• Haberler
  • Koca bir hayal kırıklığı: Çakırağa, iki buçuk yıldır kapalı

Koca bir hayal kırıklığı: Çakırağa, iki buçuk yıldır kapalı

Her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği konak, bu yaz da ziyaretçilerine kapılarını açmadı. Konuyla alakalı üzüntüsünü...

Her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği konak, bu yaz da ziyaretçilerine kapılarını açmadı. Konuyla alakalı üzüntüsünü dile getiren Birgi Muhtarı Mutlu Sulukan, ”2017 yılının Mart ayından bu yana Birgi’mizin zenginliği, tarihi kapılarını ziyaretçilere açmadı. Bu durum, Birgi’nin dışa tanıtılmasına ve turizmin canlanmasına çok büyük bir engel teşkil etmektedir. Burada bulunan pansiyonlarımız, esnafımız da bu durumdan etkilenmektedir. Biz, ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazırız. Ziyaretçilerimizi her defasında kapıdan döndürmek, onlara bu eseri tanıtamamak çok üzücü” dedi.

Sulukan, ”Bu konuyla alakalı ilgili merciler, en azından Çakırağa Konağı’nın tehlike arz eden kısımlarını şeritleyerek küçük gruplar halinde bahçe içerisine ziyaretçi alabilmeli. Uzun yoldan gelen ziyaretçiler, tarihe bahçesinden de olsa bakabilmeli” şeklinde konuştu.

”Servet ile yapılabilecek bir konak değil”

8.5 yıldır Birgi’de yaşayan Nar Danesi Kafe ve Restoran’ın sahibi Yaşar Günaydın ise gazetemize Çakırağa Konağı’nın tarihini anlatarak sözlerine başladı. Günaydın, ”Turizmle iç içe olduğum için Birgi’nin de bu konuyla alakalı gelişimine birebir tanık olmaktayım. Çakırağa Konağı’nın hikayesini anlatmakla başlamak isterim. Çakırağa Konağı, ismini Çakırların Şerif Ali Ağa’dan alır. Şerif Ali Ağa da bu sebeple Çakırağa olarak anılır. Kendisi bir deri tüccarı ve o dönemlerde Birgi, önemli bir deri merkezi konumundaymış. Ağamızın on üç tabakhanesi varmış. Ağa, Birgi’den Avrupa’ya ihracat yaparmış. Çakırağa Konağı, servet ile yapılabilecek bir konak değil. Çakırağa, hem sembol bir konak hem de önemli bir mimari değer. Batı Anadolu Türk Mimarisi’nin özgün örneklerinden de bir tanesidir. Konak, NTV Yayınları’nda ‘Türkiye’nin 100 Mimari Şaheseri’ Kitabı’nda yer alıyor. Çakırağa Konağı’nın yalnızca bir kitapta değil pek çok kitapta adının geçtiğini de gözlemledik” ifadelerini kullandı.

Çivisiz Konak da deniliyor

Günaydın, Çakırağa Konağı’nın en çok kökboyaları ile yapılmış ve günümüze kadar gelmiş kalem işi süslemeleriyle tanındığını belirterek,”Dışında süslemeler var ancak içerisi de kıyamet gibi. Duvarlarda, tavanlarda, her yerde resimler var. Bu konakta İtalya’dan bile görüntüler yakalamak mümkün. Konak yapılırken çivi kullanılmamış. O sebeple yakıştırmalardan biri de ‘Çivisiz Konak’. Rivayete göre ağamız konağı yaptırırken İtalya’dan, Milano’dan ustalar ve Venedik’ten ahşap getirmiş. Üstelik Çakırağa Konağı, mimari olarak bir takım ilklere de sahip. Üç katlı, on dört odalı; İstanbul Odası, İzmir Odası, Hazine Odası gibi ilginç odalara sahip. Ön yüzünde alt katta iki kapı var. Kapılardan biri, hayvanla giriş ve o kapıyı açtığınızda hayvandan inerken tümsekli bir giriş olduğunu görürsünüz. Orada aynı zamanda ahırlar, bekleme odaları ile hizmetli odaları da bulunurmuş. Orta kat, kışlık kat olarak kullanılırmış. Biraz daha basık ve ‘yeşil kat’ olarak anılırmış. En üst ‘kırmızı kat’ ise daha yazlık ve şaheser şeklinde tasarlanmış” cümlelerini kurdu.

”Saraylar gibi eşsiz ve güzel”

Çakırağa Konağı’nın çok özgün bir yapı olduğunu vurgulayan Günaydın, ”Çakırağa Konağı, Binbir Gece Masalları’nda anlatılan saraylar kadar güzel ve eşsiz bir yapı. 1976’ya gelindiğinde konakta eski zenginlik yokmuş ve bazı yerler deforme olmaya başlamış. İleri gelenler, içerisinde yaşayanları konağı kamulaştırmak adına ikna etmişler. O dönem sonrası konak, yaklaşık yirmi yıl kadar bakıma alınmış. 1996 yılından bu yana da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait bir müze konak. Konağın biri müze içerisinde diğeri ise dışarısında olmak üzere iki tane de müştemilatı bulunmakta” dedi.

”Turlar, Birgi’den ayağını kesmeye başladı”

Günaydın, Çakırağa Konağı’nın daha önceki yıllarda da restore edildiğini ancak son yıllarda yıpranmalardan dolayı beşer ziyaretçi almaya başladığını da kaydederek şunları söyledi: ”En son 2.5 yıl önce büyük bir restore kararı alındı ve tehlike arz ettiği için konağı kapatarak ihale sürecine girmiş oldular. Tescilli bir yapı olması nedeniyle öncelikle Yüksek Anıtlar Kurulu’nca proje kararı alınması gerekiyordu. Bu durum, git-gellerle yaklaşık bir buçuk yıl sürdü. Son bir yıldır da ihaleye çıkmasını bekliyoruz. Herkes bekliyor. Her yerden şikayetler var. Birgi’ye iki kez bakan yardımcısı geldi ancak bir türlü ihaleye çıkılamadı. Çakırağa Konağı’nın Birgi turizmine de çok büyük katkısı vardı. Çünkü bu konak, Birgi’nin en popüler yapısı olma özelliğini de taşıyor. Dışarıdan turlar geldiğinde kapalı yazısını görüyorlar ve şok olduklarına da çok kez şahit olduk. Gelen turistler, gelmeden önce Birgi’yi, Çakırağa Konağı’nı inceliyorlar ve özellikle bu konağı görmek için kilometrelerce yol gelen insanlar var. O insanlar da şok oluyor. Turlar, yavaş yavaş Birgi’den ayağını kesmeye başladı. Bu yapının halen restore edilememiş olması büyük bir handikap.”

”Çok büyük bir miras”

Günaydın, ”Gelen turistlerin kapıdan geri döndüğünü gördüğümüzde en azından internetten sanal tur yapmaları adına onları uyarıyoruz. Çakırağa Konağı’nın içini görmelerini istiyoruz. Çakırağa’yı gören herkes çok etkileniyor. Çok sürpriz bir yapı. Hem Birgi için hem mirasçısı olan halk için çok büyük bir değer. Burada müthiş bir kültür yatıyor. Restorasyonun en kısa zamanda başlayıp bitmesini ümit ediyoruz. Umarım bu güzellikten kimse mahrum kalmasın.”

Ece Köseoğlu

Bakmadan Geçme