ÖZDERE GÜNLÜĞÜ-1

'Hacı Yolu'gıdım gıdım/26 Mayıs Çarşamba  Özdere'nin içinden geçecek. Efes'e kadar. Parası Vatikan'dan. Taaa ANAP döneminde verilmiş!?...

“Hacı Yolu”gıdım gıdım/26 Mayıs Çarşamba  Özdere’nin içinden geçecek. Efes’e kadar. Parası Vatikan’dan. Taaa ANAP döneminde verilmiş!? Ama daha bitmedi. 14 Evler toz içinde. Üstleniciye vermişler. Jandarma Karakolu’na kadar gelinmiş. Ne zaman bitecek? Belli değil. Özdere’yi bölen ana caddeye kırmızı renkli işaretler yapıldı. Bekliyoruz. Çıkmaz yılın bir tanesinde bu yol biter umudu taşıyoruz.

Emlâk Danışmanlığı/27 Mayıs Perşembe Özdere ana caddesi, sağlı-sollu emlak danışmanlarıyla doludur çünkü satılacak tek varlık emlak. Şimdi büyütmüşler işi. 3-4 emlakçı birleşmiş. Ortak büro tutup güç birliği yapmışlar. Masrafları azalmış, kârı da çoğalmışlar!

GURBET, seni anlayanların olmadığı yerdir!

Sana yedirirler mi sandın? Kendi halinde bir işçi. Heves etmiş. Sevgi Tepesi’nin tam karşısına gecekondu yapmış. Doğal olarak şikayet edilmiş. Ceza kesilmiş. Kendi eliyle yaptığını yıkmış. Sanmış ki kıyı boyunca koylara konanlar gibi konacak. Dilimin ucuna kadar geldi. A bee kardeşim, sana yedirirler mi sandın? Demedim.

Yatak limon / 28 Mayıs Cuma Yediveren cinsi limon ağacımız var. Giderken bir kasa toplamıştık. Komşumuz da buradakileri. Gazetelere sarmıştık. Zamanla o kocaman limonlar küçüldü, küçüldü. Kabukları ipince oldu. Tüm suyunu içinde korudu. Kış boyunca hiç limon almadık. Meğer “Yatak limon” böyle olurmuş. Öğrenmiş olduk!

9 yıl sonra sebze yetiştireceğiz Yıllar nasıl da geçiyor. Özdere’ye geleli 14, bu eve taşınalı 9 yıl oluvermiş. Bahçe taşlık. İlk kez bu yıl bellendi. Heves ettik. Domates biber diktik. Ankara’dan soğan getirmiştik, batırıverdik toprağa. Börülce, bamya, oturak fasulye de olacak. Nane, maydanoz kenarda yan yana büyüyecek. Eşim, çiçeklerle nefes alıp veriyor. Saksılar, fidelerle güzelleşecek.

Marketler/29 Mayıs Cumartesi Sırasıyla sayıyorum: Tansaş (sonra Migros), Pehlivanoğlu, Denmar (Sonraları Kim ve Gürmar), A101 (3 tane), Şok (2 tane), BİM (2 tane) ve Carrefour. Toplam 11 adet. Daha açılacak olanlar var. Duraklara ilan yapıştırılmış. Sonu nereye varacak? Bilemedim! Siz biliyor musunuz?                                                                                                    

Kısıtlamada/30 Mayıs Pazar Kısıtlamadayız. Saat 10’dan sonra ekmek, gazete almaya gidiyorum. Sessiz, ıpıssız ortalık. Serçeler eşlik ediyor kahvaltımıza. Mavi deniz, uzaktan serinliğini yolluyor. Düşüncelerimiz kilitsiz, olabildiğince özgür…

İnternete bağlanamadım gitti!/31 Mayıs Pazartesi Dizüstü bilgisayarımıza geçen yıl Vınn almıştık. Kontör yüklettim. Taktım. İnternete giremedim. Tamirciye gittim. Sorun Vınn’da dedi. Vınn bayisine gittim. Sorun yok dedi. Ankara’daki tamircimi aradım. Sorunu nasıl çözeceğimi anlattı. Denedim, yaptım. Yine başarısız oldum. Dünyayla cepten bağ kuruyorum ama dizüstünde yapılacaklar var. Hiçbir şeye yeltenemiyorum. Moralim sıfır! Çözmem gerek bir an önce.

Şiir dosyası/1 Haziran Salı Özdere’deki şair dostumuzun şiir dosyasını baştan sona okudum. Biri dışında diğerlerine başlık koydum. Yazım yanlışlarını gösterdim. Fazlalıkları kaldırdım. Birkaçında eklemeler yaptım. Her şiirle ilgili duygu ve düşüncelerimi not ettim. Bugün bir araya geldik. Tek tek her şiirin üzerinde durduk. O mutlu, ben mutlu!

5 dil bilen Gakkoş/2 Haziran Çarşamba Sonunda internete bağlandım. Sözcüğün tam anlamıyla esnaf genç anlattı. Önceleri torunlar Özdere’ye gelmiyormuş! Nedeni, internet hizmeti yeterli değil. Hasretlik bitmiş artık! Bayii, bizim gibi yaş almış müşterilerle dolu. En genci benim bakılırsa. Kısa boylu, hasır şapkalı bir amca geldi. Hemen sordu esnaf genç: ”Murat amca, kaçıncı kitabı yazdın?” Cevabı, “Üçüncüyü yeni bitirdim, oğlum!” oldu. Eşimle şaşırdık. İhtimal vermemiştik. Tanıştık. İTÜ Harita Mühendisliği mezunu. Boyu 1.25 civarında. Yüzünün kıvrımları derin. Sohbete başladık. Beş dil (İngilizce, Fransızca, Almanca, Felemenkçe, İtalyanca) biliyormuş. Başladı İngilizce sorular sormaya. Cevapladım. Pratik yaptık bir süre. Eşim uyardı. Sonra Türkçeye döndük. Hemen kartını uzattı. Ben de. Eşi Hollandalıymış. Bizi oturmaya, sohbete bekliyor. İşimiz bitti, eve döndük. Telefon geldi Murat amcadan. Hatırlayamadığı 2. kitabın adını iletti. Disiplinine hayran kaldık!

Bahçe badalandı/3 Haziran Perşembe Bu ikinci. 10 kilo sönmüş kireç aldık. Eşim eldivenleri giydi. Girişten itibaren bembeyaz kireç badanasına başladı. İki limon, iki mandalin, portakal, iki zeytin, erik ağaçlarının gövdeleri de kireçlendi. Yeşil, beyaz, kahverengi; masmavi gökyüzü altında uyumluydu. Tertemiz oldu. Son iki yıldır beş ayı aşkın bir süre kalmaya başladık burada. Daha sahiplendik.

“Okuyup da ne olacağım?”/4 Haziran Cuma Başlık, bir ilkokul öğrencisinin. Gazete bayiinde rastladım. Üç ekmek almış. Hızlı hızlı eve giderken sinirlice bağırdı: ”Okuyup da ne olacağım?” Yetişemedim. Sesimi duyuramadım. EBA’ya bağlanamayanlardan mı? Artık uzaktan eğitimden zevk almayanlardan mı? İnterneti olmayanlardan mı? Daha bir sürü soru kafamda dolanıp durdu. Milyonları aşan bir kayıp kuşak geliyor. Eğitimden soğu(tul)muş, umutları yok edilmiş, çaresiz, kızgın ve müthiş öfkeli! Eğitimci olarak yüreğim yanıyor…

SÜRECEK…

 

Bakmadan Geçme