NEŞEM

Neşeliyim çünkü yarınlardan ümitliyim. Haydi, sen de bir adım at, lütfen… 'Bir kütüphane bir cezaevi kapatır…'...

Neşeliyim; çünkü yarınlardan ümitliyim. Haydi, sen de bir adım at, lütfen…

‘Bir kütüphane bir cezaevi kapatır…’ Romalı düşünür Senaca

Çalışma odama girdiğimde, yazı masama oturduğumda hayata farklı bir pencereden bakarım. Yazmak ve okumak rahatlatıcı bir ilaç, kitaplar güzel bir arkadaştır. Çocuklarımıza verebileceğimiz en güzel miras kitap olsa gerek…

Çocuk demişken; çocuk yaşta evlenmek zorunda kalan, işçi olarak çalışmak durumda bulunan çocukların varlığı karşısında bugüne kadar ne yapıldı ki, öğrenmek isterdim. Biliyorsunuz yakın zaman önce çocuk tecavüzcülerine karşı aileden sorumlu eski bakan ‘Bir kereden bir şey olmaz’ demişti. Sonradan görevinden alındı. Eğitimli, inançlı bir kadın bakan tecavüz olayı karşısında böylesi bir cümleyi bence söylemek istememiştir. Aslında söylemek istediği şeyi doğru ifade edemedi. Suç işleyenler nedeniyle her vakıf, dernek zan altında bırakılmamalı ancak yanlış yapanlar da doğru olanlardan ayrılmalıdır. ‘Çocuktur, ne anlar canım’ dememek lazım, ilk çocukluk yılları o kadar önemli ki…

Bir kütüphane cezaevi kapatır da bir namaz neden bir kişiye ahlak kazandırmaz diye düşünüyorum? Şimdi suç namazda mı, ayette mi, Allah’ta mı? Yoksa samimi bir kalbe sahip olmadan, ‘falanca ne der, filanca ne buyurur’ diye göstermelik, riyakarca kılınan namazdan medet umulması, sonradan bu namazın arkasına saklanıp aklanmaya çalışılması birbirinden çok farklıdır. Farkları fark edebilmek için derin bir bakış açısına sahip olmak gerektir. Bu derin bakışı çok okuyarak ve sorgulamaktan korkmadan başarabiliriz.

Birileri yanlış yapıyor diye herkesi bu suça ortak etmek ne kadar yanlışsa, kurumlar lekelenmesin diye suçun üzerine gidilmemesi de o kadar yanlıştır. Unutmayalım, haksızlık karşısında bile isteye susmak bize günah olarak yeter, eğer bu suskunluğunuzu din adına yapıyorsanız!

Pazardan elma alırken bile seçiyoruz, çürük varsa ayıklıyoruz. Tüm elmalara çürük muamelesi yapmıyoruz. Hatta bazı çürük elmaların sadece çürük tarafını kesip sağlam tarafını yiyoruz. Aynı inceliği kişilerde de yapabiliriz. Kişi ile kurum ile yapılan hata ve yanlışı bir tutmadan sadece yanlışlık üzerinde durmamız gerekir. Haktan ve doğruluktan ayrılmamak için toptan karalamak ya da toptan temizlemek yanlıştır.

Samimiyet ve içtenlik; dinlerin, ahlakların en temelidir. Bu haslet olmadan hiçbir değerin de kıymeti olamaz.

Bu bağlamda hayırcıları terörist ilan edenler, Çözüm Süreci boyunca kimlere neden ve nasıl tavizler verdiler? PKK’ya kucak açtılar. El ele Barzani ile megri megri türküsünü çığırdılar. Kürt olmak ayrı bir şey, PKK’lı olmak ayrı bir şeydir. Çözüm Süreci, Kürt vatandaşlar ile yürütülmeliydi; oysa PKK ile masaya oturuldu.

Bugün bunlar unutulmuş, kendileri gibi düşünmeyenleri tek adamlığa hayır diyenleri terör örgütü FETÖcü ilan edip dışlıyorlar. Utanmak, arlanmak imandandır. Sizin imanınız mı, utanmanız mı yok diye sorsam fazla mı haddimi aşmış olurum. Amacım kırıcı olmak değil; lakin bir oy yüzünden mavi boncuk dağıtılırken haksızlıklar yapılıyor.

Pek çok kişinin mal varlığına el konuldu. Aylardır hapiste olanlar var. Zulüm ile abad olunmaz, efendiler! Kuru ile yaş şap ile şeker birbirine karışmış durumdadır. Bu ağır ithamlardan dolayı birkaç intihar vakası oldu. Daha kaç kişi intihar etsin?

Başörtüsüne hiç kimsenin bir şey dediği yok. İsteyen örter isteyen açar, saygılı olmak zorundayız. Ancak başörtüsü takıp partide koltuk kapmaca, siyasi ön almalar yakışık almıyor. Sonra bu durumlara eleştiri yapıldığında “Vay başörtüsü düşmanları, sizi dinsiz imansızlar” gibi söylemleri işitmekten de artık gına geldi.

Ödemişimde güzel hizmetler maşallah sürüp gidiyor. Dün Radyo Remix’te Rasih Bozulu’nun konuğu Kent Gazetesi Köşe Yazarı Türkan Can’ın tüm yerel gazeteleri övmesi ve hizmet etmeye davet etmesi karşısında duygulandık. Ayrımcılık yapmamasını, herkesi kucaklamasını tebrik ediyoruz. “Halka hizmet, Hakk’a hizmettir” felsefesiyle iyiliklerde yarışmak dileğiyle… Zor zamanlardayız, sakın ümitsiz olmayınız, sevgiyle neşeyle kalınız.

Bakmadan Geçme