• Haberler
  • Genel
  • “MHP dururken başka partiye mi gidecektik?”

“MHP dururken başka partiye mi gidecektik?”

Uzun süre Ödemiş Belediyesi İYİ Parti Meclis Üyesi görevini sürdürmüş, akabinde bağımsız üye olarak yoluna devam...

Uzun süre Ödemiş Belediyesi İYİ Parti Meclis Üyesi görevini sürdürmüş, akabinde bağımsız üye olarak yoluna devam etmiş ve yaklaşık 15 gün önce Ödemiş Belediyesi MHP Meclis Üyesi olarak yoluna devam etme kararı almış olan Murat Ürün, dün Küçük Menderes Gazetesi’ne ve TV9 İzmir’e konuk oldu. Ürün, çok sayıda soruya sadece Küçük Menderes ve TV9 İzmir’de yanıt verdi.

“BU, ÜLKÜCÜ TANDANSLI BİR PARTİDEN YİNE ÜLKÜCÜ BİR PARTİYE GEÇMİŞ OLMA MESELESİDİR”

Uzun zaman İYİ Parti’de meclis üyeliği yürüttünüz. Akabinde radikal bir karar alarak önce bağımsız meclis üyesi oldunuz, sonrasında ise MHP Meclis Üyesi olma kararı aldınız. Hem ideolojik olarak hem de ittifak olarak yer değiştirme kararını almanıza sebep olan hikaye nedir?

İYİ Parti’de uzun zaman sürdürdüğüm meclis üyeliğini siz sorunca düşündüm. ‘Sahi, ne kadar uzun zaman oldu?’ dedim kendi kendime. İttifaklara baktığınız zaman bir tarafta Cumhur İttifakı, diğer tarafta Millet İttifakı ama benim bir ittifaktan diğerine geçmem gibi algılanmamalı bu konu. Cumhur İttifakı’nın daha milliyetçi, daha sağ ve daha muhafazakar tandanslı bir yapısı var. Millet İttifakı da biraz sol, biraz merkez sağa aday olduğunu söyleyen bir partinin ortaklığıyla kurulmuş. Öte yandan farklı ortaklıklar da var. Mesela İslami anlamda Saadet Partisi’ni de içinde barındırıyor.

Ben, ittifaktan ittifaka geçtiğimi düşünmüyorum çünkü bir dönem ittifakın aynı paydasında görev almış partileri arasında gittim geldim. CHP’den AK Parti’ye geçen bir meclis üyesi olmuş olsaydım bu sorunun cevabını vermek çok kolay olmazdı çünkü çok zıt kutuplar. Öte yandan ben, İYİ Parti’den MHP’ye geçmedim. Arada uzun bir süre yürüttüğüm bağımsızlık dönemim var. Bunu transfer olarak konuşmak biraz abes olur. Bu bir transfer değil. İnsanların bunu MHP’ye bir katılım olayı olarak algılamasını istiyorum. Benim İYİ Parti’ye bir gidiş şeklim var. MHP belediye meclis üyesi seçimleri olduğu dönemde ben siyasetle uğraşmayan bir vatandaştım. Siyasete yaklaşık iki yıl kadar ara vermiştim. Belediye seçimleri gerçekleştiğinde MHP, kendi aday kadrolarını oluşturmuştu. MHP’nin meclis üyeleri; geçmiş dönemde de meclis üyeliği yapmış, encümen üyeliği yapmış, tecrübe kazanmış insanlar. Dolayısıyla bu seçimde de o kişilerin tecrübelerini değerlendirmek adına o kadro muhafaza edildi. Bana da o arada İYİ Parti’den bir teklif geldi. Ben, bu teklifi düşünmeye başlarken baktım ki yaklaşık 36 senedir omuz omuza yürüdüğümüz ağabeylerimiz İYİ Parti’de görev yapıyor. Ben buradan güç alarak, ‘Evet’ demekte çok da zorlanmadım. Bu, ülkücü tandanslı bir partiden yine ülkücü bir partiye geçmiş olma meselesidir.

“İYİ PARTİ’Yİ KONUŞMAK, ELEŞTİRMEK İSTEMİYORUM”

Konuşmanızda “Omuz omuza yürüdüğümüz ağabeylerimiz, İYİ Parti’de görev yapıyor. Ben buradan güç alarak, ‘Evet’ demekte çok da zorlanmadım” dediniz. Peki şu an bunu değiştiren şey nedir?

