“Otizm’de aile eğitimi çok önemli”
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Gelişimsel Yetersizlikler ve...
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Gelişimsel Yetersizlikler ve Otizm İzlem Birimi Sorumlusu Doç. Dr. Sezen Köse, Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) hakkında 2 Nisan “Dünya Otizm Farkındalık Günü” kapsamında önemli bilgiler paylaştı.
Otizm spektrum bozukluğunun tanımı belirtileri ve sıklığı hakkında açıklamalar yapan Doç. Dr. Köse, “Otizm Spektrum Bozukluğu kişilerin başkalarıyla ve dünyayla nasıl etkileşime girdiğini etkileyen ve belirtileri yaşamın ilk yıllarında başlayan nörogelişimsel bir tablodur. Özellikle sosyal ilişkiler ve iletişim becerileri olmak üzere hayatın pek çok alanındaki işlevselliğe yansıyan beyin gelişimi, bağlantıları ve işleyişinin etkilendiği bir bozukluktur. Yani beyin gelişiminde yaşamın erken döneminde ortaya çıkan farklılıklardan kaynaklanır. Ayrıca tekrarlayıcı ve takıntılı davranışlar, ilgi alanları, duyusal hassasiyetler yani ses duyarlılığı, koku, tat, dokunma duyarlılığı gibi farklılıklar da tanı kriterleri arasında yer alır. Günümüzde 4 yaşındaki çocukların yüzde 2,1’inde, 8 yaşındaki çocukların ise yüzde 2,7’sinde yani 36 çocuktan 1’inde OSB saptandığı bildiriliyor. Yani çocukların yaklaşık olarak yüzde 2’sini etkiliyor” dedi.
BELİRTİLER DÖNEMLERE, HER BİREYE GÖRE FARKLILAŞMAKTA
Otizm belirtilerinin genellikle bir yaş civarı anlaşılabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Köse, “Hatta ileriki dönemde otizm tanısı almış olan bebeklerin 6-10 aylık iken karşısındaki yüzlere bakış süresi ve beyin yanıtlarının yetersiz olduğu, 6 aylık bebekken bile yüzlere bakma sürelerinin daha kısa olduğu saptanmıştır. Geç başlangıçlı bazı olguların belirtilerinin ise 18-24 ay arasında görülmeye başlayabileceği belirtilmektedir. Otizm belirtilerinin hafiften ağıra doğru bir yelpazede yer aldığını ve zaman içinde bazı değişimler görülebileceğini, belirtilerin yaş dönemine ve çocuğun gelişimsel düzeyine göre görünümlerinin farklılaşabildiğini bilmekteyiz, bu nedenle tablo otizm spektrumu olarak ifade edilmektedir” ifadelerini kullandı.
Otizmin oluşumunda etkili olan faktörleri de açıklayan Doç. Dr. Köse, “Otizm Spektrum Bozukluğunun, çoğul genetik faktörler ve gen ile çevre etkileşimi sonucu beyin gelişimi, bağlantıları ve işlevselliğinin etkilenmesi ile ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Yani beyin gelişiminde yaşamın erken döneminde ortaya çıkan farklılıklardan kaynaklanır. Özellikle belirtmeliyiz ki anne babanın davranışları ve ilgi yetersizliği otizme neden olmaz. Aşılar kızamık, kızamıkçık, kabakulak aşısı dahil besinler ve ağır metaller ile otizm arasında hiçbir bağlantı bulunamamıştır” şeklinde konuştu.
“ERKEN TANI, UYGUN MÜDAHALE”
Otizmin tedavi edilebilen bir bozukluk olduğunu ifade eden Doç. Dr. Köse, “Otizmin bilinen, bilimsel dayanaklı en yaygın müdahale yöntemi iyi yapılandırılmış bireysel ve grup özel eğitim uygulamalarıdır. Erken tanı ve uygun müdahale, tedavi yanıtında çok önemlidir. 2,5 yaşından önce tanı almış ve tedaviye başlayan grupta sosyal belirtilerde iyileşme oranlarının yüzde 65’e vardığı bildirilmiştir. Yani erken tanı ve erken başlayan uygun, bireyselleştirilmiş özel eğitim uygulamaları seyirde çok önemlidir. OSB’li her çocuk aynı olmadığı için eğitim ihtiyaçları ve eğitime cevap süreleri de değişmektedir. Ancak her çocuk farklı hız ve düzeylerde de olsa özel eğitimden faydalanır” diye konuştu.
“EBEVEYNLER KABULLENİCİ, SICAK, CESARETLENDİRİCİ OLMALI”
Otizmin tedavisinde aile eğitiminin oldukça önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Köse, “Bireysel ve grup özel eğitimin yanı sıra ailelere yönelik eğitim programları, duyuların düzenlenmesi ve bedensel aktivitelere yönelik eğitsel yaklaşımlar da tedavi programlarının içinde yer almaktadır. Tipik gelişim sürecinde de çocuğun prososyal davranışlarının gelişimi kademeli ve komplekstir, hem kalıtımdan hem çevreden etkilenir. Tipik çevresel faktörlerin başında aile atmosferi, öğretmen-çocuk ilişkisi ve yaşıt ilişkileri gelmektedir. Ebeveynlerin kabullenici, sıcak, olumlu, cesaretlendirici, zorlayıcı olmayan disiplin ve rehberlik sağlayabilmelerinin de önemli olduğunu görmekteyiz. Bu noktada ebeveynlerin kendi fiziksel ve ruhsal sağlıklarını da ihmal etmemeleri önemli olmaktadır. Otizmde ilaç tedavileri, çocuğun gelişimsel ilerlemesini, günlük işlevselliğini ve eğitim almasını engelleyen eşlik eden şiddetli ve uyum bozucu olan davranış sorunlarının yönetiminde ve eşlik eden mevcut psikiyatrik tabloları tedavi etmek ve işlevselliği arttırmak için kullanılmaktadır” dedi.
EGE AJANS