Muhalif seçmen ‘umutzede’ oldu

Yeni İzmir Gazetesi’nden Berivan Kaya’nın haberine göre, 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından muhalif seçmende yaşanan duygu...

Yeni İzmir Gazetesi’nden Berivan Kaya’nın haberine göre, 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından muhalif seçmende yaşanan duygu durum bozukluğu ve hayal kırıklığı toplumda gerginliğe neden oldu. Seçimin üzerinden 2 haftadan fazla bir süre geçmesine rağmen toplum bölünmeye devam ediyor.

“DÜNYA DEĞİŞMEDİ”

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Psikolog Sosyolog Serap Duygulu, “Her seçim sonrasında elbette bir taraf kazanacak, bir taraf kaybedecek. Kaybeden taraf ne kadar üzüldüyse, kazanan taraf mutlu oldu. Burada sıkıntı olan şey şu; her iki tarafta karşı tarafı farklı bir kategoriye koydu ve kavramlar arkasında ötekileştirdi. Beklentileri hem yüksek hale geldi ve her iki tarafta kazanacağına inandı hem de kendisi gibi düşünmeyen diğer insanı Türkiye’nin sonu gelecek gibi yargılama hakkını kendinde gördü. Bunda siyasilerin de katkısı var. Bu demokratik bir seçimdi. Seçim sonrası dünya bir anda değişmedi” ifadelerine yer verdi.

Haber

“YARGILAYICI SÖYLEMLER”

İlk defa oy kullanan gençlerin bazılarının büyük bir hayal kırıklığı yaşadığına değinen Serap Duygulu, “Seçime bu kadar çok anlam yüklememizin sebebi, çok fazla yargılayıcı söylemlerin olmasıydı. Diğer tarafı öteki hale getirdiğiniz de siz de muhalif tarafın ötekisi oluyorsunuz. Bu tuzağa her iki tarafta düştü. Çok fazla ilk defa oy kullanacak genç nüfus vardı. Özellikle gençler dünyanı değiştirecekler ve yeni bir soluk gelecek gibi düşündüler. 20’li yaşlarında olan gençler sadece bu hükümeti gördüler, onlar için değişim çok daha farklı bir şey ifade ediyordu. Gençler oy kullandıktan sonra değişimin başlayacağını düşündüler. Değişim olmayınca büyük hayal kırıklığı yaşadılar. Şu anki yönetime oy veren gençler ise mutlu oldular. Her iki tarafta kendisinin haklı olduğunu düşünüyor. Ancak buradan iyi bir şey çıkmadı. Muhalif kesim çok mutsuz oldu. Cumhur İttifakı kaybetmiş olsaydı onlar için de geçerli olacaktı. Gördüğümüz üzere ertesi gün farklı bir Türkiye’ye uyanmadık. Beklentiler gerçekleşmeyince yaşanan şey büyük hayal kırıklığı oluyor” dedi.

“ÖNGÖREMEME KAYGISI”

İnsan psikolojisinin öngörebilmek üzerine kurulu olduğuna dikkat çeken Duygulu, “Değişim isteyen herkes gelecekle ilgili bir takım şeyleri öngöremedikleri için kaygılıydılar. Dolayısıyla kazanan tarafa da öfkeliler ancak biz bir arada yaşıyoruz, aynı toplumun insanlarıyız. Sadece oy kullandığı için ya da bizden farklı düşündüğü için insanlar hakkında bir takım yargılamalarda bulunmak kendimize de topluma da haksızlık. Farklı düşünen insanları olumsuz yargılarla değerlendirerek hem doğru olduğumuzu ispat edemeyiz hem de aramızdaki uçurumlar büyür. Bizim istediğimiz bu değil, biz bir arada yaşıyoruz. Seçimin üzerinden 15 gün geçti, biz hala sosyal ilişkilerimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.

MUHALEFET UMUT POMPALADI

Muhalefetin değişim isteyen seçmenlere umut pompaladığını belirten Duygulu, “Benim önerim sosyal medyadan uzaklaşmak, seçim atmosferinden çıkmak ve kendi hayatımıza odaklanmak. Bu hayal kırıklığını ortadan kaldırabilmenin yolu, olayı çok abartmadan insanların oy kullandığı ve haklı olduğuna inandıklarını göz önünde bulundurmak lazım. Muhalefet seçimi kazansaydı, sevineceklerdi, konvoy yapıp yollara döküleceklerdi. Siyasiler çok fazla anlam yükledir.  Özellikle muhalefet kesimi sanki bu seçimi kazanmak yüzde yüz garantiymiş gibi umut pompaladı. Seçim için çok fazla çalışan emek harcayan insanlar umutlarının karşılığı olmadığı için ciddi hayal kırıklığı yaşıyor. Siyaset çok kaygan bir zemin. Burada unutmamız gereken şey şu; seçim bitti, meclis aritmetiği oluştu. Milletvekilleri ve bakanlar ortaya çıktı. Bu insanlar Meclis’te birlikte oturacaklar, sohbet edecekler, törenlere katılacaklar. Onlar bizim birbirimize baktığımız kadar olumsuz bakmıyorlar. Amaç burada ülke çıkarları ise, gerçekten ülke çıkarlarına mı çalışıyorlar, göreceğiz. Benim düşündüğüm insan ya da sempatizanı olduğum parti kazandı ya da kaybetti diye bakmak hiçbirimize bir şey kazandırmaz, birbirimizle daha çok ayrışacağız. İlk defa oy kullanan gençler bir hayal kırıklığı yaşıyor, gençler verdikleri oylarla birçok şeyi değiştireceklerini zannettiler. Buna güçlerinin yetmediğini görünce aciz, çaresizmiş gibi bir duyguya kapıldılar. Benim önerim şu; normalde neyle ilgileniyorlarsa yine aynı uğraşlarına devam etsinler ve kendilerini geliştirsinler. Biz hep başkalarının değişmesini bekliyoruz. Değişim bu kadar kolaysa kendimizi değiştirerek, geliştirelim. Kendimizi ve ülkemizi daha iyi yerlere taşıyarak bu hayal kırıklığının üstesinden geliriz ve ülkemizi daha iyi yere konumlandırırız” dedi.

Bakmadan Geçme