NEDEN ERKEN EVLENDİRİLİYORLAR?

Kiraz'da meydana gelen, son günlerde yazılı ve görsel medyanın gündemini oluşturan erken evliliklerle ilgili Aile ve...

Kiraz’da meydana gelen, son günlerde yazılı ve görsel medyanın gündemini oluşturan erken evliliklerle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Betül Sayan Kaya, gazetemiz Küçük Menderes’e bazı açıklamalar yapmış. “Erken evlilikler maalesef bu bölgemizde gelenek haline gelmiş, bizim aklımızın almadığı bir olay, bölgenin gerçeği olmuş.” diyen bakan, devamında da “kız çocukların % 90’nın 8.sınıftan sonra okula gitmediğini, erken yaşta evlendirildiğini” tespit ettiklerini belirtmiş.

Uluslararası sözleşmelerde 18 yaş altındakiler, “çocuk “ olarak tanımlanmakta, 18 yaş altındakilerin evliliklere “erken evlilik” denmektedir. Erken evlilikler dünyanın her bölgesinde görülmekle birlikte özellikle az gelişmiş veya Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde çok daha yaygındır.

Türk Medeni Kanunu’nun 124. Maddesi de bu nedenle “erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez” demektedir. Bunun tek istisnası olağanüstü durumlarda, pek önemli bir sebep olması halinde hâkimin izin verme halidir.

Ülkemizde erken evliliklerin sosyal ve ekonomik nedenleri olduğu gibi; eğitimsizlik, aile içi şiddet, toplum baskısı, yanlış ve eksik bilgilenme gibi nedenleri de vardır.

İlkokulu bitirince okutulmayan kız çocukları, bazı bölgelerde aileye ekonomik yük olarak görülmektedir. “Nasıl olsa evlenip gidecekler” diye düşünüldüğünden eğitimlerine de gerek duyulmamaktadır. Bazı bölgelerimizde ise “başlık parası” adı altında karşı taftan alınan paralar aileye kazanç sağladığı için kız çocuğunun kiminle sağlıklı ve mutlu bir evlilik yapacağı önemsenmemekte, verilen başlık parasının miktarı ön planda tutulmaktadır.

Zaman zaman yoksulluk, ailedeki nüfuz fazlalığı, henüz sağlıklı düşünme yeteneğine kavuşmamış kız çocuklarında “evliliğin” bir kurtuluş gibi görünmesine neden olmaktadır.

Aile içi şiddet, baskı, geçimsizlik, sevgi eksikliği, küçük yaşta anne veya babadan birinin kaybedilmesi, üvey anne –üvey baba baskısı çocukları erken evliliği özendirebilmektedir.

Yine, “Yaşın geçerse evde kalırsın, seni kimse almaz, bahtın kapanır, demir tavında dövülür” gibi yaygın ve yanlış algılar, örf ve adetler de erken evliliklere yol açmaktadır.

Özetleyecek olursak; erken evliliklerle ailelerin sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitim durumları arasında bir orantı vardır. Ailelerin ve çocukların eğitim-ekonomik düzeyleri düştükçe erken evliliklerin oranı artmaktadır.

Bu durumda devletçe yapılacak iş bellidir. Eğitime önem verilmeli, kırsal kesimdeki vatandaşlarımızın çocuklarını da aynen şehirlerde oturanların çocukları gibi okutmaları, eğitmeleri, iş sahibi yapmaları sağlanmalıdır. Anayasamızın emredici hükmü olan “eğitimde fırsat eşitliği” ilkesi, fiilen uygulamaya alınmalıdır. Bununla yetinilmeyerek çalışanların insanca yaşayabilecekleri bir ücret almaları da sağlanmalıdır.

Cumhuriyetin kuruluşunda kadınlarımıza verilen haklar, devlet tarafında tam olarak uygulansa ülkemiz bugün dünyanın en ileri, medeni ülkeleri arasına girer. Biz de erken evlilik, çocuk gelinler gibi bir kavramları hiç tartışmazdık kanısındayım.

Bu açıdan değerlendirildiğinde sorun, sayın bakanın dediği gibi Kiraz ilçemizin sorunu değil ülkemizin sorunudur. Erken evlilikler, çocuk gelinler mutlaka önlemelidir. Küçük yaşta evlenen kızlarımız henüz kendileri çocuk olduğu için ruhsal ve bedensel gelişimlerini sağlayamamışlardır. Eşlerine karşı kendilerini koruyamadıkları için fiziksel, duygusal, cinsel şiddete uğramaktadırlar. Bunun sonunda boşanmalar, hatta intiharlar görülmektedir. Bu evliliklerden meydana gelen çocuklar da iyi yetiştirilmemekte, sorunlu çocuklar olarak toplumun arasına karışmaktadırlar. Dilerim ki çocuklarımız çocukluklarını çocuk olarak doyasıya yaşarlar, eğitimlerini tamamladıktan sonra evlilik kararlarını kendi özgür iradeleri ile verebilirler.

Bakmadan Geçme