• Haberler
  • ihale
  • Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal ve Vahdettin (İddialar-Yanıtlar)

Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal ve Vahdettin (İddialar-Yanıtlar)

Ödemiş ve Küçük Menderes Havzası'nın tarihe ve kültüre açılan penceresi Ödemiş Yıldız Kent Arşivi Müzesi (ÖYKAM)'nin...

Ödemiş ve Küçük Menderes Havzası’nın tarihe ve kültüre açılan penceresi Ödemiş Yıldız Kent Arşivi Müzesi (ÖYKAM)’nin kurucusu ve ilk müdürü değerli hocam Prof. Dr. Engin Berber’i Ödemişli hemşehrilerim unutmamıştır, unutmaz da… Çünkü, ÖYKAM’ı gecesini gündüzüne katarak, bilimsel ölçütlerini oluşturarak ve saygın bir kent müzesi ÖRNEĞİ olarak sadece kentimize değil, tüm Küçük Menderes Havzası’na kazandıran bilim insanıdır. ÖYKAM’ı gezdiniz ve yayınlarını edinip okudunuz değil mi? Yoksa büyük bir eksiklik duymalısınız içinizde!

Konumuz, Berber’in -yanılmıyorsam- ilk araştırma-inceleme kitapçığı, “Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal ve Vahdettin İddialar-Yanıtlar.” Çünkü Mustafa Kemal aleyhinde olanlar, hangi taraftan/dünya görüşünden/kaynaktan olurlarsa olsunlar temcit pilavı gibi Vahdettin ile aralarında olan olaylardan iddialar üretir, piyasa sürer ve karalamaya çalışır. İşte bu yapıt, bu uydurma iddialara belgeleriyle yanıt veriyor ve tarihin çöplüğüne atıyor…

Şimdilerde zor bulunan bu kitapçık, yeniden ba-sıl-ma-lı-dır, da-ğı-tıl-ma-lı-dır…

Ama önce kitapçığın maceralı geçmişinden söz edeyim. “Önsöz”de Berber anlatıyor: Kitapçık, gerçekte 1989 yılı başında bir makale olarak kalem alınmış. 12 Eylül ürünü Atatürk Dil, Tarih ve Kültür Yüksek Kurumu’na bağlı, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı’nın üç aylık (Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi)’ne gönderilmiş. Yazarı yayınlanabilir diye düşünmüş. Yanılmış. Birkaç kez iadeli taahhütlü göndermiş. Telefonla aramış. Her seferinde ellerine geçmediğini söylemişler. Sonra hocası Prof. Dr. Ergün Aybars, elden götürüp vermiş ama bir türlü dergide yer bulamamış. Berber, nedenini sorduğunda da “Gerçekte tarihçi olmayan” müdür, “Biz bunları her gün söylüyoruz” diye açıklamış.

Açıkçası Atatürk’e iftira atmak serbest, iddiaları çürütmek-yok etmek yasak! Taa o günlerden beri böyle! Bu günlerde ise her şey açıkta… Hilafet konuşuluyor!!!

Konumuza dönüyorum: Kadir Mısıroğlu (Kurtuluş Savaşında Sarıklı Mücahitler, İstanbul, 1967) ve destekçisi Necip Fazıl Kısakürek (Vatan Haini Değil, Büyük Vatan Dostu Vahidüddin, İstanbul, 1975) adlı kitaplarında saçma sapan iddialarda bulunuyor.

Size tanıtacağım kitapçık, bu iddiaları çürüten az önce macerası aktardığım makalenin son biçimi. Kitapçık; “Gerçeği Yakalamak”, “Mondros’tan Samsun’a”, “Samsun’dan Zafer’e”, “Vahdettin’in Kişiliği Üzerine” ve “Sonuç” olmak üzere altı bölümden oluşturulmuş. Kullanılan belgelerdeki Osmanlıcayı anlayabilmek için sonuna “Sözlük” eklenmiş. 67 tane kitap ve makale, o dönemde iddiaları yayınlayan-tartıştıran toplam beş gazete (Ati, İkdam, Takvim-i Vakayi, Tercüman, Zaman) ile belgelerin yayımlandığı bir dergi (Harp Tarihi Vesikaları Dergisi) incelenmiş. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd (ATASE) Başkanlığı Arşivi‘ne başvurulmuş ve orada da çalışılmış. Yanıtlar böylesi bir çaba sonucunda oluşturulmuş, iddialar çürütülmüş!