Ben, İYİ Parti’yi çok fazla konuşmak istemiyorum. Bağımsız üyelikten MHP’ye katıldığım günden beri haber kuruluşlarına da çok fazla İYİ Parti’nin dillendirilmemesini istediğimi ifade ettim. Ben bunu yuvaya dönüş olarak adlandırıyorum. Bunu şöyle açıklayabilirim, yerelde özel bir durum oldu. Bunun İYİ Parti’nin misyonu, yapısı ya da şekliyle çok da bir alakası yok. Benim İYİ Parti’den koparak bağımsız üye olmamın altında Ödemiş sınırları içinde yaşanılan sıkıntılar var.

Şunu da söyleyeyim İYİ Parti’yi bırakıp bağımsız üye olarak yoluma devam etme kararı alırken aklımda MHP’ye geçmek gibi bir fikir, bir düşünce yoktu.  Hatta bu çok beklendi. Daha doğrusu kamuoyu çok bekledi. Benim bu saatten sonra İYİ Parti’ye beni siyasi platforma taşıdığı için bir teşekkür borcum var. Bu da bir ahde vefadır. İYİ Parti’yi konuşmak, eleştirmek istemiyorum.

“İYİ PARTİ’DE GÖREV ALDIĞIM ESNADA OY VEREN VATANDAŞLARIN GÖNLÜNÜ ALDIĞIM KANAATİNDEYİM”

İYİ Parti’den bağımsız meclis üyeliği, akabinde de MHP’ye geçiş süreci sonrasında kamuoyunda tarafınıza çok sayıda eleştiri aldınız. Seçim döneminde savunduğunuz ittifak adına oy isterken şimdi kanat değiştirdiniz ve vatandaşlar, ‘Bizden oy istediğiniz kanatın karşısına geçtiniz. Bu, yarı yolda bırakma değil midir?’ gibi yorumlarda bulundu. Bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz?

Ben, vatandaşlara şunu ispatladım. Proje üretebilmek, meclise ve Ödemiş’e faydalı olabilmek konusu benim bu tip düşünen vatandaşlarımıza karşı bir cevap verme niteliğindedir. ‘Siz, siyasetin içinde olup pasif, işe yaramaz bir meclis üyesi mi istiyorsunuz yoksa bağımsız da olsa farklı bir siyasette de olsa Ödemiş’in faydasına çalışabilecek, projeler üretebilecek, ilerleyen günlerde daha çok sevebileceğiniz bir meclis üyesi mi istiyorsunuz?’ İşte bunun cevabını verebilmek gerekiyordu. Bu soruyu bana altı ay önce sorsalardı ben dahi ‘Etik durmuyor’ diyerek herkesle tek tek helalleşmek zorunda kalabilirdim. Yine herkes hakkını helal etsin ama insanlar görüyor ki verimli bir insanım, proje üretebilen bir insanım, meclisi sürükleyebilecek bir insanım. İnsanlar, bu düşüncelerle ‘Hangi partide olursa olsun bir şeyler becerebilecek bir insan’ diyor.

Ben, bağımsızlık dönemimde, İYİ Parti’den ayrılmış olduğum dönemde yapmış olduğum faaliyetlerle bize daha önce İYİ Parti’de görev aldığım esnada oy veren vatandaşların gönlünü aldığım kanaatindeyim, onlarla helalleştiğim kanaatindeyim. Bazı vatandaşlar da, “Ağabey, senin bir bildiğin vardır” dedi.

“BEN, HİÇBİR ZAMAN BELEDİYE BAŞKANIMIZIN ENSESİNE KONMUŞ ADALETİN KILICI GİBİ DAVRANMADIM”

Niçin bağımsız meclis üyesi olarak görevinizi sürdürmeye devam etmediniz? Neden bir kanat seçme durumunda kaldınız?

Ben, uzunca bir süre bağımsız meclis üyesi olarak kaldım. Aslında çok daha rahattım çünkü üstünüzde stres kalmıyor. Bir siyasete bağımlılığınız olmuyor. İdeallerine bağlı bir adam olarak da düşüncelerimi mecliste de rahat rahat söyledim o dönem ancak meclis üyeliği, sadece proje üretme kabiliyeti ile sınırlandırılmamalı. Biz, kendi imkanlarımızla bir şeyler yapmaya çalıştığımızda başkanımız da bizi kırmadı.

