• Haberler
  • Kütüphanesini gazetemize açtı

Kütüphanesini gazetemize açtı

77 yaşındaki Ödemişli Zeki Eker, evinde bulunan kütüphanesini Küçük Menderes Gazetesi ekibine açtı. Ödemiş tarihinin meraklısı...

77 yaşındaki Ödemişli Zeki Eker, evinde bulunan kütüphanesini Küçük Menderes Gazetesi ekibine açtı. Ödemiş tarihinin meraklısı Eker, gençlere de çeşitli tavsiyelerde bulundu. Özellikle tarih kitaplarına çok meraklı olduğunu belirten Eker, ”1950’li yılların başında Ödemiş Kuran Kursu, 1960’lı yılların başında da İzmir Kestane Pazarı’nda eğitim gördüm. O dönemde de Adana İmam Hatip Okulu’nu dışarıdan bitirdim. 60’lı yılların sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Ödemiş İlçe Müftülüğü’nde yazı işleri katipliği yaptım. Uzun yıllardan beri de Ödemiş’te esnaflık yapıyorum. Şu an emekliyim.

1955 yılından bu yana sağ-sol demeden çok sayıda kitap okudum, yayın biriktirdim, dağıttım. Bugün size çok değerli birini tanıtacağım. Elimdeki kitap, devletimiz tarafından hazırlanıp eski Diyanet İşleri Başkanımız Ahmet Hamdi Akseki’yi anlatıyor. Akseki, 1901 yılında yani yaklaşık 120 yıl önce Ödemiş’e gelir. Ödemiş’te bulunan iki medresede dini ilimleri tahsil eder. Hocası da Gerçeklili İsmail Efe’dir. Ahmet Hamdi Akseki, 1901 yılından 1905 yılına kadar tahsiline Ödemiş’te devam eder.

Akseki, yüksek tahsilini İstanbul’da sürdürür ve tamamladıktan sonra da Deniz Harp Akademisi’nde öğretim görevlisi olur. Talebelerinin en meşhuru Necip Fazıl Kısakürek’tir. Bir diğeri de Nazım Hikmet Ran’dır. Ahmet Hamdi Akseki; kitapla, kültürle yetişmiş ve Ödemiş için de çok değerli bir kilit taşıdır. Ahmet Hamdi Akseki, gece gündüz demeden kitap yazan çok değerli birisi. Kendisi, Birgi’de otuza yakın medrese olduğunu ancak işgal döneminde hepsinin yakıldığını da anlatır. Biz de bu bilgileri kendisi sayesinde bugünlere taşıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bir insanı eğitmek, fabrika kurmaktan çok daha zordur”

Eker, bu zamana kadar 5000’in üzerinde kitap okuduğunun da altını çizerek özellikle gençlere şu tavsiyelerde bulundu: “Kitap yazma konusunda bir yeteneğim yok ancak okumayı yürekten seviyorum. Ömrüm yettiğince de okumaya devam edeceğim.  En büyük hayalim, tarihi güzellikleri gençlere aktarabilmek. Genç kelimesi Farsçadır. Anlamı da yeni keşfedilmiş kıymetli madendir. Bu madeni değerlendirecek çok iyi bir mühendis olmak gerekiyor. Bir insanı eğitmek, fabrika kurmaktan çok daha zordur.

Toplumumuz, ne yazık ki okumuyor. Kitap okuma alışkanlığı, ancak ve ancak teşvik edilerek kazandırılabilir. Benim bulunduğum arkadaş ortamı, kitap okumayı çok severdi. Ben de bu alışkanlığa o şekilde sahip oldum. Tarihimiz, güzelliklerle dolu. Korumak için gençlere ihtiyacımız var. Asyalı düşünür Konfüçyüs demiş ki: Yeşillikler içinde bir evimiz olsun. Orada da mutlaka bir kütüphanem olsun.”

Ece Köseoğlu

Bakmadan Geçme