ihtiyaçlar (sağlık), 2-Güvenlik ihtiyacı (barınma), 3-Ait olma, sevgi, sevecenlik ihtiyacı (arkadaşlık, aile), 4-Saygınlık ihtiyacı (özsaygı, özgüven, başarı, saygı duy(ul)mak), 5-Kendini gerçekleştirme ihtiyacı (erdemli, yaratıcı, problem çözücü, önyargısız, içten). Yöneticiler, bu ihtiyaçları adaletli olarak karşıladıklarında UZUN ÖMÜRLÜ olur.                         Temizlikçiler % 100 zam yapmış!/7 Haziran Pazartesi Geçen yaz 300 TL idi. Eşim yine aradı temizlikçi kadınları. Fiyat 600 TL olmuş. Pardon yapmışlar! Maaşlar yerinde sayıyor. Vazgeçti eşim. Yarın temizliğe başlayacak. Yavaş yavaş ivedi bitecek. Uzun sürecek ama…                                                                                                                “Tarikat Siyaset Ticaret” ve MAFYA/8 Haziran Salı Her pazar yalnız Türkiye değil, dünya Sedat Peker’in videolarını izliyor. 9. video yayınlandı. Yine müthiş açıklamalar, ayrıntılar ortaya saçıldı. Uğur Mumcu, “Tarikat Siyaset Ticaret” adlı eserini şimdilerde yazsaydı MAFYAyı eklerdi, eminim. Mumcu’nun okuru olan biz, anlatılanları tahmin ediyorduk. Yeni nesil, Peker aracılığıyla öğrenmiş oluyor.  Ya yurt dışına gitmeyi düşünüyor ya da …!?                                                                                                                            CİCERO/9 Haziran Çarşamba Binlerce yıl önce yaşamış Latin kökenli Romalı ünlü devlet adamı Marcus Tullius Cicero (d. M.Ö. 3 Ocak 106 – ö. M.Ö. 7 Aralık 43)’yu kısacık tanıtacağım. Dikkat!!! Devlet adamlığının yanında bilgin, hatip ve yazar. Felsefeci. Yunan düşüncesini kendinden sonraki kuşaklara aktarıyor. Bilgide kesinlik değil, olasılıkları izlemek yanlısı. Latincenin Felsefe dili olarak gelişmesine katkı yapmış. Esas Cicero’yu akıllarda tutan kendi adıyla anılan CİCERO TEORİSİ. Merak ettiyseniz, bir bakıverin! (https://tr.wikipedia.org/wiki/Cicero Erişim:09.06.2021-18:27)                                                                                           İnsan kandırmak nereye kadar sürer?/10 Haziran Perşembe Önce güven verdi. Geçen ekimde ayrılmadan parasını verdik. Bahçeyi belleyiverdi. Geldik. Otlar yolunacak, taşlar temizlenecek, ağaç gövdeleri kireçlenecek. Çağırdık. Anlaştık. Yine parayı peşin verdik. Güven vermişti bir kere! İki gün azar azar çalıştı. İşi bitirmedi. Başka yazlıklara gitti. Aradığımızda bir kere geldi. Sonra hiç! Üstlendiği iş yarım kaldı. Sabah karşılaştım. Tepkimi yüzüne karşı söyledim. Gıkı çıkmadı! İnsan kandırmak nereye kadar sürer? Bilemiyorum.                                                                                                    ”Yavaş Yavaş Ölürler”/11 Haziran Cuma Haftayı Pablo Neruda’nın şiiriyle kapatalım:

Yavaş yavaş ölürler

Seyahat etmeyenler

Yavaş yavaş ölürler

Okumayanlar

Müzik dinlemeyenler

Vicdanlarında

Hoşgörüyü

Barındırmayanlar

***

Yavaş yavaş ölürler

Alışkanlıklarının esiri olanlar,

Her gün aynı yolları yürüyenler,

Ufuklarını genişletmeyen ve

değiştirmeyenler,

Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile

girmeyenler,

Bir yabancı ile konuşmayanlar.

***

Yavaş yavaş ölürler

Heyecanlarından kaçınanlar

Tamir edien kırık kalplerin

Gözlerindeki pırıltıyı

Görmek istemekten kaçınanlar

***

Yavaş yavaş ölürler

Aşkta veya işte bedbaht olup yön

değiştirmeyenler,

Rüyalarını gerçekleştirmek için risk

almayanlar,

Hayatlarında bir kez dahi mantıklı

Tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar.

Yavaş yavaş ölürler

                               PABLO NERUDA

SÜRECEK…