Öte yandan meclisin tamamı, oy birliğiyle sunduklarımızı da kabul etti ancak şöyle de bir durum var. Mecliste önünüze gündem maddeleri geliyor. Her maddenin bağlı bulunduğu komisyondan gelen bir içeriği var, bu maddelerin alt yapısı hakkında da bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Konu sadece proje üretmek değil, mecliste oylanacak olan maddelerin içeriklerine de aşina olmak gerekir. Ben, tek başıma olduğum dönemde bu maddeler hakkında sağlıklı bilgiye ulaşma konusunda çok sıkıntı çektim. Tek başıma bir komisyona gidip de ‘Ne konuştunuz?’ diyemedim. Bu durum, benim için bir perdeye duhul olma mecburiyetini doğurdu. Daha iyi hizmet vermek, maddelerin oylamasına daha sağlıklı oy verebilmek için bir partinin içine girip üyelerle istişare etmek lazım. Hal böyleyken MHP dururken başka partiye mi gidecektik?

Siz bana, “Millet İttifakı’ndan Cumhur İttifakı’na geçtiniz” diyorsunuz, ben de “Bir ülkücüden diğer ülkücüye gittim” diyorum. Ben, hiçbir zaman sayın belediye başkanımızın ensesine konmuş adaletin kılıcı gibi davranmadım. Bunu özellikle söylemek istiyorum. Ben, yerel siyasette her şeye rağmen -muhalefette de olsam iktidarda da olsam- sayın belediye başkanımız bir icraat yapacağında ya da bir konuyla alakalı bir karar vereceği zaman onu ya da o dönemin muhalefetini potansiyel bir suçluymuş ya da her an bir kabahat işleyecekmiş gibi değerlendirmedim. İnsanlar beni biraz da ondan sevdi. Meclisimizde bazı bu tip tavırlar var. “Başkanımız bir şey söylese de hemen müdahale etsek” tarzında yapılanmalar var. Bugüne kadar bu tavırlardan hep uzak durdum. Gene söyleyeceğim hiçbir zaman adaletin kılıcı olmadım. Sürekli yargılayan bir yapım da olmadı. Bu konuda da hep takdir aldım.

“SİYASET, BİR YIPRANMA SÜRECİDİR”

Peki bu sürecin devamında MHP’den meclis üyesi olmanın size kazandıracakları neler?

Siyasette olduğum günden beri “Acaba bana ne kazandırır?” sorusunu kendime hiç sormadım. Siyasetten ya da oturduğum koltuklardan veya yaptığım işlerden herhangi bir menfaat beklentim olmadı. Bu geçişlerdeki rahatlığım da o yüzdendir. Bir akrabamı işe sokmadım, maddi bir menfaatim olmadı. Ben sadece meclis üyeliği yaptım. Bu saatten sonra MHP’nin bana ne kazandıracağı hususunda neler olacağını göreceğiz. Yaklaşık iki yıldan beri “Siyaset bana ne kazandırdı?” sorusunu kendime sormadım. Asıl kaybettirdiklerini konuşmak lazım. Siyaset, bir yıpranma sürecidir. Umarım ki ben, MHP’ye bir şeyler kazandırırım.

“YENİ KURULMAKTA OLAN BİR PARTİNİN İLÇE BAŞKANLIĞI BİLE ÖNÜME DOLAYLI YOLLARDAN GETİRİLDİ”

Peki siz, MHP kanadında yolunuza devam etme kararı aldığınızda AK Parti grubundan nasıl eleştiriler aldınız? Bunu sadece kötü algılamayın. Mesela tebrik aldınız mı?

Meclis üyelerinin birbirini bu konuda sadece tebrik etmesi beklenir. İdealist bir adam görüntüsü verdiğimden bağımsızlık dönemimde katıldığım bir röportajda hiçbir partiden teklif almadığım hususunda bir bilgi geçti. Sağ olsunlar o programı izlemişler, akabinde bana partilerden teklifler geldi. Hatta yeni kurulmakta olan bir partinin ilçe başkanlığı bile önüme dolaylı yollardan getirildi. Biz, onu yapamayız. Teklifler de aldım, “Buyur ağabey, beraber siyaset yapalım” diyenler de oldu. Dolayısıyla bu saatten sonra kötü eleştirileri kabul edemeyiz, tebrikleri kabul edebiliriz.

Murat Ürün’ün röportajı TV9 İzmir’de

Programın tamamı, TV9 İzmir Facebook ve Youtube adresinde. Henüz TV9 İzmir’i takip etmediyseniz Facebook ve Youtube sayfalarımızı beğenebilir, bölgenin en güncel haberleri hakkında bildirimlerinizin sesini açarak anında bilgi sahibi olabilirsiniz.

Ece Köseoğlu

Bakmadan Geçme