Ne kalan ne de giden mutlu olabiliyor
Yeni İzmir Gazetesinden Şaha Çimen'in haberine göre, Alman Konrad Adenauer Vakfı, Türkiye'deki gençler arasında yaptırdığı 2023 Türkiye...
Yeni İzmir Gazetesinden Şaha Çimen’in haberine göre, Alman Konrad Adenauer Vakfı, Türkiye’deki gençler arasında yaptırdığı 2023 Türkiye Gençlik Araştırması’nın sonuçlarını geçtiğimiz günlerde açıklamıştı.
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’deki gençlerin % 63’nün başka tercih imkânı olsa ülke değiştirmek istediğiydi. Araştırma sonuçlarından çıkan en belirgin sebeplerden biri de Z kuşağının yüzde 70,4’ünün hükümetin yönetim biçimini doğru bulmaması olarak açıklanmıştı.
Gençlerin kendi hayatlarında böyle radikal kararlara gitmelerinde sadece hükümetin yönetim biçimi değil, bununla bağlantılı olan ekonomi, iyi koşullarda eğitim alamama, sosyal koşullar gibi pek çok neden gösterildi.
Kurtuluş olarak görüyorlar
Gençler bu durumlarla karşılaştıklarında çareyi başka ülkelerde görebiliyorlar. Ancak gitmek istedikleri ülkelerde de hayatın onlara altın tabakta sunulmadığını daha ilk günlerde anlıyorlar. Ailelerini, çocukluklarını, hayallerini bırakıp başka ülkelere gitmek durumunda kalan gençler kurtuluş olarak gördükleri bu yerde de bambaşka sorunlarla karşılaşıyorlar.
Gençlerin ülke değiştirme nedenlerini ve bu değişi yaşadıktan sonra karşılan sorunları 25 yaşındaki Serkan Aslan anlattı.
Aslen Van Ercişli olan ve eğitimini Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde tamamlayan Serkan Aslan, şimdilerde mecburi bir şekilde gitmek zorunda kaldığı Polonya’da yaşıyor.
Paran yoksa mesela gidip gezemezsin
Ülke değiştirme fikrinin nasıl ortaya çıktığını ve orada yaşadıklarını anlatan Aslan, şöyle konuştu:
“İzmir’e geldim. Birkaç dersim kalmıştı. Onları verdim bu sene. İzmir’ de bir restorantta kendime bir iş de buldum. Hem okuyor hem de çalışıyordum. Tam bu zamanda babamdan bir telefon aldım. Bir arkadaşı bir şirket üzerinden Polonya’ya gitmişti. İstersen bu şirketle gidebilirsin, dedi. Ben de karar verdim ve çıktım bu yola. Aslında gitme nedenim çok açık. Koşullardan dolayı durmak istemedim. Ben zaten gazetecilik mezunuyum. Mesleğimi de Türkiye’de devam ettirebilirdim ama şartlar o kadar kötü ki. Nasıl yapacaktım? Bir iş bulsam bile alacağım parayla evlenemez, hayatımı idame ettiremezdim. Türkiye’deki para bana yetmiyordu. En büyük sebep ekonomiydi. 25 yaşıma kadar geldim. Türkiye’de tatil yaptığımı hiç hatırlamıyorum. Yapmadım. Çünkü imkân yok. Her şey çok pahalı paranın değeri işçinin alın terinin bir karşılığı yoktu. Bizim ülkemiz dünyanın birçok yerinden daha güzel. Ancak paran yoksa bütün bunlar manasız kalıyor. Ekonomi burada ön plana çıkıyor. Paran yoksa mesela gidip gezemezsin. Hayatında yapmak isteyip de yapamadığın şeyler olunca mutsuz oluyorsun. Ben sadece kendim olsam, ailem ya da akrabalarım olmazsa imkânsız ülke değiştirmezdim. Ama dediğim gibi mecburiyetten gitmek durumunda kaldım. Ailemin benden beklentileri vardı. Ben de Türkiye’de yaşayarak o beklentileri karşılayamıyordum. O yüzden ben de bu yola başvurdum. Giderken çok mutsuzdum. Çünkü ülkeni de aileni de bırakmak istemiyorsun. Özlüyorsun. Diğer taraftan onlar için bir şeyler yapman gerektiğini fark edince kabulleniyorsun. Bu duygular çok baskındı. Bunların baskın olması sebebiyle psikolojik bir çöküntü de yaşadım. Bu kararı almamda bu sebepler etkili oldu”
Buradaki kültür bizim kültürden çok farklı
Polonya’da şu an çalıştığını belirten Aslan, oradan aldığı ücret ile Türkiye’deki ücreti kıyasladığında arada dağ olduğunu şu cümlelerle dile getiriyor:
“Polonya’da asgari ücret aşağı yukarı 1000 dolara denk geliyor. Ben orada ayda 26- 27 bin lira para kazanıyorum. Bu parayı kazandığında Polonya gibi bir ülkede rahat yaşayabiliyorsun. Emekçinin alın terini ödeyebiliyorlar. En büyük sıkıntılardan biri şu, kendin iş bulsan dahi yabancı uyruklu olduğun için her konuda senden faydalanmaya çalışabilir. Senin alın terini vermeyebiliyorlar. İlk kez oraya gittiğinde nereye başvuracağını bilmiyorsun. Piyasayı, ne kadar para kazanacağı da bilmiyorsun. O konularca bayağı sıkıntı yaşıyorsun. Ben yaşadım bunları. Zamanla Türkiye’den arkadaşlarla bir şekilde denk geldik ve oradaki hayatımı bir nebze de olsa düzene sokabildim. Benim yaşımdan olan iki arkadaşımız daha var. Onlar da benim gibi ekonomik nedenlerle yerleşmişler Polonya’ya. Onlar da benim dediğim gibi, ekonomi iyi olsaydı ben ülkemi bırakıp gelmezdim. Benim ülkem güzeldi, diyorlar. Buna ben de katılırım. Ancak paran yoksa ve ailene yetemiyorsan ekonomik anlamda sıkıntı yaşıyorsan ülkenin güzel olması senin orada yaşaman için faydasız kalıyor. Gitmek inanılmaz zor. Çocukluğunu, aileni, hayallerini bırakıp böyle bir hayata başlıyorsun. Buradaki kültür bizim kültürden çok farklı. Onda sıkıntı çektim mesela. Yemek olarak devamlı hazır gıdalardan, marketlerden besleniyorlar. Ben de ister istemez kendi ülkemde pişen yemeklere bir özlem duyuyorum.
Haber Merkezi