Muhtarlar gezide

Geçtiğimiz gün yaptığı bir konuşmada muhtarların farklı kültürleri görebilmesi olanağının sağlanması için yurt dışı gezilerin organize...

Haber

Geçtiğimiz gün yaptığı bir konuşmada muhtarların farklı kültürleri görebilmesi olanağının sağlanması için yurt dışı gezilerin organize edilebileceğini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İçişleri Bakanımız da burada, böyle bir seferberlik yapsa da muhtarlarımızın içinden grup grup buralara götürmekte fayda var” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 43. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlara yeni muhtarlık binası ve yurt dışı gezi müjdesi verdi.

Cumhurbaşkanının bu konuşmasında ele alınabilecek çok sayıda malzeme var ama bu hem bizim sınırlarımızı aşar hem de zaten ulusal basın yayın organlarında olumlu ve olumsuz eleştirileri okuyorsunuz.

Toplantıda bir muhtarın “Kudüs’e gidelim” diye bağırması üzerine Erdoğan, “Siz Kudüs’e giderseniz birileri ürker. İnşallah o da olur. Bütün görevi İçişleri Bakanımıza verdik Kültür ve Turizm Bakanımız ile birlikte, Kudüs de bunun içinde olabilir” ifadeleriyle karşılık vermiş.

İnsanlarımızın ufkunun açılması, yeni kültürlerin yerinde tanınması ve başka uluslar nelerle uğraşıyor bilinmesi elbette çok güzel bir fikir ve projedir. Fikir ve proje bazında buna kimsenin karşı geleceğini sanmıyorum. Fakat bu tür gezilerin ayrıntıları, maliyeti ve bu maliyeti kimin karşılayacağı çok önemlidir.

Böyle olunca, ben de ülkemizde yaşayan her vatandaşımızın, dünyayı yerinde tanımasını gönülden dilerim.

Adını vermek istemiyorum, bir tarihte Ödemiş’te görev yapan kaymakamlarımızdan biri, öğrencilerimizin mutlaka Çanakkale’ye götürülmesi ve atalarını tanımaları gerektiğini söylemişti.

Öneri tabi ki olumlu idi. Kim böyle bir öneriye karşı çıkabilirdi ki!

Ben bazen sınıflarda ‘merak eder’ öğrencilere bazı sorular sorarım. Bu sorulardan biri, ‘Kaç kişi Beydağ ve Kiraz’ı gördü?’ olur. Gidenler elbette var ama kimi zaman sınıfın yarısı Kiraz ve Beydağ’a gitmemiştir. Hayatında bir kez bile Kaymakçı’nın içinden geçmeyen Ödemişli öğrencilerim çıkıyor. Ben de ‘Hiç mi merak etmiyorsunuz; üç beş arkadaş ceplerinize 20’şer lira koyar bir hafta sonu atlayıp minibüse şöyle bir dolaşır gelirsiniz” diyorum.

Hala Beydağ Barajı’nı görmeyen öğretmenler var!

Yakın çevremizi tanımakla dünyayı tanımaya başlayabiliriz.

Şimdi muhtarlarımız, ne kadar gelişmiş yerinde görüp gelelim diye acaba Batı diyarlarını mı tercih edecekler yoksa önce Ortadoğu’dan mı başlayalım diyecekler merak ediyorum.

Kaçının pasaportu var! Pasaport çıkartırken vergi ve harçlar alınacak mı!

Tanzimat Edebiyatı’nın önemli şair aydınlarından Ziya Paşa 1870 yılında yazdığı gazelde bakın neler demiş:

“Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm / Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm

Bulundum ben dahi dar-üş-şifa-yı Bab-ı Âli’de / Felatun’u beğenmez anda çok divaneler gördüm

Huzur-ı gûşe-yi meyhaneyi ben görmedim gitti / Ne meclisler ne sahbâlar ne işrethaneler gördüm

Cihan namındaki bir maktel-i âma yolum düştü / Hükümet derler anda bir nice salhaneler gördüm

Ziya değmez humarı keyfine meyhane-i dehrin / Bu işretgehte ben çok durmadım ammâ neler gördüm”

  1. yüzyılın önemli devlet adamı ve şairi Ziya Paşa, bu ünlü gazelinde Doğu-Batı çatışmasını ele almış ve yaşadığı döneme eleştirel bir bakış açısı getirmiştir.

İşte kısaca açıklaması:

Küfür diyarı denilen Avrupa gezdim, bayındır şehirler ve köşkler gördüm / İslam ülkelerini de dolaştım, baştan sona viraneler gördüm.

Ben de Babıali olarak adlandırılan hastanede bulundum / Orada filozof Eflatun’u beğenmeyen nice divaneler gördüm

Hiçbir zaman meyhane köşesindeki huzuru bulamadım / Zira pek çok mecliste, eğlence âlemlerinde bulundum

Adına dünya denilen ve insanların topluca katledildiği bir yere yolum düştü / Orada da hükümet denilen mezbahalar gördüm

Ziya, içkinin sebep olduğu baş ağrısı bu dünya meyhanesinin keyfi için çekilmez / Bu dünya meyhanesinde ben çok kalmadım ama neler gördüm…”

Bilemiyorum gezmek, görmek ve incelemek için Batı’yı mı yoksa Doğu’yu mu seçerler sevgili muhtarlarımız ama ilçemizde de yurt içi ve yurt dışı turlar düzenleyen tur şirketleri açılmaya başladı.

Yıllar önce gitmişliğim var ama örneğin ben bir Eskişehir turu yapmak istiyorum önümüzdeki aylarda.

Eskişehir’in içinden Porsuk çayı geçiyormuş, Eskişehir Venedik’e benzemiş falan diyorlar…

Hani benim de Ödemiş için yazdığım bir çılgın projem vardı!

 

Bu yazı gazetemizin 15 Ocak 2018 tarihli sayısında yer almıştır.

Bakmadan Geçme