Mükemmelliyetçilik mi, elimizden gelenin en iyisini yapmak mı?
Mükemmel olma arzusu ve elinden gelenin en iyisini yapmak, birbirinden farklı şeylerdir. Mükemmeliyetçiliğin altında yetersizlik hisleri...
Mükemmel olma arzusu ve elinden gelenin en iyisini yapmak, birbirinden farklı şeylerdir. Mükemmeliyetçiliğin altında yetersizlik hisleri vardır ve bu yetersizlik hisleriyle organizma baş edemeyip onu kompanse ederek, kapatıp örterek mükemmeliyetçilik geliştirir.
MÜKEMMELLİYETÇİLİK BİR KALKANDIR
Kabul görmek ve onaylanmak, hepimizin ihtiyacıdır fakat mükemmeliyetçi kişilik yapısındakiler için kabul görme ve onaylanmaya aç olma gibi bir durum söz konusudur. Onay, sevgi, takdir bir koşula bağlandıysa gerçeğin böyle olduğunu, doğrunun böyle olduğunu düşünür ve yetişkin olunduğunda da yine koşulun olduğu yerde onay göreceğini, sevileceğini ve kabul göreceğini düşünür.
Mükemmeliyetçilik aradığınız yerde kaygınız artacaktır.
Hayatın içine kendinizi koyamamakla alakalıdır. Hayatı ve kendinizi tam olarak yaşayamama durumu söz konusudur. Hata yapmaya hakkınız var. Her insan hata yapabilir. Hata yapma hakkınızı idareli kullanın ama kullanın.
Mükemmeliyetçilikle yüzleşebilmenin bir diğer yolu ise korkunuzla yüzleşmektir. Her mükemmellik davranışının altında korku yatar. Korktuğunuz şeyin başınıza gelebilecek olma ihtimalini düşünmeniz bile mükemmeliyetçilik ihtiyacını artıracaktır.
Kendimize şefkat gösterip cesur olmaya ihtiyaç vardır. İyisiyle ve kötüsüyle, yaptıklarımız ve yapamadıklarımızla biz bir bütünüz. Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeye ihtiyaç vardır. Mükemmel olmaya çalıştığımız kadar değil. Olduğumuz kadarız. Mükemmeliyetçilikten uzaklaştıkça elinizden gelenin en iyisini yapmanın iç rahatlığına ve tadına varacaksınız.
Umarım bu haftaki yazımı beğenmişsinizdir. Sizlerin de herhangi bir sorusu olduğunda [email protected] ve instagram/psikologfirataslan adresleri üzerinden bana ulaşabilirsiniz.