“Mondros’tan Samsun’a” bölümünde üç iddia konu edilmiş. “Samsun’dan Zafer’e” bölümünde iki iddia çürütülmüş. “Vahdettin’in Kişiliği Üzerine”de ise bir iddia konu edilmiş. Her bölümün dipnotları açıklayıcı, kanıtlayıcı nitelikte. Toplam 267 adet. Böylesi küçük bir kitapçık için oldukça çok…

“Sonuç” bölümünü dilerseniz birlikte okuyalım:”Güvenilir belge ve kaynaklara dayanarak sanki tersini kanıtlamışcasına Vahdettin’i vatan haini olarak değerlendiren tüm incelemeleri ‘gayr-ı ciddi ve gayr-ı ilmi’ olarak değerlendiren Mısıroğlu, ulusal savaşı ‘destani şan ve şereflerle dolu umumi Türk tarihi içinde iddia ve ifade edildiği kadar ehemmiyetli bir mevkii haiz değildir. Aşağı yukarı müsavi kuvvetlerle Yunanistan gibi küçük bir devlete karşı gerçekleştirilmiştir. Ancak memleketin harim-i ismetinde cereyan ettiği ve çok büyük bir yıkım ve zaruret devresine rastladığı için manevi değer ev ehemmiyeti çok büyüktür’ diyerek küçüksemekte, ulusal savaşın gerçekte Yunanistan yanında onu her bakımdan destekleyen Batı Emperyalizmi’ne karşı da yapıldığını görmezlikten gelmektedir. Üstelik ‘Hakikaten Yunan’a -maazallah- yenilseydik çok ayıp olurdu. Milli gurur ve izzet-i nefsimiz, tamir kabul etmez bir yara alırdı’ diyerek şovence bir tutum takındıktan sonra ‘Fakat yendiğimiz için fazla övünmemizi -şahsen- yakışıksız bulmaktayız. Hele bayram üzerine bayram yaparak ve bu hadiseyi mübalağandırarak ulaşılmaz nadir bir zafer gibi göstermek, bilmem bizim gibi büyük bir millete ne kadar yakışır!’ diyerek de Türk ulusunun ölüm ya da kalımı olacak bir savaşımı başarıyla bitirmesinin haklı ödülü olan kıvancı yersiz bulma basitliğini göstermektedir.

Bizce Mısıroğlu ve Kısakürek’in bilimsel ölçüler içinde kanıtlayamayacakları için uzun uzadıya kalem oynatarak kanıtlamaya çalıştıkları konu tektir: Vahdettin olmasaydı Türk İstiklal Savaşı olmayacak ve kurtuluş sağlanamayacaktı.”

Engin Hocam, bu değerli çalışmasıyla Cumhuriyet tarihimize damgasını vurmuştur. Mustafa Kemal’in (1931) “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen gerçek insanı şaşırtacak bir hal alır” sözünde de vurguladığı tarih yazıcılığını hakkıyla yerine getirmiştir. Belgesiz, bulgusuz, kendi sanrılarından yola çıkarak tarihi çarpıtmak isteyen Mısıroğlu ile Kısaküreklere gerçeğin tokadını vurmuştur. Bize düşen görev, şimdilerde zor bulunacağına inandığım bu kitapçığın yeniden ba-sıl-ma-sı ve da-ğı-tıl-ma-sı-dır… Yetmez, hep devrim tarihimizde gündemde tutmamızdır…

________________

* Kurtuluş Savaşında Mustafa Kemal ve Vahdettin İddialar-Yanıtlar, Engin Berber, Ayraç Yayınevi, Araştırma-İnceleme: 05, Birinci Baskı: Mart-1997, Ankara, 112 Sayfa.

Bakmadan Geçme