Öğretmen de insandır

İzlemişsinizdir! Ankara’da özel bir okulda bir öğrencinin ders anlatan öğretmeninin yanına giderek dans etmesi ve daha...

İzlemişsinizdir! Ankara’da özel bir okulda bir öğrencinin ders anlatan öğretmeninin yanına giderek dans etmesi ve daha sonra yüzüne dokunmasının yer aldığı görüntüler hem ilgi hem de tepki çekti.

Basından öğrendiğimiz kadarı ile öğretmen öğrenciyi affettiğini söylese de Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün olayla ilgili soruşturma başlattığı açıklandı.

Konuyla ilgili e-sosyal medya yayın organlarında da yazıldı çizildi. Yazsam mı yazmasam mı diye düşünürken konuyla ilgili okuduğum yazılardan bir derleme yapayım istedim.

Biliyorsunuz insanın kendi mesleği ile yaptığı değerlendirmeler ister istemez taraflı ya da yanlı oluyor ama benzeri olayların öğretmenlerin gözünden de değerlendirilmesi gerekiyor.

Eski bir öğretmen ve eğitim uzmanı Ali Taştan, yaptığı değerlendirmede ‘okullarda son yıllarda özellikle öğretmenlere karşı artan bir disiplin sorunu olduğunu’ vurguluyor.

Taştan’a göre öğretmenlerin tüm yetkileri tırpanlanmış, bir yaptırım gücü kalmamış durumda. Ondan dolayı da öğrenciler, öğretmenleri ciddiye almıyor, söylediklerini yapmıyorlar. Bu da bir şekilde disiplinsizliğe yol açıyor.

12 yıllık zorunlu eğitimde başarılı, başarısız herkesin sınıfı geçtiğini ve neredeyse herkesin teşekkür, takdir aldığını ve bunun da eğitimin niteliğine ciddi anlamda olumsuz etki yaptığını ifade eden Taştan, “Sınıfta kalma kalktı. Öğrenci her halükarda sınıfı geçeceğini biliyor. Bu da öğretmen ne anlatırsa anlatsın ne uyarıda bulunursa bulunsun önemsemiyor. Öğretmenin okulda söz hakkı kalmamış durumda” demiş.

Neredeyse her hafta bir öğretmenin öğrencilerden ya da velilerden kaynaklı bir şiddete maruz kaldığını ancak bunların genellikle basına yansımadığını aktaran Taştan, “Tartaklanma olayları özellikle kenar semtlerde yaşanıyor. Buralarda öğretmenin rolü çocukları sınıflarda tutmaktan öteye gitmiyor. Çocukların üzerinde kontrolü sağlamak oldukça güçleşmiş durumda. Öğretmenler de bunu görüyor ve bu bir tükenmişlik yaratmış durumda. Elbette suç çocukların değil sistemin sorunu” diye konuşmuş.

Günümüzde velilerin abartılı duyarlılığı, her olaya müdahil olma, hep kendi çocuğunu haklı görme çabalarının da okullarda disiplin sorununu artırdığını söyleyen Taştan, şunları kaydetmiş: “Yani şimdi mesela öğretmen sınıfta disiplinsiz davranışlar sergileyen bir öğrenciyi yerinden kaldırıp başka yere oturttuğu zaman velisi ‘çocuğumun psikolojisi bozuldu’ diye tepki gösteriyor. Kalkıp okula geliyor hatta CİMER’e şikayet ediyor. Öğretmenler bu tür şikayetlerden soruşturmalardan bıkmış durumda. Tamam öğretmenler içinde de sıkıntılı insanlar olabilir ama bunlar minimum seviyede.”

Halen bir lisede öğretmen olan eğitim uzmanı, sendikacı Özgür Bozdoğan da okullarda son yıllarda bir disiplin sorunu olduğunu doğrulamış. Disiplinsizliği sadece liselerle sınırlamanın pek mümkün olmadığını aktaran Bozdoğan, “Genel olarak öğretmen rolüne dönük bir aşınma söz konusu. Öğretmenliğin itibarsızlaştırılması, öğretmenlerin hedef haline getirilmesi, sürekli öğretmenlikle ilgili siyasi iktidarın tasarrufta bulunması, en son öğretmenlik meslek kanunuyla yaşanan aşınma sonuç olarak öğretmenleri sürekli hedef haline getiriyor” ifadelerini kullanmış.

Bozdoğan, okullara ve eğitime yönelik öğrencilerin beklentisinin her geçen gün azalttığını öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürmüş: “Öğrenci, ‘Burada okusam ne olacak?’ diyor. Eğitime dönük tutumları olumsuz hale geldiği için de öğretmene dönük bir şey yapmakta hiçbir sıkıntı görmüyor. Yani bu sadece bir disiplin meselesi değil esasında. Toptan bir eğitim sisteminin yani eğitimin tümden çökmesinin bir sonucu bu. Eğitim aracılığıyla hayatında anlamlı bir fark yaratacağına inanmayan bir öğrencinin öğretmene, okula, arkadaşlarına, sınavlara dönük her şeyi yapması mümkün.

Öğrenci Veli Derneği Başkanı Ömer Yılmaz da pandemi sürecinde öğrencilerin 1,5 yıl süresince okuldan uzak kaldığına dikkat çekerek şunları söylemiş: “Okula dönüşte bir oryantasyondan geçmedikleri için ciddi adaptasyon sorunları yaşadılar. Bu sorunlar halen sürüyor. Halen okula gitmeyi istememek, isteksizlik sorunu yaygın bir şekilde görülüyor. Tabii ki bu okuldan uzun süreli kopuş dönüşte de beraberinde ciddi disiplinsizlik yarattı.”

**

Özetin özeti böyle…

Yanlış anlaşılmasın ben demiyorum ki öğretmenlerin hiç suçu yok ama öğretmenler de birer insan. Sınıfta kavga eden iki öğrenciye verilen küçük bir ceza, kavgayı unutturup dikkatin öğretmene yönelmesine neden olabiliyor.

Yani öğretmen kavgayı ayırmasın mı? Öğretmen, sınıfta alenen sarf edilen küfürlü sözleri duymazlıktan mı gelsin? Yani öğretmen, öğrenciye küçük de olsa bir ceza vermesin mi? Bağırmasın, kızmasın ve hemen iki satır dilekçe yazıp disiplin cezasına mı yönlendirsin.

Lise yıllarında beni kopya çekerken yakalayan İngilizce öğretmenim beni o dersten bırakmasıydı ben İngilizce’ye çalışır mıydım?

Attığı tokadı anmıyorum bile…

Bakmadan Geçme