Kuşak çatışması mı!

“Sümer tabletlerinde ‘Bu gençlik nereye gidiyor?’ yazısını gördüğümden beri gençleri sorgulamıyorum” / Muazzez İlmiye ÇIĞ “Bugünlerde...

“Sümer tabletlerinde ‘Bu gençlik nereye gidiyor?’ yazısını gördüğümden beri gençleri sorgulamıyorum” / Muazzez İlmiye ÇIĞ

“Bugünlerde gençler, kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar. Yetişkinlere karşı saygısızlar. Ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenleri sinirlendiriyorlar.” / Aristo

“Çocuklar artık evlerinin hizmetçisi değil, tiranı… Anne babaları odaya girince ayağa kalkmıyorlar, onlara itiraz ediyorlar, destek olmak yerine laklak yapıyorlar, şapır şupur yiyorlar, bacak bacak üstüne atıyorlar, öğretmenlerine zulmediyorlar.” / Sokrates

“Günümüzün gençleri öyle umursamaz ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bize büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kuralları boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.” / Hesiod

Yukarıda alıntı yaptığım sözlerin sahiplerinden sadece Muazzez İlmiye Çığ yaşıyor. Diğerleri, milattan önce yaşamış filozof yani düşünürler.

Cahiliye Devri, İslami bir terimdir. Arapların İslam’dan önceki inanç, tutum ve davranışlarını belirtmek için kullanılır. Ne kadar gerçeği yansıtıyor bilmiyorum ama aynı coğrafyada Yahudilik ve Hıristiyanlığın hüküm sürdüğünü bilmem hatırlatmaya gerek var mı?

Asr-ı Saadet de İslam tarihinde Hazreti Muhammed’in hayatta olduğu döneme verilen addır ya da hayal edilen mutlu zaman! “Mutluluk dönemi, insanların en bahtiyar oldukları çağ” anlamına gelmektedir.

Türkiye’de hep bir ‘altın nesil’ beklentisi veya inancı olduğunu bilirsiniz.

Altın Nesil, eskiden beri filozofların da değindiği ideal sistem ve ideal insanlardır. İslam alimleri ve filozoflarının da değindiği bir konudur. İnanca göre dünyada ideal bir yaşamı ortaya koyacak nesildir.

Daha yakınlara gelirsek Tevfik Fikret’in Haluk, Mehmet Akif’in de Asım nesli var…

Mehmet Akif, “Asım’ın nesli”, Tevfik Fikret de “Haluk’un nesli” diyordu. Mehmet Akif, manevi değerlerle donanmış gençlerin Batı’nın sadece ilmini alması gerektiğini söylerken Tevfik Fikret de milli ve dini değerleri dikkate almıyor, bilim ve evrensel dünya vatandaşlığını önemsiyordu.

Fikret’in oğlu, bir zaman sonra Hıristiyanlığı seçerken Mehmet Akif’in ikinci kuşaktan torunu Aydemir Güler de TKP Genel Başkanlığı yapmıştı.

1980 öncesi babası ile fikir ayrılığına düşen çok sayıda gencin ailesi ile birlikte yemek yiyemediğini biliyoruz.

Herkes annesi, babası gibi düşünmek zorunda değil.

Gelelim yazı konusuna. Birkaç gündür Ödemiş gündeminde bir anne kız tartışması dolanıyor. Gazetemizin muhabiri Ece Köseoğlu da konuyu gayet güzel özetlemiş aslında. Gazetemizin internet sayfasından okuyabilirsiniz.

Eskiden evin erkeği hangi partiye oy atıyorsa cümbür cemaat bütün aile üyeleri oraya oy atarlardı. O devirler geçti. Şimdi karı koca bile nereye oy attığını bilmiyor çünkü. Doğrusu da budur. Güncel siyasal konular, aile içinde değerlendirilebilir ve tartışma konusu yapılabilir ama bakış açıları farklı olabilir. Evlilik ve aile kurumu bambaşka bir şey. Sonuçta hoş olmayan durumlar ortaya çıkabilir ama ne yapalım, insanlar robot değil ki!

Bakmadan Geçme