'Ödemiş yanlış bir yere kurulmuş'
Ödemiş Mimarlar Odası Başkanı Yüksek Mimar Münir Bezmez, yaşanan deprem felaketi sonrası Ödemiş'in arazi yapısı ve...
Ödemiş Mimarlar Odası Başkanı Yüksek Mimar Münir Bezmez, yaşanan deprem felaketi sonrası Ödemiş’in arazi yapısı ve Ödemiş’te yapılan inşaatların deprem yönetmeliğine uygunluğu ile ilgili konuştu. Bezmez, “Genel anlamda Ödemiş’te zeminlerimiz biraz yumuşak. En büyük sıkıntımız bu bence. Ödemiş kuruluşu itibariyle yıllardan beri yanlış bir yerde kurulmuş. Ovanın ortasında yumuşak bir zemin üzerinde. Ama burada olmuş olması buraya bina yapılmayacağı anlamına gelmiyor. Her türlü zemine bina yapılabilir. Yeter ki oranın jeolojik verileri geoteknik değerleri düzgün alınıp buna uygun projeler üretip ve buna göre uygun inşaatlar yapılsın” dedi.
Tv9 mikrofonuna şu açıklamaları yaptı: “Ben öncelikle Tv9 İzmir aracılığıyla tüm ülkemize geçmiş olsun diyorum. Deprem anında vefat eden kardeşlerimize Allah rahmet eylesin. Yaralı olanlara da acil şifalar temenni ediyorum. İnşallah ülkemiz bir daha böyle bir felaketle karşı karşıya kalmaz. Deprem bir doğa olayı, büyük bir afet. Bütün uzmanlarında söylediği gibi deprem öldürmüyor depreme uygun olmayan yapılar öldürüyor. Ben 1984-85 yılından beri Ödemiş’te serbest olarak mimarlık yapmış bir kişiyim ve bir dönem Ödemiş’te belediye başkanlığı yapmak nasip oldu. Ödemiş’teki binalar pek çok il ve ilçeye göre yıllardan beri çıkan her türlü yönetmeliğe uygun yapılmıştır. Yani ben bundan dolayı son derece rahatım. Ama tabi her yerde olduğu gibi kaçak bir şekilde yapılmış binalar yok mudur, vardır ama sayı çok azdır.”
‘İNŞAAT USTALARININ KADERİNE BIRAKILIYOR’
Son yıllarda binaların son derece düzgün yapılıyormuş gibi göründüğüne ama daha çok bilinçlenilmesi gerektiğine vurgu yapan Münir Bezmez, “Yapılan binaların başında mutlaka bir şantiye şefinin hiç ayrılmadan durması lazım ve yapı denetimi şirketlerinin de yetkileri devamlı olarak kontrol edilmesi lazım. Bizim bir yapı denetimi yasamız var, bu yasa çerçevesinde işler yürüyormuş gibi görülüyor, ama olay öyle değil. Örneğin şu anda Ödemiş’teki yapı denetim sistemi İzmir Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü bünyesindeki bir havuz sistemine göre hareket ediyor. Biz burada projeyi hazırlıyoruz, bilgisayar üzerinden sisteme girip çevre şehirciliğin havuzuna projemiz düşüyor. Ve o havuzda rastgele bir yapı denetleme şirketine projemizin kontrolü için veriliyor, fakat Ödemiş’le İzmir’in arası 110–120 km. Bu sadece Ödemiş değil Kiraz’da da aynı. Kiraz’ı ele alırsak 140–150 km İzmir’e. Oradan yapı denetim şirketinin devamlı olarak gelip gitmesi çok zor, verim elde edilemiyor. Bu sefer çoğu zaman inşaatlar ustaların kaderine bırakılıyor. Sadece evrak üzerinde iş kontrol ediliyor. İnsanlar, maalesef sadece binanın dış görünüşüne bakıyor. Daire alacak kişi önce binanın deprem yönetmeliklerine uygun yapılıp yapılmadığına bakması lazım. İnsanlara hep şunu söylerim gösterişe aldanmasınlar, her zaman binanın sağlamlığına baksınlar” dedi.
‘DİŞLİLER BİRBİRİNİ TAMAMLAR’
Sorumluluğun tek başına müteahhide yüklenemeyeceğini belirten Bezmez, “En son olan depremde müteahhitler tutuklandı. Bence sadece müteahhitlerde suç bulmak yanlış. Bunun suçlusu en baştan başlayarak jeoloji mühendisinde, mimarında, inşaat mühendisinde, makine, elektrik mühendisinde, o ruhsatı veren resmi kurumdur. Bugüne kadar hiçbir yapı denetim şirketinin yetkilisinin gözaltına alındığını duymadık. Yani bütün suçları bir müteahhidin üzerine yüklemek yanlış. Çünkü bu dişliler birbirini tamamlar” diye konuştu.
“Japonya’da olan depremle Türkiye’deki deprem farklı” diyen Münir Bezmez, “Türkiye’deki depremlerin yapısı çok farklı bir kere bunu bilmek lazım. Tabii ben bir deprem uzmanı değilim fakat duyduklarımıza göre, bildiklerimize göre Japonya’da olan depremler genelde denizde ve yaklaşık 200 km aşağılarda olan depremler ve o depremin yüzeye gelinceye kadar etkisi azalıyor. Türkiye’de olan depremler maalesef 7 km aşağıda olduğundan dolayı biz daha çok etkisini hissettik. Tabii onlarda yıllardan beri bu depremle yaşamışlar. Deprem olaylarına karşı her gün hazırlıklılar yapmışlar ve yapılarını da o çerçevede yapmaya çalışmışlar. Türkiye’de maalesef o bilinç oturmadı. İnşallah oturacak” ifadelerini kullandı. HABER MERKEZİ