OLDU DA BİTTİ MAŞALLAH

Bir halkoylamasını geride bıraktık. İki aya varan süre içinde tartışmalı, tantanalı, gergin ve eşit olmayan koşullarda...

Bir halkoylamasını geride bıraktık.

İki aya varan süre içinde tartışmalı, tantanalı, gergin ve eşit olmayan koşullarda bir propaganda dönemi yaşadık.

Anayasamızın bazı maddelerinin değişimi ile ilgili 18 maddelik bir metin halkın tercihine sunuldu. Evet ya da hayır diyerek halk, tercihini belirleyecekti.

Yaşadığımız bu propaganda döneminde bu 18 maddeyle önümüzdeki yaşamımızda nelerin değişeceğini halkın çok iyi öğrenmesi ve tercihini ona göre yapması gerekiyordu.

Halkımız bu 18 maddeyle gelen değişiklikleri tam olarak anlayabildi mi?

Ne evet diyenlerin ne de hayır diyenlerin bir kısmının anladığını sanmıyorum. Özellikle anlamak istemeyenleri bizzat gördüm. Her iki taraf da takım tutar gibi partisi ne derse o yönde oy kullanan bir blok vardı. “Ben bilmem, partim bilir” diyordu bu blok. Neden evet ya da hayır diye sorulduğunda, “Partim böyle istiyor, liderim böyle istiyor” diyenler vardı.

Oysa burada ne bir parti ne de bir lider oylanıyordu. Durum o hale getirildi ki, oylama iki lider arasında yapılıyormuş havasında geçti.

Öyle ya da böyle halkoylaması sona erdi. Küçük çapta görülen olumsuz olayların dışında büyük olayların olmaması ulusumuz adına sevindiricidir.

Oylama sonucu resmen, halkın %51 tercihiyle ‘Evet‘ olduğu açıklandı. Arada %2’lik bir fark vardı. Bu iki tercih arasındaki az fark tartışma yarattı. Bir taraf kesin biz kazandık derken diğer tarafın itirazları vardı, hayır, siz değil biz kazandık.

KEŞKE ŞAİBE OLMASAYDI

Halkoylaması biti ama dedikodusu bitmedi. Bu gidişle biteceğe de benzemiyor.

Seçim yasamızın 101’inci maddesinde bütün oyların mühürlü olacağı yazılıdır. Mühür sahte oyları engeller, bu nedenle mühürsüz oylar geçersizdir. Geçmişte bu mühürsüz oy yüzünden seçimlerin iptal edildiğini biliyoruz. Yasada böyle yazıyorsa uymak zorundayız.

Yasa, her seçimde başka türlü uygulanamaz. Ama ne var ki YSK seçim başlamışken saat 10.00’da, 101’inci maddeyi göz ardı ederek mühürsüz oyların da geçerli sayılacağına dair bir duyuru yapıp halkoylamasının seyrini değiştirdi. İnsanların kafasında şüphe uyandı. Ne oluyor arkadaş, bu da nereden çıktı, demeye başladılar. Ortaya şaibeli bir durum çıktı.

Oylama yapılırken kural değiştirilir mi?

Burada insanın aklına birçok soru geliyor. En önemlisi sandıklara müdahale edilip dışarıdan oy mu getirilmiştir? Yasa mı geçerlidir yoksa duyuru mu?

YSK’nın “Mühürsüz oyların dışarıdan getirildiği ispatlanmadığı sürece geçerli sayılacağı” açıklaması vicdanları rahatlatmamıştır. Hem mühürsüz oylar geçersizdir diye yasa çıkaracaksın, hem de bunların dışarıdan getirildiğinin ispatını isteyeceksin. Bence YSK’ye yakışmadı bu durum. YSK bu kararıyla güven kaybına uğramıştır.

Şimdi bir tarafın mühürsüz oyların hepsi de evet için kullanılmıştır iddiası var. Doğru ya da yanlış. Bunların anlaşılabilmesi için yeniden şeffaf bir şekilde sayılması gerekir. Aksi takdirde seçmenlerin %50’si seçim yasası resmen ihlal edilerek belirlenmiş bir sonuç olarak görecektir. Seçimlerin meşruiyetini asla kabul etmeyecektir.

Sayın cumhurbaşkanının halkoylamasıyla ilgili açıklamalarında “Atı alan Üsküdar’ı geçti” demesi ve daha seçim sonuçları açıklanmadan sayın başbakanın balkon konuşması yapması da pek şık olmamıştır.

Görülen o ki, bu halkoylaması sonuçları üzerinde daha uzun süre tartışmalar sürecektir.

Dilerim ülkemizde daha güvenli seçimler olur ve ulusumuza hayırlı olur.

Sevgi, saygı ve mutluluklar.

Bakmadan Geçme